kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Lokma oldum hamurdan, benim huyum çamurdan..

Muhalefetim ithal malı hamura değil.. Bizim lokma hamuruna arka çıkmak derdim de yok.. Ben "kamu bimarına" yanıyorum, kadınlarımızı estetikçilerden korumaya çalışıyorum.. Bu işler sırasıyla.. Zamanı gelince de onlar beni korur..

Uyanmışım.. (Saatini karıştırmayın..) Kahvaltımı yapmış, keyiflenmişim.. Yazıya başlayıp ekmeğimi hak edeceğim.. Ağzıma da bir türkü yapışmış bu aralar, başlıyorum söylemeye..

- "Güvercinim burçta burçtaaaaa! Aklım aldın bir bakıştaaaaa!"

Türkünün orijinalinde burçta görülen karanfil ancak dilime "güvercin" sözcüğü dolanmış bir sebepten.. O yüzden türküyü güvercine ithaf ederek söylüyorum..

Diğer mısraları da hatırlamadığımdan nakaratı çoğaltma tekniğine başvuruyorum..

Keyfimin tam azdığı bir noktada yeğenim Beran'dan itiraz geliyor:

- "Yaaa! Film seyrediyoruz yaaa!"

***

Film İngilizceymiş, sesim yüzünden sözcükleri kaçırıyormuş..

Evet, türküyü kendi makamının dışına taşırıp biraz yanık söylediğim doğru.. Ama yaptığım deformasyon, sözcüklere daha bir anlam yüklüyor.. Güvercinimin başına birşey gelmiş de ağıt yakıyormuşum gibi oluyor..

Türkünün bu haline bırakın güvercinleri, saksağan kuşunun dahi kalbi dayanmaz, gözü yaşarır.. Beran efendiden tık yok! Ağzımın tadı kaçtığından mecburen susuyorum..

Hoşgeldin Dunkın..
"Ağız tadı" lafını kullandım da aklıma geldi.. İstanbul'da şu sıralar en trend etkinlik, bir yerlere gidip Donuts yemek.. Yedikten sonra içinizi hararet basacağından, üzerine bir kırba su içmek..

Bunları yapacaksın, akşam eşe dosta tutulduğunda "Bugün filan yere uğradık, birer Donuts yedik.." diye havanı atacaksın ki dinleyenler;

- "Vay! Biz hala yemedik.. Çağı kaçırıyor muyuz!" diye içinden temsili olarak dövünsün..

"Bunları oturduğun yerden nasıl biliyorsun?" diye laf sokuşturmayın, bir bildiğimiz var ki yazıyoruz..

Bizim gazetenin yeni mekanı Nişantaşı'nda Macro diye bir süpermarket var.. Girişteki kasaların soluna iki üç metrelik bir tezgah yapmışlar.. Dunkın Donuts denilen mereti ve kahvesini burada satıyorlar..

Bu işin mucidi Amerikalılar öyle bir tanıtım yapmış ki o iki kulaçlık tezgahı gören, içerde termik santral inşa edildi de hizmete girdi sanır.. Süpermarket'in üst katında da cafe türü bir mekan var.. İstersen Donuts'ını burada yersin.. İstersen başka yemek ısmarlarsın..

Tabii o katı saran domuz rostosu kokusuna dayanabilirsen.. Domuz zaten bize mekruh ama kokusu dahi abdest bozduruyor..

Buna rağmen müslüman ahaliyi zaptetmenin imkanı yok.. Donuts yiyeceğiz diye kapıya üşüşenlerin sayısı, Kıbrıs hengamesinde, gönüllü yazılmak için askerlik şubelerine üşüşenlerden fazla..

***

Şimdi kafası karışanların "Dunkın Donuts nedir? Nerede ve nasıl yenir?" sorusuna cevap verelim..

Bu Dunkın Donuts dedikleri şeyin general ismi taşıdığına kulak asmayın.. Bildiğiniz hamur tatlısı.. Hani bizim meşhur lokma tatlımız var ya! Onun Amerikan vatandaşlığına geçmiş hali..

