İki İstanbul arasındaki uçurum sosyal barışı da etkiliyor... Özellikle E-5'in altı ile üstü arasındaki fark herkesi ürkütüyor..

BÜYÜK KUŞATMA
İstanbul'un imar plansız bölgelerinde su, yol, elektrik yok. Her taraf çukur, çamur. İnsanlar yıllardır kitleler halinde göçle gelip buralara yerleşti. Hiçbir imar planı, programı yapılmadı. Belediyeler oy uğruna bu çarpık yerleşime göz yumdu; taviz verdi. İstanbul'u mezralardan beter "kondu-kentler" çirkin bir koza gibi kuşattı.

HAZİN ÇELİŞKİ
Kentin imarlı bölümü ise planlı bir gelişmeyle çağı yakaladı. Bu bölüm, her türlü altyapı hizmetinden yararlandı. Düzenli yollara, yeşil alanlara, çocuk parklarına, konforlu yerleşim ünitelerine sahip oldu. İstanbul'un imarlı, altyapılı bölümüyle çarpık yerleşmenin egemen olduğu bölümü arasında herkesi ürküten çok hazin ve çağdışı bir çelişki ortaya çıktı.

SOSYAL SORUN
Farklılık en çarpıcı şekilde "E-5'in altı ve üstü" arasında kendisini gösterdi. Hiçbir hizmet alamadan yaşayan kesimin insanları, çağı yaşayanlara imrenerek bakmaya başladı. Sosyal barış tehlikeye girdi. Uzmanlar uyarıyor: "Meteorların üzerine uzay aracının indiği günümüzde insanlar çamura basmamalı. Islah planları yapılıp hazin çelişki giderilmeli."

Tartışmaya çağırıyoruz
Kent bilimcilerini, mimarları, belediye başkanlarını, şehir planlamacılarını bu çarpıklığı masaya yatırmaya çağırıyoruz. Çağdışı farklılığı gidermenin ve toplumsal barışı sağlamanın yollarını bulmaya davet ediyoruz. Her İstanbullu'nun bu gerekliliği yüreğinde duyması gerektiğini biliyoruz...