Ölümünün üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen Hollywood ikinci bir Clarke Gable yaratamadı. Bunu sinema dünyasının başkentinde stüdyo başkanından yönetmenine, artist ajanından eleştirmenine kadar herkes kabul ediyor.

Clarke Gable, 92 film çevirdikten sonra genç sayılabilecek bir yaşta bu dünyadan göç ettiği zaman gerisinde büyük bir boşluk bıraktı. O Hollywood'un en iyi karakter, komedi veya aksiyon yıldızı değildi. Ancak Clark deyince bütün akan sular dururdu. O Hollywood'un en yakışıklı erkek oyuncusu da değildi. Ancak bütün dünya erkekleri bir Clark olmak isterdi. Kadınlarda düşlerindeki erkek olarak Clark'ı görürlerdi.

MGM stüdyosunu dünyanın en büyük film atölyesi haline getiren Clarke Gable, 1930'larda Hollywood'a geldiği zaman onu ne şekilde kullanacaklarına önce karar veremediler.

Bu yüzden de ilk yıllarda ikinci sınıf yönetmenlerin elinde "B" filmlerinde göründü.

Ardından Joan Crawford, Norma Shearer ve Jean Harlow gibi MGM stüdyosunun ünlü kadın yıldızları ile çevirdiği filmler ona güven kazandırdı. Ancak Clark efsanesinin doğuşu 1934'deki, "It Happened One Night" komedisi ile oldu. Yönetmen Frank Capra'nın karşısında Clarke, kendisine Oscar ödülü kazandıran rolü oynadı.

Bundan sonra Clarke Gable, Hollywood'da her geçen gün üstünlüğünü kanıtladı. 1935'de "Mutiny On the Bounty" ile Oscar ödülüne aday gösterilen Clark'ın ertesi yıl çevirdiği "San Francisco" filmi ise gişe rekorları kırdı.

Ancak Clark'ın Hollywood'un taçsız kralı oluşu 1939'un unutulmaz "Gone With The Wind" (Rüzgâr Gibi Geçti) filmi ile oldu. Bu filmdeki Rhett Butler rolü ile onu bir kere daha Oscar ödülüne aday gösterdiler.

Hollywood'un kralı bundan sonra MGM stüdyosunun yeni güzelleri Hedy Lamarr, Lana Turner ve Ava Gardner ile ardı ardına gişe rekorları kıran filmler çevirdi.

1942'de ikinci eşi film yıldızı Carole Lombard'ın bir uçak kazasında ölümünden sonra orduya yazılan Clark Gable, 40'ından sonra Hava Kuvvetleri'nin Almanya'yı bombalamasına fiilen katıldı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tekrar Hollywood'a dönen Clark'ın en önemli filmi 1953'de Grace Kelly ve Ava Gardner ile çevirdiği "Mogambo" oldu.

Stüdyo sisteminin sona ermesi ile 23 yıl kontratla çalıştığı MGM stüdyosundan 1954'de ayrılan Clark, bundan sonra daha çok aksiyon filmlerinde oynadı. 1960'lara gelindiğinde Clarke Gable, bütün değişmelere rağmen hâlâ Hollywood'un kralı idi.

United Artist şirketi onu Marilyn Monroe ve Montgomery Clift karşısında Arthur Miller'ın senaryosunu yazdığı "The Mistfits"de oynattı. John Houst'un yönetmenliğini yaptığı bu film kızgın Nevada çöllerinde çekildiği zaman Clark'ın kalbi hasta ve bir de Parkinson başlangıcı vardı.

Buna rağmen kimseye bir şey söylemedi. Hiç şikayet etmenden Marilyn'in saatlerce bekletmesine ve nazlarına dayandı. Ancak filmin tamamlanmasından üç gün sonra Clark Gable 16 Kasım 1960'da Los Angeles'de kalpten öldü.

Onun cenazesini MGM stüdyosunun ünlü yıldızları James Stevart, Robert Taylor ve Spencer Tracy taşıdılar. Ölümünden 4 ay sonra da dördüncü eşi Kay dünyaya göremediği tek oğlu John Clark Gable'ı getirdi.

Hollywood bütün dünyadaki hayranları gibi Clark Gable'ı unutamıyor. Şubat'ın ilk haftasındaki 100'üncü doğum gününde de Kral'ı anıyor.