Çıtır mankenlerin, kol bileği kalınlığındaki bellerini komando desenli kurşundan kemerler süslüyor
Sonunda modanın da psikolojisi bozuldu. Tasarımcılardan "deli kahkaları" yükseliyor. En deli kahkahayı, daha doğrusu çığlığı ise Dior modaeviyle çalışan İngiliz tasarımcı John Galliano atıyor. Galliano hafta içinde düzenlediği defileyle herkesi şaşırttı. Podyum dünyasının güzelim mankenlerini birer şizofren gibi giydirdi.
Kiminin beline kurşundan kemerler, kiminin kafasına beyzbol kasketi taktı. Bütün hafta Galliano'nun neden böyle bir defile yaptığı tartışıldı. Üç görüş vardı:
1. Galliano savaşlardan etkilendi.
2. Kadınları vahşilikle orantılı olarak seksi göstermek istedi.
3. Galliano kafayı yedi.
Öyle ya da böyle, Galliano dikkat çekmeyi bildi. (Herkes geçtiğimiz günlerde iflas bayrağını çeken Hüseyin Çağlayan gibi masadan etek yapacak değil ya!) Dikkat çekmekle de kalmadı, kabullenildi. Birkaç aya kalmaz bizler de pembe çiçekli bluzla asker pantolonu giymeye başlarız. Hülya Avşar bile Vizontele'nin galasına kömür sobasına düşmüş vahşi kedi misali gözleriyle geldikten sonra. Bu moda tutar arkadaş!
Vahşi giyinmek bir dereceye kadar iyidir. Aykırı gözükmekle, ruh hastası gözükmek arasında ince bir çizgi olduğu kesin. Şimdi seçim sizin. İster tüm vahşi desenleri birbirine karıştırıp, çivili topuklu çizmeler giyin. Bu sayede 'yaklaşmayın hastalıklıdır' tabelasını asmış olursunuz. İster tarzınıza birkaç vahşi detay ekleyin. Çizmelerinizi leopar desenli seçebilirsiniz. Görenler yalnızca "Seni vahşi şey" desin.
Galliano kızları göstermeyi seviyor. Mankenlerin büyük çoğunluğu defileye göğüsleri açık çıktı. Bu açıdan Türkiye'de pek tutulmaz. Ama belli mi olur? Yarın öbür gün birileri açıverir sonra arkası gelir. İki sene önce sorsanız, kadınlar sutyen askısını asla göstermez derdik. Öyle değil mi?
SİBEL ARNA