Daha önceki halka açık banka batışlarında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve mevduata devlet güvencesi olduğu için sadece borsadaki küçük hissedarlar mağdur oluyordu. Son olarak faizsiz bankacılık yapan İhlas Finans Kurumu'nun batmasıyla hem borsadaki yatırımcılar hem de bu kuruma para yatıran tasarruf sahipleri mağdur duruma düştü.
İhlas Finans'ın faaliyetlerinin durdurulması nedeniyle İMKB de, şirket hisse senetlerinin işlem görmesini durdurdu. Sadece İhlas Finans değil, bu gruba ait İhlas Holding, İhlas Ev Aletleri, İhlas Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Kristal Kola hisseleri de belirsiz süreyle işlem işlem göremeyecek.
* Sayıları 217 bine ulaştı- İhlas Grubu'na ait beş hisse senedindeki toplam yatırımcı sayısı 70 bine varıyor. Daha önce borsada işlemleri durdurulan 22 hisse senedinde de 147 bin yatırımcının parası kilitli kaldı. Dün buna İhlas Grubu hisselerinin eklenmesiyle işlemleri durdurulan hisse senedi sayısı 27'ye, bu nedenle mağdur olan yatırımcı sayısı 217 bine ulaştı.
Sayı az değil, şu an borsada aktif yatırımcı sayısı 1 milyon 365 bin. Yaklaşık her altı borsa yatırımcısından biri şirketlerin ya borsaya bilgi vermemesinden, ya zor duruma düşmesinden veya grubundaki bankayla ilişkisinden dolayı ellerindeki hisseleri satamıyor. İşlem sıraları açıldığında hangi fiyattan satacakları da belli değil.
* Riskin farkına varmak- Yaklaşık 3 milyar dolar para toplayan özel finans kurumlarının mali sistemden aldıkları pay yüzde 3'e varıyor. Faizle çalışmadıkları için hazine bonosuna yatırım yapmamışlar, yani devleti fonlamamışlar. Dolayısıyla kağıt portföyü tutmaktan kaynaklanan herhangi bir faiz riskleri yok.
BBDK tarafından faaliyetleri durdurulan İhlas Finans'a cari hesap ve kâr zarar ortaklığı belgesi şeklinde yaklaşık 1 milyar dolar para yatıran 200 bin tasarruf sahibinin tasfiye sonunda ne alacağı belli değil. Özel finans kurumlarına para yatıranların durumu bankalara para yatıran tasarruf sahibi gibi değil. Çünkü özel finans kurumlarına yatan paralar için bir sigorta sistemi kurulmamış. Toplanan para mevduat olmadığı için de, devlet garantisine girmemiş. Zaten paraların bir bölümü kâr zarar ortaklığı belgesine yatırılmış. Gerçi bu kurumlar hayata geçeli beri hep kâr payı dağıttılar, üstelik bu kar payları da bankaların verdikleri faizlerin biraz üzerinde gerçekleşti. Hem sigorta için kesinti yapılmamasının hem de Merkez Bankası'na bazı karşılıkların yatırılmamasının anavtajı ile bu kurumlar bankalardan daha iyi getiri sağladı. Dolayısıyla şimdiye kadar para yatırmış ve bunun getirisini alabilmiş olanlar kârlı çıktı. Bu da bir kısım tasarruf sahiplerinin hoşuna gitti. Hem faiz değil, hem de faizden daha iyi kazanç cazip geldi.
Ancak sisteme son katılanlar aynı şansa sahip değil. Bu mağdurlar arasından hukuki yollara erken başvuranlar yine de bir şeyler kurtarabilecekler.
* Sonuç-"Önce yediğin hurmalar sonra yüzünü tırmalar"
Türk Atasözü