kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yazarlar
'Zayıflar batmadan enflasyon düşmez'
Özel'e göre şirketler fiyat belirleme güçlerini kaybettiği için enflasyon düşüyorReel sektöre kaynak aktarılırsa şirketlerin gücü artacak, enflasyonun düşüşü duracak

*Enflasyon yıllık bazda yüzde 60'lardan yüzde 28'e düştü. Bundan sonra nasıl bir trend görüyorsunuz?

Martta yüzde 24-25'e inecek. Ama sonra yavaş yavaş tırmanacak ve yılsonunda yüzde 30 seviyelerine gelecek.

*Neden böyle düşünüyorsunuz?

Enflasyonun seyrini etkileyecek birkaç faktör var. Hükümetin hedefi yüzde 10 iken, herkes yüzde 20 civarından bahsediyorsa, geleceğe yönelik beklentilerin tamamen kırıldığını söylemek güç. Kamu disiplininde hafif bir sapma, beklentilerde yeni bir ayarlamaya neden olabilir.

*"Feryat zirvesi" endişe mi yaratıyor?

Piyasalar kamudan, reel sektöre bir kaynak aktarımı yapılacağını öngörürse, beklentilerini yükseltir. Şimdi reel sektör taviz almak peşinde. Devletten kaynak aktarılması demek, kamu finansmanının artması, faizler üzerinde baskı kurulması, kur-enflasyon dengesinin şaşması, yani işlerin çığrından çıkması demek.

*Yani kaynak verilmesi programı rafa kaldırmak mı demek?

Eğer programa sadık kalmak istiyorsak, verilmemesi gerekir diyorum. Bugün enflasyonun düşmesinin arkasında, şirketlerin fiyat belirleme güçlerini kaybetmesi de var. Bu, sattığı mala istediği fiyatı koyamaması demek. Enflasyonu yüzde 10'lara indirebilmemiz için, kar marjının minimuna inmesi gerekli. Yani bir şirket daha önce 50 liraya üretip 70 liraya satıyorsa, şimdi satamadığı için 60 liraya indirdiyse, daha ilerde 55 liraya kadar düşürmeli.

*Bu mümkün mü? Kampanyalar, ikinci indirimler, zaten sıkıntı olduğunu gösteriyor...

Eğer fiyat artışı daha da yavaşlamaz diyorsak, enflasyonun da daha fazla düşmeyeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca kampanyayla satış yapmakla, fiyatı indirerek satmak farklı şeyler. Diyorlar ki, "Sıfır faizle 5 ay taksit." 50 liraya üretilen mal, yine 75 liraya satılıyor. Enflasyonu ölçmek için gittiğinde o mal yine endekse 75 liradan giriyor.

YÜZDE 30'LA DA YAŞARIM
* Peki kâr marjının bu kadar düşmesi sonucu şirketler ayakta kalabilecek mi?

Bu bir savaşsa, yolu bu. Firmaların fiyatlama gücünün yok edilmesi gerekiyor. Ama bu işsizliğin artması, gücü olmayan, verimsiz şirketlerin batması, yani seçimlerde daha az oy demek.

*Başka çare yok mu?

Ya enflasyonu düşürmek zorundasın, ya da bu şirketlerin yaşamasına izin vermek durumundasın. Bütün enflasyonla mücadele programlarını inceledim. Hükümetler reel sektörle, enflasyon arasında kalınca, tercihlerini insandan yana kullanmışlar. Ben insan olarak enflasyon düşsün mü isterim, yoksa işimi korumak mı. Tabi ki işimi isterim. Hükümetin de reel sektöre bir miktar taviz vereceğini ve enflasyon hedefinin şaşacağını düşünüyorum. Bunu eleştirmiyorum da. Yüzde 30 enflasyonla yaşamayı tercih ederim.

Bunun başka yolu daha var. Yurtdışından hızlı bir döviz girişi olursa, hedef şaşmayabilir. Ama bunu mümkün görmüyorum. Koşullar ne direkt, ne de portföy yatırımı için yüklü giriş için elverişli değil.

*Başka ne sıkıntı var?

