Önce, Şişli'den yazan okurumuz Hatice Gökçen Nebioğlu'nun mektubunu okuyalım sonra yorum yapalım:
"Bu kadarına pes dedirtecek bir cep telefonu faturasını size gönderip, suskun kalmamayı ve halkımızın bir kez daha uyarılmasının yerinde olacağını düşündüm.
Cep telefonum iki aydır kapalı olduğu halde, gönderilen faturada 9 milyon 220 bin lira borç tahakkuk ettirilmiş bulunuyor.
Geçen ayın faturası birkaç gün geç ödendi diye 1.068. 376 TL (Bir milyon 68 bin küsur) açma kapama parası adı altında para tahakkuk ettirilmiş... Milleti koyun yerine koyanlara dur diyecek bir merci yok mu bu memlekette? Bu kadar sahipsiz miyiz? Sesimi duyurursanız, minnettar kalırım."
Şimdi gelelim yoruma...
Hatice Hanım'ın gönderdiği Telsim faturasını inceledim. Dökümünü yazayım da, asıl soygunun nasıl yapıldığını siz de görün...
Telefonun kapalıyken açıldığı belli, çünkü beş kuruşluk konuşma parası yok.
2 milyon 179 bin lira sabit ücret var.
1 milyon 68 bin lira da açma kapama parası var...
Hatta 93 bin lira da indirimle birlikte, Telsim ücretler toplamı 3 milyon 247 bin lira ediyor.
Yani normalde, Hatice Hanım'ın açma kapama ve sabit ücret olarak 3 milyon 247 bin lira ödemesi gerekiyor.
Fakat iş bununla da bitmiyor.
Sevgili devletimiz, bu "açma kapama" operasyonundan bakın neler alıyor:
536 bin lira KDV, 788 bin lira özel ileşitim vergisi, 375 bin lira yıllık kullanım harcı, 2 milyon 179 bin lira eğitime katkı payı, 2 milyon 179 bin lira da özel işlem vergisi...
Devletin aldıkları, 6 milyon 58 bin lira, Telsim'in aldığı da, 3 milyon 247 bin lira... Etti mi size 9 milyon 212 bin lira...
Demek ki devlet, sadece konuşurken değil, kapatıp açarken de sövüşlüyor.
Bu gidişle, başımızda birer huni, elimizde cep telefonları ile tımarhaneleri dolduracağız...
Kastamonu SSK Müdürlüğü'ne emeklilik için müracaat ettiğimde bana günümün tamam olduğunu emekli olabileceğimi söylediler ve dilekçemi verdim. Emekli olmamı beklerken SSK Müdürlüğü'nden gönderilen yazıda, isteğe bağlı sigorta primi ödediğim dönemde 1989 yılı içinde bir inşaatta 15 gün işçi olarak çalıştığım, sigorta piriminin (zorunlu) inşaat sahibi tarafından ödendiği, bu nedenle 1989-1993 yılları arasında düzenli olarak ödediğim sigorta primlerinin iptal edildiğini ve emekli olamayacağımı söylediler.
Çok zor şartlarda ama düzenli olarak ödediğim sigorta pirimleri SSK tarafından hiçbir ikaz ve uyarı yapılmadan tahsil edilmeye devam etmiştir. SSK kanunları hakkında hiçbir bilgim olmadan, gayri ihtiyari olarak 1989 yılı içinde 15 gün inşaatta çalıştığım için sigorta priminin iptal olduğu söylenmektedir.
Sadece bu ay içinde sehven ödemediğim isteğe bağlı sigorta primlerinden dolayı primlerin iptal edileceğinin belirtilmesi ve emekli olamamamdan dolayı son derece de mağdurum.
Sayın yetkililer; benim asla SSK kurumunu şikayet etme gibi bir niyetim yok. Mağdur ve zor durumdayım. Hiçbir sosyal güvencem yok. Verem ve sara hastasıyım. SSK Dışkapı Hastanesi'nde 2 sene yattım. Sayın Bakan Okuyan'ın ilgisini rica ediyorum." Faik Kaba - Kastamonu
'Off Shore'dan üşütenler!...
Bir "Off shore"zede Kemal Güngör'ün mektubu...
Şimdi kendimi enayi gibi hissetmem sizce garip kaçar mı?
Hani deseler ki o kalan 3 aylık bedeli de öde, nemanızı size verelim, hemen ödemeye hazırım. Hiçbir şekilde bizim gibi mağdur duruma düşenlerle ilgili lütfedip açıklama yapan da yok.
Devletimizin canı sağolsun, bunun üzerine de soğuk su mu içelim dememiz gerekiyor. Türkiye 'Muz Cumhuriyeti' diyenlere hak vermemek, bu gibi durumlarda zorlaşıyor."