Heyecanla YÖK ve plânlarından bahseden Saylan; "Doğrusu, Cumhurbaşkanımızın cep telefonumdaki sesini ve yaptığı teklifi duyunca heyecanlandım. Kendilerini birkaç ay önceki ziyaretimizde tanımıştım. Beni ve her konuda anlaştığım arkadaşlarımı YÖK'e atamasının halkı da bu derece heyecanlandırdığını gelen sayısız telefonlardan anlıyor ve seviniyoruz."
Saylan sadece yapacaklarını değil, çok isteyip de yapamadıklarını da şöyle özetliyor:
*YÖK'ü gerçekleştiren Prof. Doğramacı ve Mehmet Sağlam'la başlayan çıkar ilişkileri illerde ve kasabalarda dinci örgütlenmelerini sağladı. Meclisteki bazı vekillerinin baskısıyla kurulan tarikatçılığa hiç kimse "Hayır" demedi.
* Maalesef tarikatçıların korkusuyla üniversite kapılarında eylem yapan türbanlı genç kızlarımız hâlâ var. Özel yaşamlarında, kapalı mekânlarda giyimlerinde özgür olduklarını, ancak devlet dairelerine nasıl bornoz veya mayoyla gelemezlerse türbanla da gelemeyeceklerini; mecliste ise şortla, pantalonla ve türbanla bulunamayacaklarını yasalarla kanıtlayarak anlatıyoruz. O kızların güzel yüzlerini görseniz, bizden dinlediklerini tatbik etmek için nasıl can attıklarını bilseniz bizim kadar üzülürsünüz.
*YÖK'teki hastalıkları teşhis ettikten sonra suskunluğu, kaldırıp konuşan, yaratan ve düşündüğünü özgürce uygulayan gençleri yetiştirmek...
Heyecandan yanakları saçları kadar al al olan Türkân Saylan'nın önemli randevuları olmasaydı gece yarısına kadar dinlemekten yorulmayacaktım. Ertesi sabah bana ayırdığı saatler için teşekkür etmeye çalıştım; erkenden Diyarbakır'a uçtuğunu öğrendim. Kimbilir orada kimlerin hangi dertleriyle uğraştı...
Asırlar boyunca cüzzamın bulaşıcı olduğunu sananlara Türkân Saylan uzun araştırmaları sonucunda tıpkı verem gibi, aynı kaptan yenmediği takdirde cüzzamın bulaşıcı olmadığını kanıtladı. Ve 24 yıldan bu yana 10 binlerin üzerindeki cüzzamlı sayısını bugün 2000'lere indirdi. 1986'da bu konudaki katkıları yüzünden Gandhi Ödülü'nü kazandı.
1982-87 arasında İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Başkanlığı yaparken 1989'da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde (ÇYDD) çalışan Saylan ve ekibi Anadolu'da 25 bin çocuğa burs sağlıyor. Onun şimdi kafasını kurcalayan konu Aş Evi kurmak ve burada üniversite çocuklarına gerekli gıdayı sağlamak... Aş Evi'ni "Giysi Bankaları" takip edecek; özellikle Anadolu'dan gelen çok az gelirli çocukları doğru dürüst giydirmek için...