kapat

29.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )


Adalet ve gazete

Yargısız infaz sözü önce, güvenlik güçlerinin "erken" silah kullanmalarını eleştirmek için kullanılıyordu. Bu kavram daha sonra medya eleştirisine döndü. Kendileriyle ilgili haberleri beğenmeyenler, medyanın yargısız infaz uygulandığından şikâyete başladılar.

Fransa'da geçen aylarda ardı ardına mali-siyasi skandallar patladı, birçok siyasi partinin ve siyasinin yasa dışı yollarla finansman sağladıkları ortaya çıktı. Fransız basını bütün bu olayları hiçbir siyasi etki altında kalmadan aktardı, hatta birçok yeni bilgi ve belgenin ortaya çıkmasını sağladı. Skandallar, Komünist Parti dahil bütün partilere bulaştı, Mitterrand'ın en yakınlarından olan Anayasa Konseyi eski başkanı bile yargı önüne çıktı. Bütün siyasiler basına homurdanmaya başladılar, Cumhurbaşkanı Chirac da "seyirlik adalet sona ermeli" dedi.

Türkiye'deki yasalar da soruşturmanın gizliliğini korur. Bunun amaçlarından biri, soruşturmanın sağlığıdır, diğeri "sanık" durumuna gelmemiş insanların haksızlığa uğramamasıdır. Soruşturma aşamasında gizlilik sağlanamadığı zaman suçlular tedbir alabilir, kanıtları yok edebilir. Buna karşılık ilk aşamada kuşkulanılanların da, soruşturma sonucunda masumiyetleri ortaya çıkabilir.

Sözkonusu olan önemli mali-siyasi yolsuzluklar olduğunda gazetecilerin olayı bütün imkânlarını kullanarak araştırmamaları mümkün değildir. Adalet sistemi ne kadar iyi işlerse işlesin, bu tür olaylarda zarar görme ihtimali olan siyasi güçlerin devreye girerek adaleti etkilemeleri her zaman mümkündür ve bu konuda her ülkede bir kuşku vardır.

Gazetecilerin araştırmaları; olayların, soruşturmaların ayrıntılarını izlemeleri ve yasal çerçevede halka aktarmaları yargının işlemesinin de güvencesidir. Kamuoyunun gözü, basın aracılığıyla yolsuzluk odaklarına çevrildiği zaman yargı da kendine yönelebilecek siyasi baskılardan korunmuş olur. Kapalı bir rejimde, kamuoyunun gazeteci aracılığıyla herşeyi öğrenemediği bir düzende yargının siyasi baskılara en açık kurumlardan olacağı kuşkusuzdur.

Yolsuzlukların, skandalların fazlasıyla ardı ardına geldiği dönemlerde, kamuoyunu yanlış yönlendirmek isteyen güçler "dezenformasyon", yanlış bilgilendirme, saptırma yöntemlerine de başvururlar; bu yanlışa düşen gazeteler, gazeteciler de olabilir. Ama yine gazeteci, kendi denetim sistemi içinde bunlardan korunabilir.

Batı'da basına bu görevinin farkında olan, ama gücünden de çekinenler "demokrasinin bekçi köpeği" adını takmışlardı. Bu tanımı AİHM de, kendisine iletilen bir basın davası dolayısıyla benimsemiştir.

Tehlike anlarında yanlış yapan siyasiyi durduran da, tereddüt eden yargının harekete geçmesini ve hızlanmasını sağlayan da medya olmuştur.

Gazeteci yargıç değildir, "yargısız infaz" hakkı yoktur, ama gazeteci araştırıp izlemediği zaman da sadece adaletin sağlanması değil, demokrasinin işlemesi de tehlikeye girer.

Hangi ülkede ne kadar gazete okunuyor?
(Bin kişiye düşen gazete sayısı)

* Norveç588
* Japonya577
* Finlandiya455
* İsveç430
* İsviçre377
* Avusturya329
* İngiltere317
* Almanya303
* Danimarka300
* Lüksemburg288
* Yeni Zelanda223
* ABD201
* İrlanda199
* Tayland194
* Çek C.175
* Estonya175
* Slovenya173
* Slovakya171
* Avustralya168
* Kanada167
* Macaristan167
* Belçika158
* Fransa145
* Rusya141
* Bulgaristan134
* Malezya115
* Hırvatistan112
* İspanya109
* Polonya108
* TÜRKİYE47

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır