kapat

05.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
Güngör Mengi(gmengi@sabah.com.tr )


Kırmızı kordon

Meclis kürsüsü ile Başkanlık Divanı kürsüsü bundan sonra "kırmızı kordon" çekilerek korunacakmış..

İçtüzük müzakereleri sırasında bir milletvekilinin ölümü ile sonuçlanan kavga, anlaşılıyor ki meclis yönetimini ek tedbirler aramak zorunda bıraktı.

Meclis Başkan Vekili Murat Sökmenoğlu'nun açıkladığı bu tedbir işe yarar mı?

Polis cinayet işlenen mahalli, delliller kaybolmasın diye böyle kordonla çevirir.

Demek ki Meclis Başkanlığı da, cinayet işlenmesi muhtemel mahalli korumaya almak için aynı tedbire başvuracak!

Boşuna zahmettir..

Yasakları paspas gibi çiğneyen, saygı ve terbiye duvarlarını dozer gibi yıkan milletvekillerini, kırmızı kordele mi durduracak?

Mecliste silâh yasağı bile uygulanamıyor.

Olaylar sırasında rahmetli Şıhanlıoğlu'nun elini beline götürmüş gösteren bir fotoğraf çıktı gazetelerde. Sonra yerde bulunan şanjörün Şıhanlıoğlu'na ait tabancadan düşmüş olduğu anlaşıldı.

DYP Milletvekili Kamer Genç, "İçtüzük'te kavga hakkı var" diyor. Sonra da DYP, kışkırttığı milletvekillerinden birinin ölmesinden sonra kaba kuvvetten şikâyetçi oluyor.

Böyle bir hak yok..

İçtüzüğün 68. maddesi "Gürültü veya kavga çıkarsa Başkan ihtar eder, yine önleyemezse oturuma ara verir" diyor.

DYP ise bu güvenlik tedbirini "kavga hakkı" diye yorumluyor.

Meclis çalışmasını engellemek ve bu engellemeyi gerçekleştirmek için anarşi ve kavga çıkarmak hak olur mu?

Böyle bir kafa kırmızı kordon dinler mi?

Tam tersine belki kızdırır..

Kırmızı "boğaları" kışkırtır!

Çare, eskimiş İçtüzüğü yenilemek ve meclisin yasa çıkarma yeteneğini arttırmaktır.

Geçen hafta ölümle sonuçlanan kavga, bu meclisin yeni bir İçtüzüğe olan ihtiyacını elem verici bir vehamet ölçeğinde kanıtlamıştır!

Bakkalım yaşasın
Çağın yeni yapıları bir sel gibi geleneksel kurumları süpürüp götürüyor.

Mahalle bakkalları, manavları, kasapları, kuru yemişçileri, kırtasiyecileri hipermarketlerin rekabetine dayanamıyor.

Bir yılda yalnız İstanbul'da 5 bin esnaf kepenklerini kapadı. Türkiye'nin dayanma gücünü borçlu olduğu "orta direk" yıkılmamalı.

Bu kesim çalışanları ve aileleriyle 20 milyon vatandaşı temsil ediyor. Mahalle bakkalı "veresiye defteri" ile dar gelirliye faizsiz kredi veren bir sosyal kurum işlevi görüyor.

Yalnız İstanbul'daki 40 bin esnafın veresiye defterindeki alacak tutarının 100 trilyon lirayı geçtiğini biliyor muydunuz?

Evet, esnaf çağın rekabet şartlarına uyum göstermekte geç kalmış olabilir. Ama iktidarların bu "sosyal kurum"un dönüşüm mecburiyetine destek olmadığı da bilinmelidir.

Hükümet, SABAH'ın öncülüğünde gerçekleşen "Esnaf Zirvesi"ndeki feryatlara kulak vererek görevini yapmalıdır.

Çağa uymak, sellere kapılmak değildir.

Rejimin teminatı olan sosyal kurumları korumak ve onların gelişmesini desteklemek, daha akılcı, daha ekonomik, daha insancıl bir çağdaşlıktır.d

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır