|
Bizim medya CNN'i sollar
Meral Tamer, Milliyet'teki köşesinde, İsrailli politikacı Şimon Peres'in bir açıklamasını aktardı.
Peres o açıklamada, "Günümüzde askeri müdahaleler artık sokaklarda değil, TV ekranlarında yapılıyor. Diplomatik çabaların da eskisi kadar önemi kalmadı. Günümüz dünyasının en güçlü dışişleri bakanlığı CNN" diyor. Peres'in sözlerinin üstünde durup, düşünmekte fayda var. Savaşın sürdüğü, ölümlerin olduğu Filistin ve İsrail topraklarında, herkes barış istiyor. Ve Peres, medya sayesinde uluslararası platforma taşınan Filistin-İsrail sorununun her anını aktaran CNN'i, en güçlü dışişleri bakanı ilan ediyor. Açıklama basının gücünü anlamamız açısından ilginç. Şimon Peres, uluslararası medyadan sadece bir bakanlık çıkarabiliyor ama bizim medyayı bilseydi, kabine kurabileceğini de bilirdi. Çünkü, bizdeki medya, yeri geldiğinde hükümetleri düşürüp içişleri bakanının, yeri geldiğinde beğenmedikleri spor adamlarını yerin dibine sokup spor bakanının, yeri geldiğinde de 'cezaevlerine müdahale edin' diyerek adalet bakanının görevini pekala yürütebiliyor. Her şeyi yapmayı kendine hak gören medyamız varken, kavgaların, ölümlerin olduğu Meclis'e ne gerek var?
NELER OLUYOR?
Televole ekibi Deniz Akkaya'ya yüz çevirdi. Nedenini bilemiyorum. Oysa daha düne kadar en çok haberini yaptıkları mankenlerden biriydi. Hakkari'ye gittiyse peşinden gider, açılışta kurdela kestiyse, nasıl kestiğini an be an gösterirlerdi. Ama artık öyle değil. Mesela, geçen haftaki programda, sadece "İnenler Çıkanlar" bölümünde Deniz Akkaya haberi vardı ve o bölümde de Akkaya için "2001 yılına iyi başlamadı, düşüşte" dediler. Manken Tülin Şahin'e iyi, Akkaya'ya da kötü not verdiler. Neye göre verdikleri belli değil. Ama eğer, çok konuşulmasına, basında yer almasına göre bir değerlendirme yapılmışsa, Deniz Akkaya'nın, Tülin Şahin'e tur bindirmesi gerekir. Akkaya'nın Fatih Altaylı'yla girdiği polemik, gazeteciliği ve "Kürtçe öğrenmek istiyorum" türü ilginç açıklamaları gazetelerde sayfa sayfa yer almıyor mu? İnternet siteleri, bu tartışmayı sanal aleme taşımıyor mu? O zaman buna düşüş diyebilir miyiz? Belki de bizim bilmediğimiz başka bir şey vardır, Televole'nin Akkaya'ya kırık not vermesine neden olacak. Önümüzdeki günlerde onu da öğrenir, size anlatırız.
Cem Özer'in Fransa'ya tepkisi
Ünlü şovmenin BRT'de yayınlanan programında söz döndü dolaştı Fransızlar'la olan problemlerimize geldi. Gizem Özdilli "Paris gezimi iptal ettim", Cem Özer de "Artık Fransız kızlarıyla çıkmayacağım" dedi. Komik değil mi? Bu haliyle eh işte. Ancak bu eh işte, bir sonraki cümleye kadar sürdü. Özer, yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle orantılı, "Hayır hayır, bundan sonra daha çok Fransız kızıyla beraber olacağım" dedi. Şimdi ben ne diyeyim. Densizlik desem hakaret sınırlarını zorlamış olacağım, demesem içimde kalacak. Son söz: Fransız kızların Cem Özer'e bayılacağını da sanmıyorum.
Fatih Aksoy'un açıklaması
Geçen hafta bu sütunda, Fatih Aksoy'la Reha Muhtar arasındaki tartışmayı ve tartışmanın sonunda yaşananları anlatmıştık. Fatih Aksoy aradı. Gelişmelerin yazdığımız gibi olmadığını söyledi. Söylediklerini aynen aktarıyoruz: "Biz Med Yapım olarak, Ateş Hattı'nın beş bölümüne imza attık. Bu beş programın sonunda gördük ki, bizim yapacak pek bir işimiz yok. Zaten Show Ana Haber Merkezi, çoğu şeyi yapıyor. Çok para da kazanmıyorduk bu işten. Evet dediğiniz gibi, Reha Muhtar'la benim aramda, son programdan sonra bir tartışma yaşandı. Karşılıklı olarak seslerimizi yükselttik. Ama o kadar. Ne Reha Muhtar bana gömlek fırlatacak kadar nezaketsiz biri, ne de ben buna izin verecek biriyim. Hem yukarıda söylediğim nedenlerden dolayı hem de bu son tartışma, Reha Muhtar'la şimdilik yollarımızı ayırdı."
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|