Hayır, asıl işi reklamcılık olup, boş zamanlarında da film yöneten sanatçılardan söz etmiyorum. Öyle olsaydı, ortada Yavuz Turgul'dan Sinan Çetin'e kimse kalmazdı. Kastettiğim, Türkiye'nin ilk ve hâlâ da birçokları için tek sinema kanalı olan Cine 5.

Gerçi şimdi yeni sinema kanalları da çıkıyor. Ama yaygınlaşmaları zaman alacak. Bu da Cine 5'in kendini toparlaması ve yeniden ilk dönemindeki gibi gerçek bir sinema kanalı olması için bir fırsat.

Çünkü Cine 5, hayatımıza gerçek bir sinema kanalı olarak girdi. Yeni ve parlak filmler, az da olsa zaman zaman klasikler asıl ağırlığını oluşturdu. Ve kanal ilk ününü böyle yaptı, ilk ve sadık abonelerini böyle kazandı.

Ama sonra büyümek, sonsuza dek büyümek ihtirası hâkim oldu. Böylece sinemanın yanı sıra spor da işin içine katıldı. Olmadı, geceyarısından sonra playboy kanalı belirdi. Ayrıca çeşitli tematik yan kanallar açıldı. Yetmedi, asıl kanalın içine haberlerden ekonomi yorumlarına, Fatih Altaylı söyleşilerinden Hülya Avşar oyunlarına neler, neler girmedi... Sanki Cine 5 bir özel sinema kanalı değil, bir genel kitle kanalıydı ve onlarla aşık atıyordu.