Diyarbakır'da atılan sloganın tercümesi

İlk kez bir emniyet müdürüne asayiş konuları dışında önemli bir misyon yüklendi.. İlk kez bir emniyet müdürüne koca bir kent miras kaldı..

İşsizliğiyle, altyapı sorunlarıyla, keşmekeşiyle, birinci lige çıkmak için didinen takımıyla..

Diyarbakır'dan söz ediyorum..

Yeni Emniyet Müdürü Atilla Çınar, Gaffar Okkan gibi davranmak zorunda.. Benim üslubum farklı diyemez.. Benim işim güvenlik diyemez..

Devraldığı miras çok ağır.. Kentin hamisi olmaktan kaçamaz.. Artık işsizlik de onun sorunu, evden kaçan çocuklar da.. Diyarbakırspor'un başarısı için de uğraşmalı, Hizbullah terörüne son vermek için de.. O da selefi gibi, kahve kahve dolaşmalı..

O da selefi gibi takımının peşinden şehirden şehire koşturmalı.. O da gecenin yarısında ciğercinin önünde durup dürüm yemeli..

Diyarbakır halkı polise böyle bir misyon yükledi.. Emniyet Müdürü devletle halkı barıştıran güç oldu..

Bundan dönüş yok..
Diyarbakır halkı bunu istiyor.. Gaffar'la gelen düzen devam etsin diyor.. Diyarbakırspor- Hatayspor maçında 30 bin kişi bu mesajı verdi..

Yeni müdür Atilla Çınar stada girdiğinde on binlerce kişi tek bir yürekten haykırırcasına; "Gaffar'ın katilleri bulunsun / hesap sorulsun" diye slogan attı..

Düşünebiliyor musunuz? Diyarbakır'da halk yeni polis müdüründen eski müdürün katilini bulmasını istiyor..

Aslında bu basit gibi görünen sloganın ardında çok önemli bir çağrı var..

O çağrının tercümesi dün İstanbul DGM'de yapıldı..

Susurluk sanıklarına ceza veren mahkeme heyeti sanki Diyarbakır'da atılan sloganların hukuk dilinde ne anlama geldiğini açıklıyordu..

Bakın gerekçe ne diyor:

"Suç işleyenlerin cezasını çekmediği bir toplumda sosyal ve siyasal istikrar sağlanamaz. Huzur ve refah tesis edilip sürdürülemez.."

***

DGM Hakimi diyor ki; Suç işleyen cezasını çekmeli.

Diyarbakırlı diyor ki; Katillerden hesap sorulsun..

İkisi aynı şey değil mi? İkisi de istikrarın korunmasını istemiyor mu?

Biri hukuk diliyle konuşuyor diğeri sokak.. Ne farkı var.. Ortak ses, huzur istiyor, düzen istiyor, adalet istiyor..

Bunun yolu da belli.. Suç işleyen kim olursa olsun, yargı önüne çıkacak.. Hiç kimse resmi görevinin ardına sığınıp, yasa dışı işlere kalkışmayacak.. Hatta cesaret bile edemeyecek..

İstanbul DGM'de alınan karar bu nedenle bir dönüm noktası..

Diyarbakır'da atılan slogan da öyle.. Halk polise 'polis katillerini bul, benim huzurum ve güvenim için çok önemli' diye bağırıyor..

Bana ne demiyor.. Sahip çıkıyor, benimsiyor..

İşte Türkiye terörle ancak böyle baş edebilir.. Türkiye, Güneydoğu'nun yaralarını ancak böyle sarabilir..

Öyle lafla olmaz..

Diyarbakır'da atılan slogan da..

İstanbul'da verilen kararın gerekçesi de iyi günlerin habercisi..

Türkiye değişiyor, suçluların sığındığı kapılar birer birer kapanıyor..

Ben umutluyum.. Hem de çok...