|
Sessizce gelen arıza
Otoyol kenarındaki mahalle gece ile birlikte ıssızlaştı. Dikenli telin yüksek teknoloji ürünü acayip metali gece karanlığında bile anormal bir şekilde parlıyordu. Yola yakın yerlerde yanan ateşlerin şiddeti azalmış olmakla beraber hâlâ yanıyorlardı.
Belki geç saatlerde yoldan bir araba geçebilir diye bekleyenlerin sayısında bile azalma olmuştu. Bir süredir yoldan hiç araba geçmiyordu. Eskiden geçenler arasında seçim yapma şansı bile varken bu kez neredeyse hiç araba geçmemesi mahalle sakinlerini huzursuz ve tedirgin etmişti.
Uzaklarda gökyüzüne vuran parlaklığı sayesinde teşhis ettikleri zengin mahallelerinde neler olduğunu hiç bilmiyorlardı. Hiç araba geçmemesinin yanı sıra, zaman zaman mahallenin üzerinde güvenli bir yükseklikte dolaşan helikopterler bile kaybolmuştu. Eski zamanları bilen ihtiyarlar böyle zamanları geçmişten gelen bilgelikleriyle izah etmeye çalıştılar. Fakat onların anlattıkları, mahallenin yaşça daha genç sakinleri için bir mana ifade etmedi. İhtiyarlara göre uzaklardaki mahallelerde iktidar ya el değiştiriyor ya da el değiştirmişti bile. Burada iktidarı yıllardır hiç kıpırdamadan duran dikenli tel temsil ettiği için öbür tarafta olan değişiklikler otoyol kenarındaki mahalleyi pek de ilgilendirmiyordu. Fakat ihtiyarlar buna şiddetle karşı çıkıyordu. Onlara göre bu öngörü son derece yanlış ve bir o kadar da tehlikeliydi. Değişikli eninde sonunda buraya da yansıyacaktı. O zaman gelecek olanlar, otoyoldan geçen arabalar kadar kolayca altedilebilir olmayacaktı onlara göre.
İHTİYARLARIN BİR BİLDİĞİ VARDIR
Eski zamanın büyük siyah ciplerini hatırlattı ihtiyarlar onlara, ancak otoyol kenarı mahallesinin yeni nesilleri bu vaziyetleri ömürlerinde görmedikleri için bu anlatılanlara da bir nevi masal diye bakıyor ve inanmamakta ısrar ediyordu. Karanlık camlı, yükseltilmiş süspansiyonlu, tırtıklı lastikli ve genellikle siyah renkli olan bu vasıtalar eğer otoyolda görünürse, diyen ihtiyarlar, o zaman durumumuz sakata girer diyordu; fakat kimseyi ikna edemiyorlardı. Ötelerdeki mahallelerde ise mevcut sessizlik devam ediyordu. Onların gidemediği uzak mahallelerden gökyüzüne vuran aydınlığı görebiliyorlardu, fakat hepsi buydu. Arada sırada dikenli tellerin gerisinden haber aldıkları insanları da göremez olmuşlardı. Büyük arızalar sessizce gelir diyen ihtiyarlar ateşin başından hiç ayrılmıyordu. Daimi olarak uzaklara bakıyorlardı. Yüzlerindeki endişeli ifade ateşin kuvveti azaldıkça daha zor görülüyordu. Ancak hepsinin görünmeyen uzaylıların saldırısına uğramış orta sınıf Amerikan kasabası sakini gibi tavırlar içinde olması itiraf etmeseler de otoyol kenarı mahallesi sakinlerini huzursuz etmişti. Uzaktaki şehirde olan bitenler her neyse, nihayetinde gelip onları da bulacaktı. Eğer gelenler zamanında dikenli teli yolun kenarına kuranlar ise, bu sefer ne yapacakları meçhuldu. Belki artık otoyol kenarında mahalle istemiyor olabilirlerdi, belki mahallenin sakinleri yoldan geçen mühim birinin arabasını yağmalamış olabilirlerdi. Bu durum mahalle için üzüntü verici sonuçlar yaratabilirdi.
Öte yandan bu endişe ve huzursuzluk ortamı son yağma edilen arabanın içinde ele geçirdikleri ve beslemeye başladıkları, başka bir deyişle onlar için bir üretme çiftliği oluşturmaya çalıştıkları böcekler, şişmanlamaya devam ediyorlardı. Mahalle sakinlerinin anlamadığı yegane vaziyet ise uzaklardaki şehirde herkesin işinin gücünün olmasına, kimsenin aç kalmamasına, herkesin efendi gibi evinin olmasına rağmen, nasıl olup da bir iktidar arızası çıktığıydı. İki gün boyunca bu soruyu ihtiyarlara sormaya çekinmişlerdi, ama eninde sonunda ateşin başında otururken biri bunu ihtiyarlara soracaktı nitekim.
barbaros.devecioglu@ntv.com.tr
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|