Komşunuzun kızı Ebru Yaşar vamp kadın oldu. Ona göre büyük bir değişiklik yok. Altı üstü "burnunun ucunu toparladılar." Fakat ben tanımakta güçlük çektim. Daha da ilginci ekranda göründüğünden çok daha zayıf ve de genç. Hattâ basbayağı sıska yani. Klasik bir şarkıcı, artist rahatlığıyla randevusuna bir saat geç geldi. Yağmur yağıyor ya... Bahanemiz de var. İstanbul'da yağmur yağdığı zaman trafiğin sıkışması her seferinde büyük bir şaşkınlıkla karşılanıyor; ben de buna hayret ediyorum. Yağmur yağıyorsa yarım saat erken çık değil mi ama... Her neyse. Konuşmanın ilerleyen dakikalarında rahatlıyoruz. Estetik, okul derken, kızımızın çook mahçup olduğu ortaya çıkıyor.
Kendinizi tanımakta zorluk çekiyor musunuz?
Ben eski halimi de severdim sadece fotojenik değildim. Burnum aslında çok hoş, çok karizmatikti.
Bu sadece burun meselesi değil.
Dişlerini de mi yaptırdın diyorlar. Kaşım da böyleydi, saçımın rengi de böyleydi. En büyük fark makyözümü değiştirdim. Makyaj stilim değişti.
Çok afedersiniz ama ekranda, olduğunuzdan daha şişman görünüyorsunuz. Çok zayıf bir insanmışınız meğer...
Evet. Bir insan ekranda bu kadar mı farklı olur? Yapabileceğim bir şey yok. 36 bedenim. 1.70 boy, 52 kiloyum. İki kilo daha almak istiyorum.
Evet herkes kilo vermeye çalışırken...
Peki yeni stil, yeni tarz mı oldu? Alaturkalıktan vaz mı geçtiniz?
Ben aslında hep modern bir kızdım ama ekrana yansıtamıyordum. Dört yıl önce, Burhan Çaçan'daydım, onlar alıyordu kıyafetlerimi. Onların aldığı şeyleri giymek durumunda kalıyordum. Zaman içerisinde tabii giderek değişiyorsun.
Promosyon için miydi yani estetik?
Ben bu kadar yankı uyandıracağını biliyordum, anlaşılmasın gizli kalsın isterdim. Büyük olay oldu. Aslında hafif bir toparlama. Bu kadar mı yakışır deyip duruyorlar.
Repertuvar çalışması, ekstralar, kıyafetler. Okul var bu arada. İTÜ Konservatuarı Türk Müziği bölümü.
Okuldan mezun olma arzusunun altında ne var?
Okulu seviyorum. Bu bana verilmiş bir şans. Bilerek yapılması taraftarıyım. Sesin ve karizman yoksa yapman tabii ki mümkün değil, ama akademik kariyer her zaman avantajınızdır.
Parasıyla hoca tuttunuz...
Evet ama ben okulda kendimi buluyorum. Herkes yaşıtım. Sırt çantamı alıyorum, kazağımı ve blucinimi giyip gidiyorum.
Makyajsız gidebiliyor musunuz?
Tabii canım. Bir ruj sürüyorum. Şu an yüzümde ağır bir makyaj yok. Böyle gidiyorum (bakınız foto). Ders aralarında arkadaşlarımla kantinde oturuyorum. Tost yiyiyorum, çay içiyorum. Onlar gibiyim. Okulda unutuyorum Ebru Yaşar'lığımı. Yoksa bu renkli dünyada bunalıma girerim.
Düzenli olarak gidiyor musunuz?
Bazen düzenim şaşıyor. Ameliyatım yüzünden şaştı. İkinci dönemde gideceğim.
Pardon ama, biz okurken araya bir burun estetiği sıkıştırayım diyemezdik. Pek de onlar gibi değilsiniz hani...
Benim için daha zor. Normal öğrenciler sırf dersini düşünebiliyor. Ben ders arasında yoğun bir telefon trafiğine girebiliyorum. Akşamki sahnemi düşünebiliyorum.
Sınav stresi yaşıyor musunuz gerçekten? Geçirmezse geçirmesin diyebilirsiniz pekala.
Yaşıyorum tabii! Bir sürü hoca var karşımda, rezil oluyorsun! Ben diğer öğrencilerden daha çok heyecanlanıyorum çünkü sen isimsin yani! Gülerler. Ben daha iyi olmak zorundayım.
Hocalarınızla aranız nasıl?
Çok iyidir. Kariyerimi ders sırasında yok farz ederler. Ama meslekte çok yardımcı oluyorlar. İstemezler mi okuldan birilerinin iyi bir yerlerde olmasını? Adapazarı'ndan gelmiş mazbut bir kızdım. İkinci dönem meşhur bir kız olarak gitmeye başladım okula. Kantinden girince bütün başların bana döndüğünü gördüm. Dedim, buralarda da duyulmuş...
O zaman da mahçup oldunuz mu?
Evet oldum. Utangaç olduğumu inkar edemem. Havaya girmiş hissetmelerini istemiyorum. Mercedesimle okula gidemiyorum. Gidemem. Gitmiyorum. Bir tane daha mazbut bir arabam var onunla gidiyorum.
Mazbut arabanızı öğrenebilir miyim?
Lagunam var bir tane. Onunla gidiyorum. Okulda hava atayım diye bir takıntım yok. Ben büyüdükçe küçülmek taraftarıyım. Karakter olarak değil. Yaşayış ve davranış olarak.
Henüz büyüme aşamasında mısınız, küçülme mi?
Yıllarla alakalı bu meslekte büyümek. Akranlarıma göre iyi durumdayım. Büyüme aşamasındayım, ama yine de küçülüyorum.
Ne oldu? Açgözlülük mü bitti?
Açgözlü değildim zaten. Hiçbir zaman para delisi olmadım. Zaten para çabuk geçmedi elime.
Yok canım? Henüz 23 yaşındasınız ve bir Mercedes'le bir Laguna'nız var. Daha ne kadar çabuk olabilirdi?
18'imde de olabilirdi. İlk kasetim o zaman çıkmıştı, 700 bin satmıştı ama ben o zaman soba yakıyordum. Hakkım yani. Demek istediğim, şımarık demesinler istiyorum. Büyüdükçe küçülmek demek insanları tanımak demek. Saygı duymak demek. Bu kadar olgun olmak bazen korkutuyor beni... Belki 30'umda yaşamam gerekenleri bu zamanda yaşıyorum. Ama ablam sonra bunun çok faydasını göreceksin diyor.
Mutlu Tönbekici