Mali piyasalar kasımdaki krizden bu yana yine yüksek dalgalı seyrediyor. Faizler krizde yüzde 110'a çıkmışken ocak sonunda yüzde 48'e indi ve geçen hafta ortasında yeniden yüzde 67'ye kadar çıktı. Borsa 3 Kasım'da 2.18 cent seviyesindeydi, krizde 1.08 cente indi, 19 Ocak'ta 1.70 cente yükseldi. Son hafta yeniden 1.40 cent seviyesini gördü.
Enflasyonun yüzde 35'e indiği ve yılsonu hedefinin yüzde 12 olduğu dikkate alınırsa yüzde 50'nin üzerindeki bir faiz, reel anlamda çok yüksek. Faizdeki bu yükseklik ve borsanın gerilemesi, piyasaların önümüzdeki dönemde belirsizlikleri fazla gördüğünü ortaya koyuyor.
Nedir bu riskler? Ekonominin ve piyasaların atlatması gereken testler nedir? Gerçekleşme sırasına göre gidersek, bu riskleri şu başlıklar altında toplamak mümkün.
*21 Şubat testi- Hazine'nin 21 Şubat'taki 6.3 milyar dolarlık rekor itfasını hangi faiz oranı ile yapacağı piyasalara yön verecek. İç borç ödemesinin yapılmasında sorun beklenmiyor. Ancak ihalede çıkacak faizin sonraki haftalar ve aylar için yol gösterici olması bekleniyor. Bankacılık sisteminin bu ihaleden kâr edecek bir faiz oranıyla çıkması gerektiğinin altı çiziliyor. Ancak ihalede yüksek sayılacak bir oranın ortaya çıkması bütün bir yılın hedeflerinin çöp sepetine atılmasına yol açacak. 21 Şubat sonrasındaki belirsizliklerin de etkisiyle yüksek bir oran beklentisi, bu yılki ekonomik hedeflere ulaşılmasını güçleştiriyor.
*Reform testi- IMF'ye verilen sözlerin yerine getirilmesi ve kredi akışının devamının sağlanması açısından gerekli. Aynı zamanda hükümetin programa güven ve kredibilite sağlaması açısından da zorunlu. Bu konuda gecikme var. Hükümetin tutumu programı sürdürme kararlılığını ortaya koyacak. Hükümet verilen sözleri ne ölçüde yerine getirirse o ölçüde güven sağlayacak ve mali piyasalarda belirsizlik ve risk azalacak.
* Seçim testi- Fazilet Partisi'nin kapatılıp, kapatılmaması piyasalar için önemli değil. Önemli olan ara seçimin doğup doğmayacağı ve bunun sonucunda bir erken seçimin düşünülüp, düşünülmeyeceği. Tabii hükümetin devam edip etmeyeceği de piyasalar açısından birinci derecede önem taşıyor. Anayasa Mahkemesi'nin son kararı ile dava süreci 2-3 aya kadar uzadı. Bu, çok yaklaşan bir tehlikenin geriye atılması anlamına geliyor. Ama demoklesin kılıcı gibi de piyasaların başında duracak. Siyasi belirsizlik yaratarak risk priminin yüksek seyretmesine yol açacak.
*DSP Kongesi testi- Başbakan'ın sağlığına ilişkin söylentiler bir kaç kez piyasaların ve özellikle borsanın büyük dalgalanmalarına yol açtı. Bu spekülasyona zaman zaman başvuruluyor. Önümüzdeki nisanda da DSP'nin kongesi var. Kongrede Başbakan'ın sağlık nedeniyle görevini bırakacağına ilişkin söylentiler şimdiden yayılmaya başladı. Tarih yaklaştıkça söylentinin boyutları artabilir.
3 Telekom testi- Türk Telekom özelleştirmesi gelir ve reformlardaki kararlılığı ortaya koyması açısından belirleyici olmaya başladı. Mayıs ortasında son teklifler alınacak ve satılıp satılamayacağı ortaya çıkacak. Eğer hükümet kararlı davranıp da, Telekom yasasına bir madde ekleyerek şirketin yarıdan fazlasını ve yönetim hakkını devretmeyi kabul ederse, satış şansını artıracak. Aksi takdirde uluslararası piyasalar telekom satışlarına hiç uygun değil. Zaten ekonomi yönetimi de, "Telekom satılamazsa programın sonu gelmez" temasını işlemeye başladı.
*Bankalar testi- Fondaki bankaların satışı ve tasfiyesinin başarıyla yapılması, sektörün denetiminin etkinleştirilmesi ve sermaye yapısının güçlendirilmesi de, aşılması gereken bir test olarak duruyor.
*Devalüasyon testi- Enflasyon ile aylık kur artışı arasında fark oluşması, yıl ortasında band sistemine geçilmesi aşamasında devalüasyon spekülasyonlarına hız kazandırabilir. Halen tasarrruf mevduatının yaklaşık yüzde 40'ının döviz tevdiat hesaplarından oluşması böyle bir spekülasyona zemin hazırlıyor. Temmuz başında geçilecek band sisteminden önce devalüasyon beklentileri piyasaları olumsuz etkileyebilir.
* Bütçe açığı testi- Bütçe hazırlanırken büyüme yüzde 4.5 olarak hesaplanmıştı. Şimdiden görünen, bu oranın yakalanmasının kolay olmayacağı. Büyümenin düşmesine paralel vergi gelirlerinde azalma meydana gelecek. Bu bütçe açığını büyütecek.
Bir de faizler krizden dolayı yine öngörülenden yüksek seyrediyor. Bu da faiz giderlerini artıracak. Dolayısıyla bir belirsizlik ve olumsuzluk da bütçeden kaynaklacak.
* Oynaklığın nedenleri- Görüldüğü gibi, reel sektör sorunlu. Bu nedenle hükümetle zirve bile yapıldı. Bankacılık sektörünün durumu belli. Daha kasımda bir kriz yaşadı ve bunun olumsuzlukları üzerinde. Ekonomiyi düzeltecek olan hükümetin önünde de bir takım siyasi testler var.
Bu bakımdan biz mali piyasalarda gelecek aylarda yüksek dalgalanmanın süreceğini, kırılma noktasını ara seçime gidilip gidilmeyeceğinin oluşturacağını düşünüyoruz. Mali piyasalardaki oynaklık boşuna değil. Arkada reel ekonomideki, siyasetteki oynaklık yatıyor.
Sonuç- "Suda yürümenin sırrı taşların nerede olduğunu bilmektir" Herb Cohen