SAN FRANSİSCO 1906'da literatüre geçmiş en sert depremlerden biriyle sarsıldı. Kent şu anda da aktif ve tehlikeli fay hatlarından birinin üzerinde. 1906'dan sonra köklü önlemlerin alındığı San Fransisco'nun bina stokları çok sağlam. Bu konuda konmuş kesin kurallara herkes uymak zorunda. Ancak bir doğal afet sırasında insan yardımlaşması açısından San Fransisco'nun eksikleri var. Neighborhood Emergency Response Teams (NERT) adı verilen sivil gönüllü birimler halkı motive edemiyor. Çünkü San Fransisco'da homojen komşuluk ilişkileri yok. Farklı dil ve kültürlerin yaygın olduğu kentte insani ilişkiler çok zayıf. Doğal afetlerde insan yardımlaşmasının "hayati önem" taşıdığını bilen Amerikan yönetimi, bu açıdan kaygılı.
İSTANBUL'da ise tersine bir olgu gözleniyor. Kentteki bina stoğunun yaklaşık yüzde 80'i ruhsatsız, imarsız ve kaçak. Buna karşılık "depreme karşı insani yapılanma"da sistemli, disiplinli ve bilinçli gelişmeler gözleniyor. Mahalle Afet Yönetimi (MAY) adlı başarılı girişimin startını veren Mimar Ahmet Turan Altıner, muhtarların da tam desteğini alarak Gayrettepe, Yıldız, İdealtepe, Göktürk ve Kemerburgaz'da tüm halkla bütünleşip kucaklaşan bir yapılanma sağladıklarını belirtiyor. "Semt inisiyatifi" dediğimiz diğer bir çok sivil toplum örgütü de bu alanda büyük ataklar yaptı. Özetle İstanbullular, "insani dayanışma ve ilişkiler" bağlamında depreme ve diğer doğal afetlere San Fransiscolular'dan daha fazla hazırlıklı.
BU önemli avantaj denetimli, planlı, çağdaş şehircilik anlayışı ve kurallarıyla örtüşebilirse "deprem KORKUSU" İstanbul'un gündeminden büyük ölçüde çıkar.