İki yıl önce siyaset sahnesinden çekilen Doğan, yeni bir siyasi hareketin de sinyallerini veriyor: "Özal, herkesin aklına liderlik aşkı koydu. ANAP'ta lider değişikliği bu yüzden olamıyor."

Hüsnü Doğan, 1996'da DYP-ANAP hükümetinde Enerji Bakanı idi. Tansu Çiller'in bakan olarak yer almadığı hükümet, TEDAŞ ihalelerine Özer Çiller'in karıştığı iddialarıyla Refah ve DSP tarafından verilen soruşturma önergeleri ile düşürülmüştü. Doğan, ANAP'ın o gün bu yolsuzluğa gösterdiği kayıtsız tavrın ülkeyi Refahyol hükümetine sürüklediğine inanıyor. Beyaz Enerji operasyonundan sonra ANAP'ın koalisyondaki varlığını sona erdirmemesinin, geçmişteki bu hatanın bir tekrarı olduğunu söylemek istiyor. ANAP'ın kurucu üyesi, Turgut Özal'ın kuzeni olan Doğan, ANAP'ın ilk seçimde Meclis dışı kalabileceğini, buna rağmen ANAP'ta lider değişikliğinin zor olacağını belirtirken bunu, Turgut Özal'ın sağlığında kendisinden sonra partinin başına geçecek 18 Türk büyüğü tespit etmesine bağlıyor. "Rahmetli büyük hata yaptı. Herkesin içine liderlik arzusu koyup, herkesi birbirine düşürdü" diyor. Bugün Mesut Yılmaz'la görüşmeyen, iki yıldır siyasetten uzak kalan,

KÖYTÜR Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Doğan'ı, Mayıs-Haziran aylarında ortaya çıkacağını işaret ettiği yeni siyasal partilerden birinin başında görebiliriz.

Cumhur Ersümer hakkındaki gensoruyu nasıl değerlendirdiniz?

Meclis, gensorunun ötesinde bir araştırma ya da soruşturma önergesi ortaya koyabilirdi. Tabii ciddi gitmek istiyorsa öyle yapabilirdi.

ANAP'ın eski enerji bakanı olarak Beyaz Enerji Operasyonu karşısında Ersümer'in tavrını nasıl değerlendirdiniz?

Bir bakanlıkta Bakana haber verilmeden bir soruşturma yapılıyorsa bu hükümet içerisinde keskin bir güvensizlik imaresidir. Tutum karşısında ya ANAP'ın koalisyondaki durumunu gözden geçirmesi veya bakanın ayrılması gerekirdi.

Bir bakan bürokratların yanlış işlerine nasıl engel olamıyor?

İsterse olur. Elinde yetkileri vardır.

Enerji perdesinde oynanan bu oyunda kim neyi temsil ediyor?

Bu bir güç oyunu. Büyük güçler olmadığı için küçük güçlerin oyunu. Herkes iktidarın bir parçası olmak istiyor. Daha ilerisini söyleyemem.

Küs müsünüz Mesut Bey'le?

Hayır. İlişkimiz yok sadece.

Asker-ANAP ilişkileri neden bu kadar asabileşti?

ANAP, askerler konusundaki yorumlarında tutarlı bir davranış sergileyemedi. "Asker demokratik hakkını kullandı", bir zaman sonra "Yanlış yapıyorlar" der, başka bir zaman "Asker olursa fazla yolsuzluk olur" gibi cümleler kullanırsanız, tutarlılığınızı kaybedersiniz.

Bu olaylar bürokrasiyi nasıl etkiledi?

Bürokrasi çöktü. İmza atan adam bulamıyorsunuz şu anda. Güvenliği tesis edecek kadroların oluşturulması lazım. Yoksa sittin sene Türkiye bu meseleleri münakaşa eder.

Bütün bu olaylar eski partinizde lideri değiştirmeye kadar gider mi?

