Paraşütçü kız gibi çakıldı!
Kendini anlatamazsan işte bu olur. Akıl sahibi, sağduyu sahibi, adalet sahibi ve bilimsellik sahibi okur, "yazdığını alır, hiç beklemeden yüzüne çarpar".
Okuyucu çarptı...
Çok sayıda telefon..
Uyarı... Eleştiri...
Okuyucu; "İnsanlar habersizdi başlıklı yazınıza katılmıyorum" diyor.
Çünkü dünya eski dünya değil..
Türkiye de eski Türkiye değil.
Sözkonusu eylem paradan para kazanmak olunca "herkesin herşeyden haberi" oluyor.
Dünkü yazınıza katılamayız...
Çok az bir kısmı habersiz, saf, bilgisiz olabilir. Ancak İhlas Finans'a para yatırmış 200 bin kişinin en az 190 bini "kâr zarar ortaklığının ne olduğunu" biliyordu.
Bilmiyorum diyenlere inanmayın.
Okuyucu dikkatli..
Çünkü "Habersizdi, bilmiyordu, saftı, zar zor biriktirmişti, göz nuru-el emeğiydi..." gibi salya-sümük yakıştırmaların altından sinsi bir dalkavukluğun çıkmasından ve bu kadar verginin üstüne bir de "İhlas'a para yatıranları kurtaralım vergisinin" getirilmesinden korkuyor.
Amacım dalkavukluk değildi...
Ama kendimi anlatamadım...
Bu yüzden okuyucu haklı..
Sadece ölüler hata yapmaz...
Özür diliyorum. Hatamı kabul ediyorum...
***
Türkiye çakıldı...
Benzetmek gibi olmasın ama "paraşütü açılamadığı için yere çakılan kız gibi" gömüldü. Derecelendirme kuruluşu Moody's: "Türkiye'de batık krediler endişe verici boyutlarda" diye rapor vermiş.
Acaba ne kadar?
Devlet bankalarında..
Holding bankalarında...
İslami finans kurumlarında...
Türkiye ekonomisi 200 milyar dolar üretiyor. Bunun içinde batık ne kadar? Enflasyon beklenen hızda aylık yüzde 1'in altına inmedi. Enflasyonu indirme programının en önemli ayağı olarak gösterilen; Telekom'un ve THY'nin özelleştirilmesi gerçekleşmedi. Gerçekleşme ihtimali de giderek zayıfladı.
***
Ekonomi çakılıyor.
Çekler ödenmiyor.
Senetler tuvalet kağıdına döndü.
Servet değişimi oluyor.
Küçükler dayanamıyorlar...
İşyerleri kapanıyor.
Bütün servet, şirketler, kurumlar, bankalar, holdingler az sayıda kişinin, patronun, kurumun elinde toplanıyor.
Tekelleşme sürecine girdik.
İşçiler kemer sıkıyor.
Memurlar kemer sıkıyor.
Esnaf kemer sıkıyor.
Çiftçiler kemer sıkıyor.
Fakat enflasyon yeteri hızda düşmüyor.
Ve fabrikalar kapanıyor. Aylık enflasyon yüzde 1'in altına, fabrikaların hepsi kapanmadan, tekelleşmiş büyüklerin karşısında küçükler iyice yok olmadan, inebilseydi belki biz buna "Verimli çalışanlar kalıyor, verimsizler gidiyor, ekonomik kriz çözümünü de işte kendi içinde hazırlıyor" diyebilirdik.
Çakıldı... Servet el değiştiriyor.
Sıra rejime mi geliyor?
***
Bu yüzden okuyucu haklı.
Ticareti, paradan para kazanmayı "İslam giysisi" altında gizleyerek, "tarikat-ticaret-finas kurumu- holding- vakıf- gazete- televizyon" zincirini kuranların mağdur ettiği insanları da kurtarma vergisi istemiyor.
Kompartımanlaştırdılar.
Müslüman ürünler..
Müslüman markalar...
Müslüman marketler...
Müslüman giysiler...
Müslüman fabrikalar...
Müslüman liseler...
Müslüman üniversiteler...
Müslüman plajlar...
Müslüman televizyonlar...
Müslüman diziler...
Müslüman gazeteler...
Müslüman finas kurumları...
Diye ayrı kompartımanlar doğdu....
Bu ayrımdan verim umdular...
Para, servet, büyüme beklediler.
İhlas örneğiyle görüyoruz ki, şimdi bu dine-tarikata- vakfa dayanarak zenginleşip köşeyi dönme de hesap verme noktasına geliverdi. İhlas'ın batışının altında tıpkı devlet bankaları ile diğer holding bankalarının batışı gibi "kötü yönetim" yatıyor.
Okuyucu yanlış yazıyı çarpar.
Piyasa ise yanlış işletmeyi...
Fakat işin aslı:
Paraşütçü kız gibi çakıldı.