Bugün İsrail için tarihi bir gün. Çünkü bugün ülke tarihinde bir ilk gerçekleşiyor ve halk "yalnızca" başbakanını seçiyor. Ortada yalnızca iki aday var. Biri İşçi Partisi lideri Ehud Barak, diğeri Likud Partisi lideri Ariel Şaron. Şaron son anketlere göre 20 puan önde. Ancak bu puan farkı, Şaron sevgisinden değil, halkın Barak'a duyduğu kızgınlıktan dolayı. İsrailli gözlemciler de seçimin galibi kim olursa olsun, Ortadoğu'da hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanıyor. Çünkü Knesset'teki (İsrail Parlamentosu) milletvekili dağılımı 1999 seçimleriyle aynı olacak. Yeni başbakan bu durumda yine koalisyona gitmek zorunda kalacak. Çoğu İsrailli gözlemci de Şaron'un gelişini "Barışın baltalanması" olarak görüyor. 28 Eylül'de Haram-ı Şerif'e girerek, 400 kişinin öldüğü çatışmaların çıkmasına neden olan Şaron, "Lübnan Kasabı" olarak anılıyor. Bugün ise Filistin'e "Geçmişe sünger çekelim" diyor. Başbakan Barak, 2000'in sonunda istifa etti. Ancak bu siyasi bir oyundu. İstifa etmeseydi, genel seçimlere gidilecekti. Ve bir önceki başbakan Benjamin Netanyahu, açık farkla başbakan olacaktı. Barak buna razı olmadı. Koltuğunu düşünen Knesset'teki vekiller de henüz iki yıl geçmişken yeni bir genel seçimi göze alamadılar. Bu yüzden sadece başbakanlık seçimine gidildi. Barak'ın bugün seçimi kaybettiği taktirde parti liderliğini kaybetmemek için Şaron'la koalisyona gideceği tahmin ediliyor.