kapat

05.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
Selahattin Duman(sduman@sabah.com.tr )


Ondörtlü ile Rus ruleti oynanmaz!

"Internet çağı, bilgi çağı" gibi kavramlara fazla güvenmeyin.. Bilgisayarı modernleşmenin putu olarak çalışma masasına dikip tapınanlara söylüyorum.. Bir bilgisayar, satrançta kazanabilir ama güreşe hiç şansı olmaz..

"İlahİ adaletin sopası yok ki adamın kafasına geçire.." diye bir laf dolandırırlar ama ben de diyorum ki "hayır, sopası vardır.."

İşte ilahi adalet, geçtiğimiz günlerde bu sopayı kullanmak için bir sebep halk etti.. "Beşyüz milyarı kim ister?" diye sordu..

- "Ben.. Ben.." diye zıplaşanların arasından Boğaziçi'nde okuyan birini seçip yarışmacı yaptı.. Oğlanı 65 milyonun önüne çıkardıktan sonra, sopasını kafasına ekleştirdi..

Hem de ne ekleştirme! Tam beyn-i balasına..

***

Önce olayı anlatayım..

Memleketimizde, durduk yerde beşyüz milyar istemeyecek bir avanak çıkmayacağından programı bilmeyen yok.. Show TV'nin bilgi yarışma programı.. Önce aday oluyorsun.. Sonra yarışmacı.. Kenan Bey'in karşısına dikilip, ahret suallerini bekliyorsun..

Bildikçe paran katlanıyor.. Katlandıkça umudun artıyor.. Umut hırs pedalına basıp kafanı karıştırıyor.. Çok çok beşinci altıncı soruda çuvallıyorsun.. Memlekete rezil olurken, aldığın üç beş milyar da yanına kar kalıyor..

Boğaziçi'nden biri..

Evet, yarışmacı bu memleketin medar-ı iftiharı Boğaziçi Üniversitesi'ndendi..

Boğaziçi Üniversitesi deyince bir duracaksın.. Bu memlekette çocuk okutan ne kadar ana baba varsa gönlünden bu mektep geçer..

Liseyi bitirmiş bir çocuğun Boğaziçi'ne girmesi ile Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na girmesi arasında bir fark yoktur.. Hatta birincisi daha sevindiricidir..

Ahalimiz biraz safça olduğundan Boğaziçi'ni bitiren çocukların bu okulda meslek derslerinden başka; astronotluk, bale, heykeltraşlık kursu gördüğüne, Kur'an'ı Kerim'i hatmettiğine, istedikleri zaman ters takla atabileceklerine inanır..

Boğaziçi mezunu bir genç isterse annesinin firketesi ile babasının traş makinasından söktüğü parçaları birleştirerek bilgisayar yapabilir, diye düşünür..

İtirazımız yok.. Ne de olsa devir imaj devri..

Ama işin tuhafı iş dünyası bu diplomanın kerametine, işinde gücünde ahaliden daha çok inanır.. Boğaziçi diplomalı birini gördü mü kapıp, bir yerlere ya şef ya müdür yapar..

Allah selamet versin, çalıştığım eski gazetelerden birinin patronu da buna takmıştı.. Ne kadar eski muhabir varsa attırıyor, yerini Boğaziçi mezunları ile dolduruyordu..

Gazete içi eğitim düzeyi istediği kıvama gelmişti ama yazı işleri masası habersiz kalmıştı..

***

Temsil, bir arkadaşımız vardı.. Çok çok klasik lise eğitimi görmüştür.. Daha doğrusu kendisi öyle iddia ederdi.. Diplomasını gören olmadığından kimse ses çıkarmazdı..

O arkadaşı bir yangın haberine yollamıştık.. Gittiğinde ev yanmış, ölenlerin naaşları kömür olmuş.. Çocuk mesleki bir sezgi ile kömür haline gelmiş insanların gazeteye iyi haber olmayacağını sezmişti..

Naaşlardan birinin başına oturup elindeki gazete ile yanmış bedene rüzgar yapmış ki taaaa yeniden tutuşturup alev çıkarana kadar.. O zaman çektiği fotoğraf birinci sayfaya girdi..

Başka bir arkadaşımız ise (Boğaziçili değil ama..) üçüncü sayfaya ancak girecek bir trafik kazası haberinin peşindeydi..

Kazada ölen adamcağızın vesikalığını dahi temin edemeyince morga gitmiş.. Bekçi ile artık nasıl anlaştı ise naaşı çıkarıp takım elbise giydirmişler.. Kravatını da takmışlar..

Vesikalık çekecek ya kravat şart.. Lakin göz kapakları düşüyor merhumun.. Ona da çare bulmuş.. İğne iplik bulup, adamın göz kapaklarını kaşına dikmiş.. Getirdiği fotoğrafın hikayesini de yazı işleri masasına anlatmıştı..

Hepimiz alıp fotoğrafa baktık.. Merhum, sağlığından daha iyi durumda gözüküyordu.. Haydi bunu Boğaziçi mezununa yaptır bakalım..

Gazete nasıl battı?
Alaydan yetişme bir başkası da cinayet işlenen eve polis mühürledikten sonra gidebilmişti.. Kapıda nal gibi mühür var.. Eve girip aile albümünü didiklemesi mümkün değil..

Vazgeçecek değil ya! Çatıya çıkıp bacaya ip bağlayarak daire hizasına kadar SAS komandosu gibi sarkmış.. Yaylanıp camları kırarak eve girmiş aile albümünden istediği kadar seçme yapıp aynı yolla çıkmış..

O fotoğrafları üçüncü sayfada kullanmıştık.. Arkadaşın davası ise hala sürüyordu.. (İhtimal ki af kapsamına girmiştir..)

İşte bizim eski patronun takıntısı bu tür adamların kaybına yol açtı.. Alaylıların yerini Boğaziçi mezunları işgal etmeye başladıktan sonra gazete tersine tersine gitmeye başladı..

800 binlerden yüzbine kadar düştük.. Patron gazeteyi satıp kendini kurtardı ama gazete Boğaziçi mezunlarının elinden kurtulamadığından yok oldu gitti.. Şimdi yurt çapında dağılan koca gazetenin hatırası var, kendi yok..

***

Dönelim Boğaziçili yarışmacımıza..
Her soruyla önce dalga geçip, sonra güç bela cevaplar vererek o beyefendi halli Kenan Bey'i bile kıl ettikten sonra bir kademeye geldi.. Kenan Bey yeni soruyu okudu.. Aklımda kaldığına göre şöyle birşeydi:

- Her birinin Türk mutfağında önemli yeri olan ve aşağıda isimlerini okuyacağım sebzelerden hangisinin dolması yapılmaz.. a- Biber.. b- Kabak.. c- Yaprak.. d- Bamya..

Eğitim görmemiş her ev kızının, her esnaf çırağının kafadan cevap vereceği bu soruya Boğaziçili delikanlı düşündü durdu.. "Biberin dolması var, tamam.. Acaba yaprak mı desem.. Bamya dolması hiç yemedim ama.."

Bunu da öyle bir havada söylüyor ki Kenan Bey kıl oldu.. Oğlanın kıllığını ise hiçbir epilasyon uygulaması gideremez..

Sonunda bamyayı bulmasına buldu ama koca mektebin imajını da 65 milyonun önünde badem etti..

Normal biri en seçkin eğitim kurumlarımızdan birinin uğradığı bu aczi seyrederken, burulur, üzülür..

Valla ne yalan söyleyeyim ben üzülmedim..

Kıssadan hisse: Aslına uymazsa tasvirin n'ola? Gömleğin emanet, giydiğin fes elin..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır