kapat

29.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yazarlar
FB'ye başkan olacağım
Yunanistan'ın AEK basketbol takımında oynayan İbrahim Kutluay en büyük hayalini açıkladı.

Antrenörüm beni alırken 'seni buraya takımın lideri olarak alıyorum. Takımın skoreri sensin. Saha içinde kontrol sende' dedi. Ben de o güvenle gittim Yunanistan'a. Bundan dolayı sahada çok rahatımn Türkiye'deki şöhretinden sonra yabancı bir ülkede yeni bir mücadele kolay olmamıştır. Neler yaşadın?

Yunanistan'a gittiğim günden itibaren ummadığım bir ilgi gördüm. Bu yüzden başka bir ülkede oynuyor olmak bende psikolojik bir baskı yaratmadı. Ama bir şey kanıtlamadan kimsenin sana ilgi duymasını da bekleyemezsin. Şu andaki ilgi tabii ki çok daha büyük. Yunanistan'da basketbol en çok ilgi duyulan spor dalı. Dolayısıyla oyunculara da çok ilgi gösteriyorlar.

Başka bir ülkede olsaydın tersi olabilir miydi? Bu motivasyon bir sporcu için mutlaka gerekli mi?

Başka bir ülkede olsaydım tabii ki böyle olmazdı. Motivasyon gerekli. Türk sporcusu için gerekli olduğuna inanıyorum. Fatih Terim'in bu denli başarılı olmasının nedeni taraftar kitlesini arkasına alması. Bu motivasyonla bir şeyler yaptı. Kendi takımımın taraftarı beni seviyor, Yunanlılar da beni çok seviyor. Bu da beni motive ediyor.

Ama takım da seni kabul etti, öyle değil mi? Bir de Hakan Şükür örneği var. Onun için İtalya'da hayat seninki kadar kolay değil...

Doğru söylüyorsunuz. Büyük takımların derdi de büyük olur. Yıldız oyuncu sayısı arttıkça takımların patronları çoğalıyor. Benim şansım, bizim antrenörün Avrupa'nın en iyi antrenörü olması. Takım üzerinde çok büyük bir otoriteye sahip. Beni alırken, 'seni buraya takımın lideri olarak alıyorum. Takımın skoreri sensin. Saha içinde kontrol sende' dedi. Ben de o güvenle gittim Yunanistan'a. Bu güvenden dolayı ben de sahada rahatım.

Senin için berbat bir maç nasıl bir maçtır? Sayı yapamadığın maç mı?

Skorer bir oyuncu olduğum için az sayı yaptığımda üzülürüm. Ama maçı kazanmışsak çok da önemi yok bunun. Gençken daha çok kafama takardım. Olgunlaştıkça bu duygudan uzaklaştım. Çünkü gençken kendini kanıtlama çaban var. Ayrıca Türkiye'de herşey skor üzerine kurulu. Ben 20 sayıda atsam insanlar benim için 'kötü oynadı' diyebiliyorlardı. Her maçta 30-40 sayı bekliyorlardı. Bu da çok zor bir iş.

ÇOK İYİ OYUNCULAR VAR
Rekor sayın kaç?

Genç takımda 60-70 sayı atıyordum. Avrupa Şampiyonası'nda 50 sayı attım. Yunanistan'da ise şu ana kadar en fazla 32 sayı attım.

Bu düşüş niçin? Artık kanıtlayacağın bir şey kalmadı mı?

Bununla ilgisi yok. Yunanistan zor bir ülke. Çünkü çok iyi oyuncular var. Orada 50 sayı atmak zor. Ama takım galip geliyorsa bu bana yetiyor.

NBA senin için bir hedef mi?

Daha önce de hedefti. Ama iki yıl önce gittiğimde grev vardı ve sağlıklı bir biçimde seçmelere katılamadım. Döndükten sonra teklifler aldım ama o zaman da sözleşme imzalamıştım. 15 gün önce de bir teklif aldım ama kontratım dolayısıyla bir yere gitmem mümkün değil. Sene sonunda da bir yere gitmeyi düşünmüyorum çünkü Avrupa'da maddi şartlar daha iyi.

İYİ PARA KAZANMALIYIM
Maddiyat bu kadar önemli mi?

Ben sağlıklı bir şekilde 7-8 sene daha oynayabilirim gibi görüyorum kendimi. İyi para kazanmalıyım ki, basketbolu bıraktıktan sonra da şu hayatımı sürdürebileyim. Basketbolu bıraktıktan sonra başka işler yapmak istiyorum. Turizmle uğraşabilirim örneğin. Ama herşeyin ötesinde günün birinde Fenerbahçe'ye başkan olmak istiyorum...

Bu gerçekleşebilir bir hayal mi?

Gerçekleşmeyecek hiçbir şeyin peşinden koşmadım. Neden olmasın? Fenerbahçe'ye bugüne kadar çok hizmet ettim, bundan sonra da edeceğim. Basketbolu Fenerbahçe'de bırakacağım. Bir gün mutlaka Fenerbahçe'ye döneceğim. Bu kulübe hizmet etmekten gurur duyarım. Fenerbahçe başkanlığının da ne kadar büyük bir onur ve güç olduğunu biliyorum. Bunu mutlaka yapacağım.

