Muhalefet haklı

Vur abalıya misali, muhalefete gelen vuruyor, giden vuruyor... Günde beş posta Fazilet dayak yiyor, üç posta DYP.

Muhalefeti dövenler, bir an ellerini vicdanlarına koysalar...

Ve kendi kendilerine "şunu" sorsalar?

- İçtüzük tartışmasında muhalefet haklı "mı acaba?"

Eğri oturalım, doğru konuşalım.

Yiğidi öldürelim, ama hakkını inkâr etmeyelim.

Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim.

"Muhalefet haklı."

Hem de "yerden göğe kadar."

***

Anayasa'nın çatısını çatan "Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanı" Prof. Orhan Aldıkaçtı'ya sorduk:

- Ne diyorsunuz?

İşte Hoca'nın dedikleri:

* İçtüzük, Anayasa'dan daha önemlidir.

* Meclis'te görüşülen içtüzük değişikliği tam bir felaket... Çok kötü... Her türlü düzensizliğe açık.

* 1960'tan önce de muhalefetin sesi kısılmak istendi... İyi mi oldu?

* Mevcut içtüzük bozuk... Ama getirilen değişiklik çok daha bozuk.

* İçtüzüğü değiştireceksen, mutlaka geniş bir uzlaşma arayacaksın.

* Deniliyor ki... Bu içtüzük ile Meclis hızlı kanun çıkaramıyor... Öyleyse gece, gündüz çalış... Önemli olan hız değil, Anayasa'ya uygunluk.

* Bu içtüzük değişikliği Anayasa'ya aykırıdır.

* Bu haliyle çıkarsa, Anayasa Mahkemesi iptal eder.

***

Aslında, meclistekilerin çoğu "Aldıkaçtı Hoca gibi" düşünüyor.

Ama "Genel Kurul'a girince..."

"Düşünceleri ile eylemleri" birbirini tutmuyor.

Neden?

Bu soruya ANAP'lı Agâh Okay Güner'in yanıtı bir özeleştiri şaheseri:

- Neden olacak?.. Milletvekili demek, parti başkanının kurşun askeri demek de ondan.

***

Köksal Toptan'la konuşuyorduk.

"Zaten doğru dürüst bir muhalefet yok" dedi.

Ve ekledi:

- Olmayan muhalefetten bile rahatsız olmanın... Olmayan muhalefetin sesini kısmak için içtüzük değiştirmenin alemi hiç yok.

Toptan "Büyük İskender'in bir sözünü" hatırlattı:

- Yöneticilik sadece mızrak atmakla olmaz... Siyasetle olur.

Bizde ise...

Siyaset "tatilde."

"Mızraklar elde."

***

Deveye sormuşlar.

"Neren eğri" diye.

Deve yanıt vermiş:

- Nerem doğru ki?

Dün TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu'nu dinlerken "bu fıkra" aklımıza geldi.

Sökmenoğlu şöyle dedi:

- Mevcut içtüzük, yanlış... Yanlış içtüzüğü düzeltmek için getirilen teklif de yanlış... Muhalefetin bunu engellemek için takındığı tavır, uyguladığı yönteme bakıyoruz... Kürsüyü işgal etmeye kalkıyor... O da yanlış... Sorarım size... Üç yanlıştan bir doğru çıkar mı?.. Yumrukla uzlaşma olur mu?

***

Görünen manzara, milletvekillerinin "havan dövücünün hınk deyicisi" haline getirildiğinin manzarası.

Yine görünen manzara...

Hükümetin "dikensiz gül bahçesi... Muhalefetsiz meclis arzuladığı" manzarası.

Bu yol "yanlış yol."

Bu sokak "çıkmaz sokak."

Meclistekiler, "yaşanan son acı olayın... Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan kavganın" etkisinden ve genel başkanların ipoteğinden çıkıp, yarınlara yelken açmalılar.