


Faiz makası daraldı
Döviz hareketleri dengelenirken bono ve gecelik faizler arasındaki makas azaldı. Bundan sonra gözler Anayasa Mahkemesi kararında
Geçen hafta faizlerdeki genel iniş eğilimi devam etti. Gösterge olarak aldığımız 11 Temmuz 2001 vadeli Hazine bonosunun yıllık bileşik getirisi Cuma kapanışı itibariyle yüzde 51 civarındaydı. Bu, bir önceki haftanın kapanışına göre yaklaşık 7 puanlık bir düşüş demek. Haftalık ortalamalar olarak bakıldığında bono faizinde bir önceki haftaya göre yaklaşık 9 puanlık bir düşüş oldu.
Bono faizinden daha fazla bir düşüş ise Merkez Bankası repo faizinde gözlendi. Merkez Bankası'nın geçen Cuma günkü ortalama repo fonlama faizi önceki hafta sonuna göre yaklaşık 10 puan düşerek yüzde 42.73 oldu. Haftalık ortalamalar karşılaştırıldığında düşüşün daha da fazla olduğu görülüyor.
Bono ve MB repo faizindeki bu hızlı inişe karşılık bankalararası gecelik ortalama faizi bir önceki hafta sonuna göre yalnızca 1 puan, haftalık ortalamalar itibariyle ise 3 puan kadar düştü. Dolayısıyla geçen Pazartesi günkü yazımızda sözünü ettiğimiz faiz makası daraldı.
Dövİzde hassas denge
15-19 Ocak haftasında Merkez Bankası piyasadan günlük ortalama 34 milyon dolar döviz almıştı. 22-26 Ocak arasındaki beş iş gününün üçünde çıkış, ikisinde ise giriş oldu ve haftalık ortalama Ğ14 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamlar gecelik faizler ile döviz hareketleri arasında son iki haftadır hassas bir denge oluştuğunu gösteriyor.
Ancak, yabancı fonların hala önemli ölçüde gecelik piyasada olması nedeniyle söz konusu dengenin mutlak bir denge olmadığı açık.Yani ekonomi veya siyaset cephelerinden gelebilecek haberler bu durumu kolayca etkileyebilir. Merkez Bankası'nın biraz da bu nedenle gecelik faizlerde kontrollü bir gidişten yana tavır koyduğunu tahmin ediyoruz.
Yine aynı nedenle yabancı yatırımcıları gecelik piyasadan doğrudan bono alımına itmek için çaba sarfedilmesi de yarardan çok zarar getirebilir. Zaten kanımızca gecelik faizdeki para da bonodaki para da hemen hemen aynı ölçüde "sıcak".
Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi'nin FP davasına bu hafta yeniden başlayacak olması son derece önemli. Mahkeme'nin karar almasının ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Ancak, parti kapatmayı zorlaştıracak anayasal değişiklikler paketinin şimdilik rafa kalkmış olması nedeniyle bu alanda olabilecek gelişmeler artık tümüyle mahkeme kararına bağlı. Sonucun ne olacağını görmeden piyasanın önünü görmeye başlaması çok zor.
Yıl başından beri faizlerin seyri
| Gösterge | MB | Bankalararası |
| bono faizi | repo faizi | gecelik faizi |
| ( bileşik %) | (basit %) | (basit %) |
| 2-5 Ocak | 69.25 | 77.07 | 64.46 |
| 8-12 Ocak | 62.52 | 63.21 | 42.28 |
| 15-19 Ocak | 62.69 | 63.27 | 35.69 |
| 22-26 Ocak | 53.48 | 44.91 | 32.26 |
Haftalık basit ortalamalar
Döviz girişi ve fonlama
| Bankaların | Net iç | APİ |
| sattığı döviz | varlıklar | fonlaması |
| (milyon $) | (trilyon TL) | (trilyon TL) |
| 2-5 Ocak | 648 | 2400 | 4375 |
| 8-12 Ocak | 261 | 315 | 2450 |
| 15-19 Ocak | 34 | -145 | 1610 |
| 22-26 Ocak | -14 | - | - |
- Haftalık ortalamalar
Özel sektör kapasite kullanımında keskin düşüş
Düzenli olarak takip ettiğimiz makroekonomik veriler arasında geçen hafta yalnızca imalat sanayii kapasite kullanımı rakamları açıklandı. Sektörün tümündeki kapasite kullanım oranı aralıkta kasıma göre 5 puandan fazla bir düşüşle yüzde 74.5'e indi. Krizin üretim üzerindeki etkisinin ortaya çıkması zaten bekleniyordu. Ayrıca ay sonunda uzun bir tatil de vardı. Dolayısıyla bu düşüş şaşırtıcı olmadı. Aralık ayındaki oranı, Rusya krizi ve depremler öncesinde 1998 yılında gerçekleşen oranlara göre epeyce aşağıda. Kapasite kullanımında 1998 seviyelerine yalnızca ekimde çıkıldı. Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta, aralıkta kamu imalat sanayiinde kapasite kullanımının artmış olması. Bunun temel nedeni petrol sektöründe yüksek kapasiteye geçilmesi. Daha da önemlisi, toplamdaki 5 puanı aşan düşüş kamu tarafında biraz artış olmasına rağmen gerçekleşmiş. Sadece özel imalat sanayiindeki gerileme toplama göre çok daha keskin. Rakamsal olarak, özel sektörde kapasitenin aralıkta kasıma göre yaklaşık 12 puan gerileyerek yüzde 65.4'e düştüğü görülüyor. Fikir vermek için belirtelim, benzer bir seviyeye depremin olduğu Ağustos 1999'da inilmişti.
Greenspan sinyal verdi
Geçen haftanın yurtdışındaki önemli gelişmelerinden bir tanesi, Fed Başkanı Greenspan'in yeni seçilen Bush yönetiminin savunduğu vergi indirimi fikrini desteklediğini belirten bir açıklama yapmasıydı. Aynı konuşmada Greenspan, ABD ekonomisindeki büyüme eğiliminin iyice zayıfladığına bir kez daha dikkat çekti. Greenspan'in bu yorumları sonrasında Fed'in bu hafta ortasında yapacağı toplantıda 50 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağı yönündeki kanaat daha da güçlendi. ABD ekonomisine ilişkin ev satışları, ipotekli kredi başvuruları, işsizlik başvuruları ve tüketici güven endeksi verileri genellikle olumlu olmamasına rağmen dolar euro karşısında haftayı güçlenerek kapattı. Cuma akşamı itibariyle dolar/euro çapraz kuru 0.9230 civarındaydı. Bu durum yatırımcıların AB ekonomilerine kıyasla ABD ekonomisinin daha sağlıklı olduğuna inanmalarının bir sonucu.