Şimdi çok iyi para kazanıyorsun. Basketbola başladığın yıllarda 'bir gün ben de kazanacağım' hırsın var mıydı?

20 yaşıma kadar para kazanmadım. Benim şansım bu oldu belki de. Oynama şansım olup, az para almam oldu. Şu andaki genç oyuncular ise oynama şansı bulamıyorlar ama çok para alıyorlar. Bu da onların yıldız oyuncu olmalarını engelliyor. Ben 19 yaşımda A takımında ilk beşte oynamaya başladım ama para almıyordum. Tecrübe kazandım, yeteneklerimi gösterdim, ondan sonra para kazanmaya başladım. Şu anda da çok iyi para kazanıyorum.

Düşünmeden para harcar mısın?

Para harcamayı seviyorum. Paranı kazanacaksın, yaşayacaksın, harcayacaksın... Para saklama gibi bir tutkum yok. Zaten yatırımlarımın büyük bölümünü babam değerlendiriyor. Bana yetecek kadar parayı ayırıp, babama veriyorum. Bende para yok yani.

Ailen hep yanında. Babalar sporcu oğulları için menajer gibi çalışıyorlar. Niçin kopamıyorsunuz? Başka bir iş yapıyor olsaydın belki de babana bu kadar bağımlı olmazdın.

Başka bir iş yapıyor olsaydım bu kadar para da kazanamazdım.

n Kontrol edemeyeceğin için mi babana teslim ediyorsun?

Güvenebileceğim en önemli insan. Bizim evin bütün para işlerini babam yürütür.

ANNEMLE DEMET'İN ARASINDA KALDIM!
Dört yıldır manken,şarkıcı Demet Akalın'la birlikte olan Kutluay bu ilişkiye ailesinden onay almak için uzun süre savaş vermişn İlişkinizin dördüncü yılındasınız. İlk günlerde sık sık kavga ediyordunuz. Sorunları ne zaman aştınız?

İkimiz de fedakarlık yaptık. Beraberliğimizin ilk günlerinde korkuyordum, çekiniyordum. Açıkçası uzun bir ilişki yaşamaya istekli değildim. Ama işler rayına oturdu daha sonra. Ve benim içimdeki istek de artmaya başladı. İlişkiyi güzel yaşamaya başladığımız andan itibaren ben de büyük fedakarlıklar yaptım. Demet mankendi. Ve yaptığı işten dolayı üzerine peşin hükümle gidiyordu insanlar. Benim bu ilişkiden dolayı basketbol yaşamının etkilenmeyeceğini ya da Demet'in farklı bir insan olduğunu kanıtlamam gerekiyordu. Tabii Demet o zamanlar bunların hiçbirini anlamıyordu. Sonuçta sporcu-manken ilişkisi Türkiye'de yadırganan ve kabul görmeyen, uzun süre devam edilemeyeceği düşünülen bir ilişki. Biz de yıprandık. İlk dönemlerde çok kavga ettik. Hakkımızda çıkan her haber onu değil ama beni yıpratıyordu. Çünkü ben koskocaman bir Fenerbahçe camiasının içindeydim. Bu anlamda büyük fedakarlıklar yaptım.

Ailen beraberliğinize karşı çıkıyordu. Bu sorunlar artık aşıldı mı?

Evet. Onlara da hak vermek lazım. Onlar Demet'i tanımadan önce, ilişkimize herkes gibi sporcu-manken ilişkisi olarak bakıyorlardı. Ve bana hata yaptığımı söylüyorlardı.

Çok arada kaldın mı?

1-2 sene çok büyük mücadele verdim. Demet'e hep anlattım. Aileme bağlı olduğumu söyledim. Onların her zaman yanımda olmalarını, benim üzerimden hayır dualarını eksik etmemelerini isterim. Her maça çıkarken bütün ailemi, annemi, babamı, kardeşimi, halamı, dayımı ararım. Bu benim en büyük uğurum. Onları hiç kırmak istemedim ama kırdığım dönemler de olmuştur. Çünkü ne Demet'ten vazgeçebiliyordum ne de annemden babamdan. Kamptan dışarı çıkmak istemezdim. Çünkü çıkarsam anneme mi gideceğim, Demet'e mi? Çok zordu benim için. Demet ile annem ve babamın arası iyi olmaya başladıkça ben de iyi oldum. Çünkü onların kötü olması benim performansıma da yansıyordu. Sonuçta sabredip bu seviyeye ulaştık.

Nikah defterinize atılmış bir imza yok ama kendinizi karı-koca gibi görüyor musunuz.

İbrahim: Ben evli gibi görüyorum kendimizi. Demet sen?

Demet: Ben de görüyorum...

Niçin nikahı erteliyorsunuz?

Önceki yıllarda problemler olduğu için gerçekleşemiyordu. Problemleri yendikten sonra da rahatladık ve evlilik de gündemimizde o kadar önemli yer tutmamaya başladı.

Sen hiç sevgiline 'antrenmandayım' yalanını uydurdun mu?

-Hayır hiç söylemedim. Sadece reklamda söyledim. (Gülüşmeler)

ŞENGÜL BALIKSIRTI


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır