Ayaktan ayağa fark var. Ve bıraktıkları izler de farklı oluyor. Kimilerinde krampon kimilerinde "yüksek ökçe" görüyorsunuz.

Romalı Perihan İtalya'daki en önemli "ayak"larımızdan biridir. Hem "beden terbiyesi" ne uygun davranmış, hem de sesimizi duyurmuş müthiş bir "beden"...

Yani durup dururken "Romalı" olmamıştır. Bakın onun long-play'inde Polat Tezel takdimi nasıl yapıyor:

"Ününü Türkiye'den evvel İtalya'da yapan, bu nedenle 'Romalı' adıyla anılan tiyatro ve sinema sanatçısıdır. 18 Mart 1948'de Bursa'da doğmuş, 14 yaşında İtalya'ya gitmişti. Yedi yıl tiyatro öğrenimi yaptı. Milano'da üç yıl Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam etti. Kısa ve uzun metrajlı filmlerde rol aldı. Müzikal komedi ve kabare tiyatrolarında oynadı. Federico Fellini'nin ünlü "Satyricon"u, Rod Stiger'in başrolünü oynadığı "Waterloo" Perihan'ın rol aldığı en önemli filmler arasındadır. Sahne sınavında da başarılı olarak şarkıcılığını kanıtladı."

Ayşe Nana (Arslanoğlu) ünlü olmaya adım attığı sıralarda din değiştirip Ayşe adını almış, buna rağmen daima Nana olarak tanınmıştır.

Rica üzerine sutyen veya mayosunu hemen düşürdüğü için gazetecilerin de en sevdiği dansöz olmuştu.

Bizim Yıldızlar Ansiklopedisi İtalya'da bir dolçevita gecesinde kim vurduya giden Nana'ya şu satırları düşmüştü:

"Çok sevilen dansöz 5-6 yaşlarındayken dahi, annesinin ısrarı ile odanın içinde türlü oyunlar yapar ve misafirleri hayran bırakırdı. Tahsiline devam ederken 1951 senesinde çıkan bir fırsattan istifade etmesini bilmiş ve böylece ilk defa sahneye çıkmıştır. Danslarındaki çok kıvrak ve çekici ifade, neşeli hali ve cazibesi, onun kısa zamanda sevilip tanınmasını temin eden faktörler arasındadır.

Nana, İstanbul sahnelerinde, şark anlayışına uygun olarak, bu sanattaki muvaffakiyetini biraz da kabiliyet ve samimiyetine borçludur. Evlenmekten pek çekinen fakat aşka tamamen inanan sevimli dansöz, muhtelif filmlerde de roller alarak beyaz perdeye intisap etmiş, sahnedeki muvaffakiyetini buraya da nakletmesini bilmiştir. Çok mütevazı, sevimli, hareketli ve cazip olan Nana Arslanoğlu halen film çalışmaları ve sahne dansları ile meşgul olmaktadır. Sporun her çeşidini sever, koyu Fenerbahçelidir, açık renklerden hoşlanır. Benzin kokusunu sever ve balık etindeki bayanların hayranıdır. Çok sempatik ve şakacı bir gençtir."