Ama kadınların artık böyle savunulmaya ihtiyacı yok. En azından medyadaki kadınların yok... Onlar, tersine, güçlü, atılgan, hadi sözcüklerden kaçınmayalım, kimi zaman saldırgan ve küstah olmasını, hatta savunmadan saldırıya geçmesini öyle iyi öğrendiler ki...

Ellerinden kimse kurtulmuyor: basınımızın en kıdemli ve saygın, ya da en şiddet saçan kalemleri bile...

Birkaç yıl önce sayın Metin Toker, Milliyet'te kimi kadınlara şöyle bir dokundurmuştu da, Zeynep Oral ve Ayça Atikoğlu gibi hiç de saldırgan sayılmayacak kalemlerden öyle bir zılgıt yemişti ki...

Ama şu günlerde olanlar ona taş çıkartır. Hıfzı Topuz bir anılar kitabında Melih Cevdet, Çetin Altan ve Mine Kırıkkanat arasında olan çok özel bir olaydan söz ettiğinde, Mine olayı kendi cephesinden ballandıra ballandıra anlattı, Anday ve Altan'ın gıkları bile çıkmadı... Emin Çölaşan, bir söyleşi nedeniyle Ayşe Arman'a giydirdi. Ama Arman öyle bir yanıtladı ki aşkolsun!...Rahmetli Özal sağ olsaydı, o pek sevdiği deyimle "kıç üstü oturttu" der çıkardı!..