Bu kez kadınlar düğmeye bastı
Mesut Yılmaz'ın partisinde AB için ilk adımları kadınlar atıyor. Değişen kadın siyasetçi portresinin sureti Berna Türkili
Bugüne kadar kadın siyasetçilere yer vermeyen ANAP'ta değişim rüzgarları esiyor. Bu değişimi farklı bir siyasetçi portresi çizen ANAP Yardımcı Kuruluşlar Başkan Yardımcısı Berna Serdaroğlu Türkili anlattı. Siyasete uzak durup dışarıdan eleştirmekle işlerin yoluna girmediğini söyleyen Türkili, şikayet edilen mevcut siyasi anlayışın ancak yeni insanların siyasete girmesiyle değişeceğine inanıyor.
Kadınların siyasete katılması yıllardır telaffuz ediliyor ama sonuç ortada. Çok az sayıda kadın siyasetçi var. Neden?
Kadınlar siyaset alanında 'yoklar'. Çünkü siyaset hep erkek işi olarak görüldü. Kadınlar ya elinin hamuru ile bulaşıyor diye suçlandı, ya da erkek gibi siyaset yaptıkları için. Toplumu kadın-erkek birlikte oluşturuyoruz. Farklıyız ama eşitiz ve yaşamı ancak birlikte dengeleyebiliyoruz. Tek gözünüzü kapatın baktığınızda derinliği kaybedersiniz. İşte siyasette kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki göz gibidir. Biri yoksa diğeri eksik görür.
Siyasetin tek eksiği bu mu?
Değil, demokrasimizin eksikliklerinden biri kadın temsili.
* Peki kadınlar niye bu eksikliği yıllardır görememişler?
Kadınlar başlarını kaldırıp siyasete giremediler. Tarihsel olarak dışarıda bırakıldıkları için koşullar hep aleyhlerine gelişti. Eğitim olanaklarından daha fazla yararlanmaya başladıklarında sorunlarını çözmek için biraraya gelmeye ve siyasete daha aktif katılmaya başladılar.
Ama o zaman da siyasi partiler neredeyse erkek kulüpleri gibiydi...
Yıllardan beri kuralları koyan, toplumları yönlendiren erkekler oldu. Aslında erkekler de artık yorgun düştü. Hayatın artan güçlüğü erkekleri de bu ortaklığa zorluyor. Fakat bu yeni ortaklık için hevesli olanlar da var, olmayanlar da.
* Farklı bir ortaklık mı söz konusu?
Evet. Değişim kadınları daha çok etkiliyor. Biz geleceği doğuruyoruz, yüzümüz geleceğe dönük, çocuklarımızın bizden daha iyi olmasını istiyoruz. Türkiye'nin her yerinde karşılaştığım kadınlarda değişimi, gelişimi, kendini ifade etme isteğini görüyorum. Bu hesaplaşma değil, yeni bir ortaklığın tarifi gibi.
Her alanda kadınların sayısı artıyor. Ama siyaset farklı...
Siyasette kadınların önünde model çok az. Parlamentoların kolektif kimliği, dünyada kadın siyasetçileri eziyor. Zaten siyasetin yapılma biçimi de bize uygun tasarlanmamış. Mesela Türkiye'de pek çok partinin il-ilçe teşkilat binası kıraathanelerin üstünde veya yanında. Her kadının kocası izin vermiyor. Toplantı saatleri geceye kayıyor.
Kadınlar olsa siyasette ne fark edecek? Kadın politikacı örnekleri şimdiye kadar neyi değiştirebildiler?
Kadınlar erkeklerin siyaset dünyasında "kadın" gibi siyaset yaparak çok şeyi değiştirecek. Az oldukları için zorlanıyorlar. Siyasette çoğalmalıyız. Kadınlar yalnızca kadın sorunları için siyasette olmayacaklar. Geçtiğimiz hafta 22 yaşındaki bir genç kız sözde Ermeni soykırımı ile ilgili Fransız parlamenteri sıkıştırdı. Böyle birikimli kadınlar çok. Neden siyasette olmasınlar?
EŞİĞİN ÖNÜNDEYİZ
Yalnızca kadınların değil, siyasete uzak duran kesimlerin de katılması gerekmiyor mu?
Türkiye tam bir eşiğin önünde. Geleceğimizi biz planlamazsak, başkalarının planlarının parçası oluruz. Doğduğumdan beri enflasyonla mücadele ediyoruz. Şimdi ekonomide eşikteyiz. Toplumlar böyle eşikleri ancak kadınıyla erkeğiyle birlikte atlamışlardır. Ben varolan alışkanlıklarımızın değişmesi yönündeki gelişmemizden söz ediyorum.
'Bir şeyler iyi gidecekse bu siyaset yolu ile olacak'
Kadın siyasetçiler geliyor
Politikaya girmeye nasıl karar verdiniz?
Türkiye'nin iyi eğitim alabilmiş şanslı kadınlarından biriyim. Bu ülkeden aldıklarımı, yine bu ülkenin insanları ile paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Annem, "hayatının değerini paylaşabildiklerin belirler" derdi. Derneklerde kararları etkilemek için çalışmalar yapılıyor. Ama siyasi partiler gerçek icraatın yapıldığı yerler. Türkiye'de eğer bir şeyler daha iyi gidecekse bu ancak ve yine siyaset yolu ile olacak.
Peki neden ANAP'ı seçtiniz?
ANAP 1983'te, yaşım tuttuğunda ilk oy verdiğim parti idi. Tartışılabilir ama, Türkiye'de herkesin hak verdiği gibi birçok değişimi cesurca getiren parti ANAP oldu: 1990'da Türkiye'de kadın-erkek eşitliği konusunda çalışan ilk devlet kurumunu kuran parti. Ve en önemlisi kurulduğundan bu güne farklı sesleri bünyesinde birleştiren konuları "demokratik" olarak müzakere etmeyi bilen bir parti. İki yıldır çalışıyorum. Hayatımın en zorlu fakat en unutamayacağım dönemlerini yaşıyorum. Bu sürece girmeyen insanlar en değerli fikirleriyle gömülüyorlar, hiçbirimiz faydalanamıyoruz.
Diğer partilerde de kadınlarla ilgili girişimler vardı.
Girişimden değil, anlayış değişikliğinden söz ediyorum. Diğer partilerde de kadınlar vardı, her partide olmasını çok isterim, ama benim siyasetteki amacım, kadınlarla birlikte siyaset yapma anlayışını da değiştirmek.Bunun ilk adımlarını atıyoruz. Siyasi Partiler uyum yasası sonrasında kadın kongresini yapan ilk Türkiye partisiyiz, süreç başladı. Bu defa düğmeye kadınlar bastı. Bu süreç içinde pek çok kıymetli kadın siyasetçiyesahip olacağımızı biliyoruz.
Genel Başkanımız ana kademe kongre sürecinde listelerde daha fazla kadına yer verilmesi için teşkilata yazı gönderdi. Ayrıca bir basın toplantısı düzenleyerek MKYK'na kendi göstereceği 20 adaydan 10 tanesini kadın siyasetçiler içinden seçeceğini açıkladı.
Türk kadını AB'yi istiyor
Türkiye'nin AB'ye girmesi biz kadınlar için çok önemli. Partimizin yaptırdığı anketlerde kadın seçmenin Türkiye'nin AB'ye girmesini erkek seçmenden daha çok istediğini gösteriyor.
AB'yi istiyoruz çünkü AB, daha iyi bir yaşam standardı getirecek. İş ve çalışma yaşamındaki düzenlemeleri Türkiye'yi çok değiştirecek.
Kadınlar çocuklarının daha demokratik ve çağdaş bir ülkede yaşaması için AB'yi istiyor. AB iş güvencesi, çoçukların bakımı gibi konularda düzenlemeler getirecek.
ELİF ERGU
|