Türkiye'de bir gelenek var: Kongrede liderini değiştiren parti yok. Bir tek Ecevit değişti bugüne kadar.

ANAP, Mesut Bey'i 87 yaşına kadar bekler mi?

ANAP'lı arkadaşlara sorun. Hayır, değişmez. Türkiye'nin geleneği bu.

Bu geleneği Mesut Bey'in kendisi kırmamış mıydı?

Kırdı ama Özal'ın desteği vardı.

Önümüzdeki dönem Meclis'e giremez diye bir kehanetiniz var mı?

Var var...

Sizin gördüğünüzü ANAP içinde gören kimse var mı?

Siyasette her zaman mantıklı işler olmuyor. O sizin dediğiniz zor oluyor, korkuyorlar. Bu durum öbür partilerde de var. ANAP'taki sıkıntı, herhangi bir hareket yapıldığında, liderlik için kimin üzerinde mutabık kalınacağı sorunudur. Özal da bunu bildiği için 18 Türk büyüğü meselesini çıkarmıştı ki bu yaptığı doğru değildi.

Ama siz de onlardan biriydiniz.

Önemli değil. Ama yanlıştı bunlar.

Birbirlerine düşürdü diye mi?

Tabii. Herkesin içerisine bir liderlik aşkı koydu. Etkisi sürüyor. ANAP'taki sıkıntı, belirli arkadaşların belirli isimler üzerinde mutabık kalmamalarıdır. Bunu çözmeden herhangi bir hareket olmaz.

Sizin döneminizde de hükümetin düşme nedeni enerji yolsuzluğu idi değil mi?

Evet. O zaman TEDAŞ'tı. Ben bakandım, DYP hükümet ortağıydı. Hükümette bakan olarak bulunmayan Tansu Çiller'le ilgili, Refah ve DSP soruşturma önergesi verdi. İhale üzerinde bazı sıkıntılar vardı ama siyasi ilişkisini kurmak mümkün değil. Bir insanı durup dururken suçlayamazsınız. Bir çarşamba günü, grupta kalktım bu şekilde konuştum. Bunun üzerine DYP'den bize gelmiş bazı arkadaşlar, seslerini yükselttiler, hatta dediler ki Hüsnü Bey senin düşüncen ne? Mesut Bey menfi müsbet herhangi bir tavır almadı. Böylece bugünkü gibi o arkadaşlar serbest kalmış oldu. Önerge Meclis'te oylandı. Hükümet böylece düşüşe giden başlangıcı yaptı. Refah-Yolun temelini ANAP'ın bu davranışı attı.

Yani ANAP sorumlu.

Evet, karşısındaki hakkında bu kadar şüphelerin varsa sen niye onunla hükümet kurdun.

Enerji yolsuzluklarının tekrarlanmaması için önce ne yapmak lazım?

Enerji sektöründe rakamlar çok büyük. Bu nedenle sektörün şeffaf olması ve rekabetin sağlanması lazım. Bu yap-işlet-devret sistemlerinde enerji satın alırken rakamlara dikkat etmezseniz, kilovat saatte bir cent'lik fark meydana gelirse yani 4 cent yerine 5 cente bağlarsanız işi, bu yılda bir milyon dolar eder. Bu, bunu harcayanların üzerine yüktür. Bütün enerji üretim ve dağıtım kurumlarının özelleşmesi lazım. Türkiye'nin enerji emniyeti bakımından bütün kaynaklarını tek bir ülkeye bağlamaması lazım. Bu hükümet çok büyük ölçüde Rusya'ya bağlandı. Enerji terminalleriyle Türkiye riskini azaltabilir. İran üzerinde bir çalışma var ama yeterli değil. Tabii bir de enerji çeşitliliği lazım. Tek kaynağımız hidroelektrik. Dünyada rezervlerin de çok büyük bir kısmı kömürden. Türkiye'ye kömür santralları lazım. Tabii nükleer santral meselesinde de Türkiye geç kaldı.