Trafik terörü yeni bir iş kolu doğurdu: Trafik psikologları. Ehliyetini kaptıranların yolu onlara düşüyor. İşleri, şoförlerin riskli araba kullanmasını engellemek. Trafik kurallarını ihlal edip ehliyetiniz alınmışsa, zaten onlara gitmeye mecbursunuz. Bir hata sonucu kaza yapıp, bunun vicdan azabını yaşıyorsanız yine onların yardımıyla normal yaşantınıza geri dönebiliyorsunuz.
Son dört yıldır Türkiye'de hizmet vermeye başlayan trafik psikologlarına başvuruda bulunanlar, hatta onlara mektuplarıyla ulaşanlar oluyor... Ankara'daki Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'na bağlı Sürücü Değerlendirme ve Eğitim Araştırma Merkezi'nde görevli Yeşim Yasak, Türkiye'de sayısı henüz çok az olan trafik psikologlarından biri. Bu merkezde ehliyeti alınan şoförleri testlere tabi tutuyor, büyük şirketlerin şoför alımlarında şoför adaylarına yeterlilik testleri yapıyor.
Peki söz konusu testler bir insanın trafikteki halini ne derecede yansıtır? Sürücüler bu merkezde bilgisayar ortamında bir şoför koltuğuna oturuyor ve trafikteymiş gibi araç kullanıyor. İşte onların gerçek yüzleri orada ortaya çıkıyor. Ne kadar risk aldıkları, dikkatlerinin ne zaman dağıldığı, kuralları bilip bilmedikleri ve uyma konusundaki hassasiyetleri ölçülüyor. 97'den beri bu işi yapan Yasak'a göre, Türk şoförünün durumu kötü. Hatta Avrupa ülkelerinde bizim şoförlerimizin yüzde 60'ı okey alamaz!
Neden Türkiye'de çok kaza oluyor?
Çok fazla nedeni var. Sürücülerden kaynaklanan nedenleri var. Kurallara uymuyoruz. Bir sürücü diğerlerini dikkate almıyorsa, altındaki arabayı güç, statü aleti gibi görüyorsa, araba kullanmayı iyi hız yapmak olarak görüyor ve rekabetçi yanını sürekli olarak trafikte gösteriyorsa trafik kazaları kaçınılmaz oluyor. Yolların durumu, yoğunluğu, eğitimsizlik gibi nedenleri de sayabiliriz.
Hangi yaş grubu daha çok kaza yapıyor?
18 ila 25 yaş grubu daha fazla risk alıyor ve bu yüzden de daha çok kaza yapıyorlar. Bir de sürücüler çok uzun süre direksiyon başında kaldıkları için yoruluyorlar.
Türkiye'de trafik kuralları yok sayılıyor. Boş yolu gören kırmızı ışıkta geçiyor, emniyet kemeri takılmıyor...
Avrupa'da bir sürücü kural ihlali yapıyorsa ona ruh hastası olarak bakılıyor. Ama biz Türkiye'de normal insanlarla uğraşıyoruz. Arada böyle bir fark var. Çünkü Türkiye'de normal insanlar kurallara uymuyor. Avrupa'da saldırgan sürücü denildiğinde bu çok ciddi bir tehlikedir. Oysa bizde böyle değil.
İnsanlar diğerleri uymadığı için mi uymuyor kurallara?
Ben uyarsam bir şey değişmez görüşü hakim. Herkes kural ihlal ediyor. Bu yüzden de masum insanların ölümüne neden oluyorlar. Kişilik bozuklukları ve sorumsuzluklar var bunun nedenleri arasında. Biz testlerde bunu da anlıyoruz.
Sonuçta kaza oluyor. Bir yanda yaşamını yitirenler bir yanda da vicdan azabı çekenler...
Kendilerini katil gibi hissedenler oluyor. Bundan kurtulmak da zor. Arabasını satanlar, toplum yaşamına uyum sağlayamayanlar oluyor. Utanç ve pişmanlık duyanlar oluyor.
Testlere girdikten sonra davranış değişikliği gösterenlerin oranı nedir?
15 farklı testten geçiyorlar. Gelenlerin çok daha az risk aldıklarını ve trafik kurallarına daha çok uyduklarını söyleyebilirim. 18 saat rehabilitasyon kursları uyguluyoruz.
Trafik kurallarını mı anlatıyorsunuz?
Hayır. Trafiği nasıl algıladıklarını ölçeceğimiz testler yapıyoruz. 50 kilometre hızla gidersem trafiği yavaşlatırım diye düşünenler var. Oysa herkes buna uysa trafikte sorunlar azalacak.
Araçlarının özelliklerini bilmeyenler var mı?
Örneğin APS sistemi olanlar 100 km hızla giderken bir metre sonra durabileceklerini sanıyor. Biz onlara bu bilgi eksikliği nedeniyle ölebileceklerini gösteriyoruz. Bizim güvenlik bilincimizde hasarlar var. Kötüyü kendimize yakıştıramıyoruz.
Kadınlar daha az kaza yapıyorlar. Bunun nedeni ne?
Daha dikkatliler. Ama bilimsel bir araştırma yok. Kadınlar hatalarını daha çabuk kabulleniyor.