2000'de kur çıpa olarak kullanıldı. Yıllık bazda devalüasyon hızı yüzde 60'tan, yüzde 10, 11 seviyesine indi. Kurlar ikinci yarıda Merkez Bankası'nın izin verdiği ölçüde artışa geçecek. Aylık binde 0.85'den, yüzde 1'in üzerine çıkacak. Yılsonunda yüzde 15 olacak diye bekliyorum.

Ayrıca bu yıl kamu fiyat artışlarını sınırlama imkanı da yok. IMF de baskı yapıyor. 2000'de bir kereye mahsus alınan vergilerden büyük destek geldi. Bu yıl öyle bir şans yok. Ekonomi de daralıyor. Ne bankalarda, ne de şirketlerde doğru dürüst kâr çıkmayacak. Dolayısıyla vergi tahsilatı da düşebilir. Geçen yılın hemen başlarında 3-3.5 milyar dolar dış borçlanma yapabildik. Bu yıl henüz 500 milyon euro borçlanabildik.

*2000 sonundaki krizin etkisi var mı?

5-6 aylık döviz bazında dönemsel faiz yüzde 15'e çıktı. Yıllık bazda yüzde 30 civarında. Bu maliyet, beklentileri de olumsuz etkiliyor. Hem şirketlerde, hem de bireylerde "enflasyon hedeflendiği kadar düşemeyecek" gibi bir inanış yaratıyor.

Kur sistemine ayar
*Telekom'un satılamaması nasıl etkiler?

"Önemli olan para değil, kararlılık" deniyor. Ama kamu finansmanının sıkıntılı olduğu dönemde gelebilecek 2-3 milyar dolar fazlasıyla rahatlatıcı olurdu bence. Taksitle bile gelse kaynak açısından da önemli.

*Temmuz ayında geçilecek kur sistemi ne gibi tahlike yaratabilir?

2001'in ikinci yarısında kurların arasında dalgalanacağı koridor çok önemli değil. Aralık yüzde 7.5 olacak. Ama 2002'nin sonunda bant aralığı yüzde 22.5'e kadar ulaşacak. Kur politikası finansal sistemi sarsabilecek boyutlara gelecek. Çünkü bugünkü gibi sırtını Merkez Bankası'na yaslayıp oturamayacaksın. Bu nedenle sistemin kendisini buna göre ayarlaması gerekiyor.

Fiyatı fazla artan ürünü almam!
*Tüketici fiyatları düşüşe daha fazla direniyor. Bunun nedeni nedir?

Devletin vatandaşın enflasyonunu etkilemedeki rolü daha az. Kamu fiyatları ve devalüasyonda hakimiyet, toptan fiyat artışının kontrolünü kolaylaştırıyor. Tüketicide ise beklenti olarak kırılması zor unsurlar var. Örneğin kira. Kontratların yenilenmesi sırasında kimse devletin yüzde 10'luk hedefini göz önüne almıyor. Artırımlar hala geçmiş enflasyonla yapılıyor. Kiracıda "yüzde 10 olmalı" gibi bir düşünce, beklenti de yok.

* Yine de 2000 yılında 29 puanlık enflasyon düşüşününde, 11 puanlık bir etki yapmış...

Çünkü 1999 sonlarında enflasyon yüzde 70'lerdeydi. Kiralara o oranlarda zam yapıldı. Yıl içinde enflasyondaki düşüşe paralel, zam oranları da geriledi. Düşen enflasyona göre zam yapıldı, etkisi oldu. Sağlık, eğitim, eğlence gibi sektörlere baktığımızda hep bunların fiyatları, yukarda.

* Peki bu nasıl kırılacak?

Aldığın malın fiyatını sorgulamak gerekiyor. Belki ekonomist olmamın da etkisi var. Örneğin ben ne zaman pizza ısmarlasam, "Bu ay fiyat artışınız ne oldu" diye soruyorum. Eğer bana yüzde 5 zam yapkılarını söylerlerse "Enflasyon, sizin bu kadar artış yapmanızı gerektirmiyor. Almıyorum" diyorum. Bu tavır zaman içinde oturdukça, telep de ona göre ayarlandıkça, denge bulunacak.

NADİN TAŞÇIOĞLU


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır