|
|
JR. Alaton'dan hayat dersi
Vedat Alaton, "Türkiye'nin ciddi bir tasarruf politikasına ihtiyacı var. Benim de param var ama ikinci el Mercedes kullanıyorum" dedi
Alarko Topluluğu'nda bayrağı artık ikinci kuşak devraldı. Babalar, onca yıllık yorgunluğu gönül rahatlığı ile atarken, oğullar Vedat Alaton ve İzzet Garih mutfakta harıl harıl çalışıyor. Alarko Topluluğu'nun genç beyni İş Geliştirme Yöneticisi Vedat Alaton'la, Türkiye'nin ve topluluğun geleceğini konuştuk. Alaton, 2003 yılına kadar piyasada büyük bir gelişme beklemediğini belirterek, "Bu zor dönemi atlatmak için herkesin tasarruf yapması şart" dedi.
Genç bir işadamı olarak geleceğe nasıl bakıyorsunuz ?
Her şeyden önce enflasyonu düşürmemiz lazım. Zor bir dönemden geçiyoruz, işler bıçak gibi kesildi. 2003'e kadar da açılmasını beklemiyoruz. Hükümet niyet mektubundaki vaatleri yerine getirirse olumlu gelişmeler olabilir. Özellikle yılın ikinci yarısında özelleştirmeler tamamlanır ve önemli bir yabancı sermaye gelirse Türkiye yeniden gelişen piyasalar içinde yer alır. Fondaki bankalar da satılır ya da tasfiye edilirse 2000'in sonundan daha parlak bir tablo bulabiliriz.
Bu dönemi atlatmak herkes için zor olmalı...
Tasarruf politikalarını ciddi bir şekilde teşvik etmek lazım. Ben kişisel olarak tutumluyum. İmkanım olduğu halde ikinci el bir Mercedes kullanıyorum. Tekne, kotra gibi meraklarım yok. Ailenin diğer fertleri de öyledir. Bu herkesin tercihi olmalı.
Yılsonu enflasyon ve büyüme tahmininiz?
Bu yıl enflasyonda yüzde 20'leri tutturursak iyi bir rakam. Büyümeyi de yüzde 0-3 arasında görüyorum.
Yeni ekonomide sizi göremiyoruz...
İyi bir iş olabilir ama bizim işimiz değil. Nasdaq'ta ciddi çöküş var. Şirketlerin çoğu şişirilmiş bilançolara sahip.
Zaten çoğu para da kazanmıyor. ABD'de mali piyasada müthiş atıl fonlar var. Ama Türkiye'de kaynaklar kıt, o yüzden de verimli kullanmak lazım.
Siz grup olarak nerede büyüyeceksiniz?
Şu anda gündemimizin ilk sırasını enerji oluşturuyor. Aslında 10-12 yıldır bu işle uğraşıyoruz. Şimdi Kırklareli'nde bir gaz santraline başlıyoruz. 2002 sonunda bitirip 20 yıllığına işleteceğiz. Bir de Tunçbilek'de işletme devri projesi var. Rize Cevizlik ve Anamur Otluca'da iki hidroelektrik santrali projesi daha var. Kırklareli'ne 70 milyon dolar, Tunçbilek'e 60 milyon dolar, Cevizlik'e 120 milyon dolar, Anamur'a da 65 milyon dolar olmak üzere toplam 315 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Böylece 800 megavatlık enerji portföyümüz oluşacak. Enerjide büyümeye devam edeceğiz.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir proje var mı?
438 milyon euroluk hızlı tren projesi var. Ankara-İstanbul hattının Eskişehir'e kadar olan kısmını yapacağız. Eylül ayında başlayıp 36 aydan daha kısa sürede bitirmeyi amaçlıyoruz. Bir de İstanbul tüp geçiş ihalesi için hazırlık yapıyoruz. Ortak arama çalışmalarımız sürüyor.
Moda olan işlerin peşinde koşmayız
Neden hep aynı sektörlerde kaldınız?
Moda olan işlerin peşinden gitmiyoruz. Önce aracı kurum, sonra süpermarket ve banka satın alma furyası başladı. Şimdi ekonomi krize girdi, hepsi ne yapacağını şaşırdı. Biz daha stratejik düşünüp bildiğimiz konulara konsantre oluyoruz. Taahhütte iş miktarına göre cironuzda ciddi artış olabilir. Kriz anında da çok kolay küçülebiliyorsunuz.
Bir de somon üretiminiz var...
Boston'da okurken babamla Kuzey Amerika'yı gezdik. Orada kafes balıkçılığı çok gelişmişti. Neden bunu Türkiye'de yapmayalım dedik. Sonra Alfarm doğdu. Şimdi Sapanca'da yıllık 500 ton kapasiteli yeni bir tesis kurduk. Norveç'teki tesislerle kıyaslandığında bu iyi bir kapasite.
Oğullar çalışıyor babalar denetliyor
İki kuşak bir arada çalışıyorsunuz. Nasıl bir iş paylaşımı yaptınız?
Şirket profesyonelleşince, patronlar da daha çok yeni yatırımlar ve denetim işleriyle yetinmeye başladı. Ben, iş geliştirmede taahhüt ve yeni iş alımları ile ilgileniyorum. Üzeyir Bey'le çalışıyorum. İzzet Bey de İshak Alaton'la emlak geliştirme işini yürütüyor. Şirkette farklı alanların oluşu, birçok açıdan karışıklığı da engelliyor.
Leyla ŞEN
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|