kapat

10.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Ezber şaştı..

Tarikat lideri Esad Coşan'ın defin yeri konusunda doğan çatışma din-toplum-siyaset üçgeninde yaratılan karanlığa ışık tuttu.

Deniliyor ki, din ve tarikat olgusu toplumsal bir gerçektir. Bu gerçek siyaseti etkiliyor. Ama bu etkinin sonuçları ile hukuk çelişiyor ve çelişki de gerginlik ve kavga çıkarıyor.

Rejim tarikatlere "fesat yuvası" olarak bakmasa tarikatler belki varlıklarını koruma kaygısına düşmeyecek ve siyasete bu kadar bulaşmayacak.

Haydi, bir an için tarikatlerin birer "gizli parti" oldukları gerçeğini unutalım..

Peki, Refah tecrübesi ve Hizbullah gerçeği dururken, "Devletin damarlarında dolaşın ve can alıcı noktaları ele geçirip benden işaret bekleyin" sözlerinin hesabını veremeyeceği için Amerika'dan yurda dönmeyen Fethullah Hoca'ya rağmen Türkiye, tarikatleri yasa yoluyla yasaklayan güvencelerden vazgeçme rahatlığına sahip mi?

Bizce hayır..

Bu son olay, siyasetçilerin de ezberini şaşırtacak bir değer ve önem taşıyor.

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz dün "Süleymaniye'ye hayır" diyen Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirirken şöyle dedi:

"Cumhurbaşkanı, bazı çevrelerden gelen tepki üzerine bu yönde bir tavır takınmıştır."

Cumhurbaşkanı itirazlara kulak vererek Anayasa'nın eşitlikle ilgili 10'uncu maddesini hatırladıysa kabahat mı?

Parti liderleri, Cumhurbaşkanı'nın halkta uyandırdığı saygınlık ve güven duygusu temelinde yükselişinden şikâyetçidirler.

Yıllardan sonra ilk kez bir sivil, güven açısından Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni yakaladı ve geçti. Bu mucizeyi gerçekleştirmek için Sezer ne yaptı?

Kendilerini hukukun üstünde gören iktidar sahiplerine "Kimse hukukun üstünde değildir" deme cesaretini gösterdi. O kadar..

Bu kadarcık bir marifet ile 65 milyonluk bir ülkede kahraman olabilmek ayıpsa bu ayıptan sebep olanlar utansın!

Merhum Esad Coşan'la ilgili kararı için deniyor ki: "Sezer hukuka uygun, fakat toplumsal gerçeğe ters düştü.."

Bu yargı, eski ezbere dayanıyor. Sezer'in vetosu şu soruyu gündeme getirmeli:

Hukukun istediğini halk da istiyor olamaz mı acaba?

Anahtar, özelleştirme
Ölü piyasayı canlandırmak şart..

Türkiye'nin gerçek gündemi ekonomidir.

Enflasyonu yenmeye mecbur değil, mahkumuz. Bu uğurda vereceğimiz kayıpları en aza indirmek imkânı var da kullanılmıyorsa suçtur.

Hükümet, istikrar programını saptırmadan ne yapılabilir sorusunun cevabını aramakla iyi ediyor. Ama program bir bütündür ve özelleştirmelere şaşı bakan bir yaklaşım, ekonomiye can suyu verecek kaynağı da kolay kolay yaratamaz.

Kimse bu siyasetçi takımının Türk Telekom'u ve THY'yi özelleştireceğine inanmıyor.

Alıcı çıkmazsa en çok onlar sevinecek.

Özelleştirme idaresinin elinde yığınla KİT var. Çoğu eskisinden çok zarar ediyor, ne gam?. Partilerin kodamanları idame meclislerinden geçiniyor, gençlik kolları da bol maaşlı iş buluyor ya olsun..

İlâç arayan iktidar, hastalığın sebebi olan mikrobu da ürettiğini görmüyor!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır