Tarihlerden 4 Şubat Pazar...
Saatler 20.30'u gösteriyor...
Yer, birçok vatandaşın Eskihisar'a geçmeyi beklediği Topçular araba vapuru iskelesi...
İçi yolcu dolu otobüsler, kamyonlar, kamyonetler ve çok sayıda özel otomobilin sırada beklediği o iskeleye...
34 Y 6417 plakalı 320 BMW otomobilinizle fırtına gibi daldınız.
Araç sırasını hiçe sayarak ve sırada bekleyenleri "koyun" yerine koyarak vapura girdiniz.
Otomobilde iki arkadaştınız, yanınızda da herhalde eşleriniz olan iki hanımefendi vardı...
Arkanızdan vapura giren herkes size "hayretle" ve "ayıplayarak" baktı.
Ama...
Bu pervasızlığınızdan çekindikleri için, sizinle ne tartışmaya girdiler ne de uyardılar.
Bu manzarayı gören vatandaşlardan biri, beni arayıp, vaziyeti yukarıda yazdığım gibi bildirdi.
Altınızda 30 küsur milyar liralık bir araba var diye, kendinizi ne sandığınızı, şimdiye kadar ne tür patavatsızlıklar ve pervasızlıklar yaptığınızı bilmiyorum.
Fakat bu davranışınızın "ayıp" olduğunu...
Vatandaşa saygısızlık olduğunu...
Ve bir pahalı otomobile binmenin insanı "adam etmeye" yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz.
Ayrıca merakımı celbetti, hadi siz iki kafadar, havaya girdiniz, ne kural dinlediniz ne saygı!..
Peki yanınızdaki hanımlardan da mı utanmadınız, hiç?..
Ve onlar da sizleri hiç uyarmadılar mı?..
Şimdi sorun bakalım kendi kendinize:
Pahalı otomobili olanlar kuralları çiğneyebiliyorsa, sizden daha pahalı otomobile binen biri, gelip önünüze geçse, ne düşünürsünüz?
Ne yaparsınız?
"Saygılı olmak" bu kadar zor ve imkansız mı?
Ders olsun!
"29 Ocak 2001 Pazartesi günü kapım çalındı. Gelen kişi pek yakınımızda bir market açıldığını ve markette emeklilere yüzde 45 oranında indirim uygulandığını söyleyerek bana bir zarf uzattı.
Eğer hediyeyi kabul edersem müdürlerinin gelip zarfı açacağını, benim zarfı açmamam gerektiğini de ilave etti.
Genel Müdür bana sözde bir tost makinesi hediye etti.
Bütün bunlara karşılık benim de onlardan bir ürün almam gerektiğini söyleyerek hakiki Solingen olduğunu iddia ettiği bir çatal bıçak takımını bana ayda 10-15 milyon taksitlerle olmak üzere 130 milyona sattı.
Ve acele ile evden ayrıldılar. Benim de acelem olduğu için bu aceleci davranışı garip karşılamadım.
Malesef, sözleri de o kadar ikna ediciydi ki, getirdikleri nedir diye açıp bakma fırsatım olmadı.
Elime tutuşturdukları taksit kartına bakınca beynimden vurulmuşa döndüm.
Firmanın adı 'Öz Metro Ticaret' yeri ise 'Millet Caddesi Sadiçeşme Sokak, Büyüksaraş Apartmanı No:26 Kat 2 Aksaray-İstanbul'.
Ben ise Akatlar-İstanbul'da oturmaktayım.
Bir de akşam üzeri bana tost makinası diye yutturdukları saçma sapan bir ızgara ile sözde 'Solingen' marka çatal bıçak takımını görünce içinde bulunduğum durumu anladım. Dolandırılmıştım...
Bu başıma gelen en son olay da her zaman geri çevirdiğim satıcılara bir kez olsun aldanmamdan kaynaklandı. Herkese ders olsun."
Gülin Çelikkol - İstanbul
Ali Bozkurt, "1997 yılında öğretmen olarak Ümraniye'de göreve başladım. Geçen senenin başında 24 ayı doldurmadım diye zorunlu tasarrufların nemasını alamadım.
Bildiğiniz gibi Haziran 2000'de zorunlu tasarruf kesintileri kaldırıldı.
Bu süreye kadar benden 23 ay boyunca kesinti yapıldı.
Ziraat Bankası yetkilileri 24 ayı doldurmayan personele ödeme yapılmayacağını mutemetlerimize bildirmişler" diye yazıyor.
Ve ardından şu soruları yöneltiyor:
"Benim 24 ayı doldurma ihtimalim yok.
Çünkü tasarruf kesintileri kaldırıldı. Bu durumda biz nemalarımızı nasıl alacağız?
Ya da almamız mümkün olabilecek mi?"