Ben de her önüme gelene soruyorum. Herkes muhayyilesinin izin verdiği ölçüde bir şeyler uyduruyor. Fena da olmuyor, fikir jimnastiği yapıyoruz. Ama HP Türkiye'den Ertuğ Ayık, bu konuda daha farklı bir noktaya dikkat çekiyor. Ona göre teknolojinin ne olduğu değil nasıl kullanılacağı önemli. Bilimsel ilerlemeye taş taş üstüne konularak ulaşılıyor. Bazen aşılamayan dar boğazlara, şişe boynu denilen noktalara takılmak mümkün. Onlar da aşıldığında küçük sıçramalar yaşanıyor. En heyecan verici yeri burası. Ama asıl hikaye buluşun gündelik hayata uyarlanması ile başlıyor.
Dean Kamen tarafından kurulan ve adını kendi isminin başharflerinden oluşturduğu Deka şirketinin 'devrimsel' nitelikli ürününün ortaya bile çıkmadan bu kadar tutmasının en önemli nedenlerinden biri, çağımızın 'uluları ve guruları' tarafından ciddi övgüler alması. Dünyanın en başarılı elektronik ticaret dehası Jeff Bezos, Apple'ı bugünkü konumuna getiren karizmatik yakışıklı Steve Jobs ve son olarak Başkan George W. Bush değerli yorumlarını esirgemediler. Başkan'ın yorum yapmasında yeni başkan yardımcısı Dick Cheney'in kalp ameliyatında kullanılan ve kalp damarlarında tıkanmayı önleyen icadın da Kamen'e ait olmasının payı var.
Bütün bu heyecan fırtınasının ortasında Dean Kamen'in üzerinde çok fazla durulmayan bir sözü var. Diyor ki, "eğer madeni keşfetmiş ve dünya tarihinde yapılmış ilk kaşıkla karşınıza çıkmış olsaydım, hangisi daha önemli olacaktı, kaşık mı yoksa maden mi?"
Bu birçok şeyi özetliyor. Günümüzde başarılı olmakla olmamak arasındaki ince sınırın çoğu zaman teknolojilerde değil, o teknolojilerin nasıl kullanıldığında yattığı daha basit anlatılabilir mi? Kullandığımız teknolojiyi asıl rekabet avantajı haline getiren, onu bütün imkanlarıyla kullanabilmemiz ve üzerinden ne tür hizmetler sağladığımız değil midir? Yoksa madeni bulmak pek o kadar zor değil.
mozdemir@sabah.com.tr