kapat

04.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Piyanoya düşen ilk hanımeli: Ferhunde Erkin
İlk kadın konser piyanistimiz Ferhunde Erkin, 92 yaşında. Birinci Dünya Savaşı'nda ilk konserini veren Erkin'in yaşamı Çağdaş Türk Müziği tarihinin özeti gibi. Bu özet, Filiz Ali'nin kaleminden okurla buluşuyor

Cumhuriyet tarihinde birçok ilki gerçekleştiren nice kadına rastlıyoruz. Bu kadınlardan biri de Ferhunde Erkin. Türkiye'nin ilk konser piyanisti. Avrupa'nın da ilk kadın piyanistleri arasında.

Klasik müzik meraklıları dışında pek tanınmayan Erkin, 1999 yılında Sevda- Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü'nü aldığında yine çok fazla insanın haberi olmadı. Ancak ilk piyano resitalini 11 yaşında üstelik de Birinci Dünya Savaşı devam ederken veren, Almanya'da klasik müzik eğitimi alan, Ankara Musiki Muallim Mektebi'nin ilk hocalarından olan Erkin, Çağdaş Türk Müziği'nin temel taşlarından.

Müzikolog Filiz Ali, hocasının ilginç yaşamını kaleme aldı. 'Ferhunde Erkin'e Armağan' Sevda- Cenap And Müzik Vakfı Yayınları tarafından yayımlandı. Filiz Ali'ye öğretmeni Ferhunde Hanım'ı sorduk.

* Neden Ferhunde Erkin'in yaşamını yazdınız?

Sevda Cenap And Vakfı her sene müzik alanında önemli işler başarmış olan müzisyenlere Onur Madalyası veriyor. Ferhunde Hanım da bu ödüle layık görülen ve şu anda hayatta olan bir müzisyenimiz. Öğretmenim hakkında senelerdir bir kitap yazmak isiyordum. Onunla ilgili birçok makalem yayımlanmıştı. Ama bir kitap yazma fikri bu madalyayı almasından sonra, onların teklifi üzerine oldu.

MÜZİĞE KARŞI DÜRÜST OLUN

* Nasıl bir öğretmendi Ferhunde Hanım?

Her piyano dersinden önce ellerim ve dizlerim titrerdi. Mükemmeliyetçiydi, hiçbir kusur kabul etmezdi. Kendi hayatındaki birtakım sorunları, bizim yaşamamızı engellemek için öğütler verirdi. Bize müziğe dürüst yaklaşmayı öğretti.

Bu kitabı genç kuşaklara Ferhunde Hanım'ı tanıtmak için bir görev bilinciyle yazdım.

* Hayat hikayesinin en çok hangi bölümleri etkiledi sizi?

Ferhunde Hanım'ın hayatında babasının temel bir rolü var. Çocuklarındaki yeteneği fark edip, bu yeteneği sonuna kadar değerlendirmek isteyen bir baba. Çocukların yetişme çağı Osmanlı'nın en problemli çağı. Ama o zaman bile çocukların müzik derslerini hiç ihmal etmiyor. Hatta Ferhunde Hanım'ın bir anısı var çok hoşuma gider: İmza için subaylar babasının odasına gelirmiş. Ferhunde Hanım'ın babası imza atmadan önce 'dur sen önce bir çocuğun nasıl çaldığını dinle' deyip, subaylara çocukları dinletirmiş.

* Ankara'daki çalışmaları en verimli dönemleri...

Cumhuriyetin ilk yılları... Ferhunde Hanım müzik çalışmalarına Almanya'da devam etmek yerine büyük bir aşkla Türkiye'ye dönmüş. Bir yandan ders vermiş, iki çocuk büyütmüş, eşinin eserlerini yorumlamış, bir yandan da konser piyanisti olarak dört saat çalışırmış. Yine de her yıl resital vermiş, orkestrayla çalmış ve oda müziği yapmış.

* Ancak ne şanssızlık ki o dönemde henüz kayıt teknolojisi şimdiki kadar gelişmemiş. Hiç kayıt yok mu o yıllardan kalan?

Teyp 50'lerde bulundu ama Türkiye'ye gelişi 60'ları buldu. 60'dan sonra ses kayıtları yapılmaya başladı. Yani bu tarihten önce yaptıkları hiçbir işin doğru dürüst kaydı yok. Avrupa'daki meslektaşları çok daha şanslı. Ferhunde Hanım'ın 60'dan sonra yapılmış birkaç radyo kaydı var. İnönü Vakfı'nın yaptığı bir seride, Suna Kan'la çaldıkları Mozart sonatları yer alıyor. Ama düşünsenize önemli bir kariyerin sadece on dakikalık kaydı var.

* Sırada hayatını yazacağınız başka müzisyenler var mı?

Dünyada elektronik müziğin öncülerinden Bülent Arel'in yaşamı üzerinde çalışıyorum. Arel de konservatuvardan armoni hocamdı.

PINAR ÇELİKEL


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır