Yıllardır Florya'da oturduğunu belirten okurumuz Uğur Arıkan bize şu mektubu göndermiş:
"Flmorya eskiden bahçeli şirin evlerle dolu yemyeşil bir belde idi. İstanbul'un doğa ile kaynaşmış, huzur dolu köşelerinden biriydi. Son yıllardaki rant hırsı bu güzel beldeyi de keşfetti ve kısa zamanda Florya, yüksek binaların istilasına uğradı. Betonlaşma, bitki örtüsünü hemen hemen yok etti. Florya'nın doğa ile bütünleşmiş yapısı bozuldu. Şimdi maalesef belde, çirkin ve çarpık yapılaşmaya yenik düştü.
BU bölge, Atatürk Havaalanı'na yakın. Uçaklar Florya üzerinden süzülüp iniş-kalkış yapıyor. Böyle bir bölgede halk sağlığı ve güvenliği açısından da binaların fazla yüksek olmaması, kat sınırlaması uygulanması gerekiyor. Fakat bu kurallara da uyan yok. Florya'nın doğasını, yeşilini, huzurunu katleden rantiyecilik, insan hayatını da hiçe sayıyor. Ne yazık ki buna dur denmiyor.
BİNALARIN maksimum 3 kat olması gereen bu bölgede son yıllarda 8-10 katlı beton kütleleri birbiri ardına yükselip güneşi gölgeliyor. Florya'daki daire fiyatlarının 400-500 bin dolara fırladığını belirtirsem, burada dönen rantın büyüklüğünü hesaplayabilirsiniz."
OKURUMUZ Florya'yı betonlaştırdığını, semtin doğa ile bütünleşmesini ve uyumunu kopardığını savunduğu birkaç yap-satçı şirketin isimlerini de mektubunda sıralamış. Uğur Arıkan'ın mektubu, "Florya için bir ağıt" niteliği taşıyor.. Ve ne yazık ki bu ağıt, İstanbul'un aynı rant hırsıyla acımasızca, gaddarca yağmalanan bütün cennet köşeleri için geçerli.