Donuts tatlının adı.. Dunkın ise imalatçı firmanın adı.. Ben bu tatlıyı ilk kez Stanley Kubric'in "Full Metal Jacket" filminde keşfettim.. Kara vicdanlı eğitim çavuşu yatakhanede askerlerin dolabını denetlerken donuts bulduydu da bütün bölüğe ceza verip, çocukların hayatını kararttıydı..

Dunkın Donuts yüzünden hakarete uğrayan o çocuklar da birer canavar kesilip, acısını Vietnam ahalisinden çıkardılardı.. Tabii filme sadece bu açıdan bakarsanız ortaya:

- "Vietnam'daki savaş Dunkın Donuts tatlısı yüzünden tırmandırıldı.." gibi bir mesaj çıkıyor ki bana bir zararı yok.. Koyunlara da yok..

Estetikçilere müjde..

Dunkın Donuts denilen Amerikan hamur tatlısını arayacak olanlara eşgal de vereyim.. Avuç içine sığacak büyüklükte..

Bizim simitler gibi ortası delik ancak hamuru daha tombul.. Sırf bu yüzden bunlara "Hamur tatlılarının Fatih Ürek'i.." demek mümkün.. Üzeri çikolatalısı var, pudra şekerlisi var, reçellisi var; hindistan cevizlisi, tarçınlısı var..

Önce hamurunu yiyip, kahvesini içiyorsun.. Sonra yapış yapış olan parmaklarını yalayıp, boş vaktini değerlendiriyorsun..

Hediyesi 800 bin lira.. Kahvesinden de içersen üç milyon daha vereceksin..

Amerika ahalisinin aşırı şişmanlığı bu tatlı sayesindedir.. Her üç Amerikalıdan biri "donut" yiye yiye hipopotama dönünce hükümet adamlarını bir telaş aldı..

- "Amanın neslimiz bozuluyor mu?" diye telaşa kapıldılar..

Amerika'da ticaret serbest olduğundan Dunkın Donuts'ı yasaklamak mümkün olamazdı.. Onlar da şişmanlığa savaş açtılar.. İki vakte kadar yasaklarlar da..

***

Elin Amerikalısı bu Donutlar'ı sabah kahvaltısında yiyor, üzerine de kahvesini içip işine gücüne bakıyor.. Bizde ise tersi işlenir oldu.. Dunkın Donuts modası çıktığından beri sosyetemiz bu işi beş çayında yapmaya başladı..

Lokma tatlısına burun kıvıran hanımlarımız, genç kızlarımız şimdi bu Donutslar'ı üçer beşer yutuyor..

Bizim hanımların basenleri zaten yaradılıştan geniştir.. Hele evlenip de kendilerini saldılar mı halk arasında "kasnak" denilen basenleri değirmen taşı gibi olur..

Normal bir genç kıza birbuçuk metreden etek çıkarken, bu kadınlara dört metrelik pazen yetmez..

Alın bunlardan birinin eteğini.. Orta yerine bir direk dikin.. Olsun size deprem çadırı.. Altına dört kişilik depremzede bir aile rahat rahat sığsın..

İş olacağına varır, derler ama ben bu Dunkın Donuts azgınlığının işi nerelere götüreceğini biliyorum..

Bakın buraya yazıyorum..

Yakında burnuna, kulağına estetik yaptırmak isteyenler; cerrahların kapısında aylarca sıra bekleyecek.. Estetik cerrahları, Dunkın Donuts'a dadananlardan yağ çekeceğiz derken başka işlere bakamayacaklar..

Bu haller borsayı da olumsuz etkileyeceğinden, hep beraber batıp gideceğiz.. Gördünüz mü Dunkın Donuts merakının sonunu?

Kıssadan hisse:

Beş çayında Donuts'çıya varılır.. Alan alır, alamayan bayılır..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır