Yeni diplomasi..
Diplomasi artık yalnızca diplomatlara bırakılmayacak kadar önemlidir. Fransız Meclisi'nin yaptığı edepsizliğin benzerini, başka ülke meclislerinin de yapabileceği artık gün gibi ortada.
Bu edepsizlikleri, geleneksel diplomasi ile, Dışişleri Bakanlığımızın meslek memurlarıyla önlenmek kolay değildir, mümkün de değildir.
Çünkü o arsızlık ve edepsizler söz konusu ülkelerin dışişleri bakanlıkları ve diplomatlarından değil parlamentolarından, politikacılarından kaynaklanıyor.
Parlamenterler yani seçilmişler, dünyanın hiçbir yerinde atanmışları, yani diplomatları muhatap almak istemezler. Bunu doğru görmezler.
Çünkü seçilmiş yasamanın, atanmış yürütmenin temsilcisidir.
Birbirlerinin eşiti değildirler. Bu yüzden müzakereye de oturamazlar, fazla gerekmedikçe aynı masaya dahi oturmazlar.
İyi ki de oturmazlar.
***
Türkiye'ye yönelik edepsizlik diplomasiden değil politikadan kaynaklanıyor.
Hem de en ilkelinden iç politika ve en ucuzundan oy hesaplarından kaynaklanıyor.
Bir ülke politikacısının ve parlamentosunun yaptığı arsızlığa, "dur!" deme olanağına, ancak karşı ülkenin politikacısı ve parlamentosu sahiptir.
Bu nedenledir ki, önümüzdeki dönem artık, Parlamento Diplomasisi dönemidir.
Geçtiğimiz aylarda bu köşede parlamento diplomasisi üzerinde çeşitli nedenlerle yazılar yazıldı. Yeri geldiğinde konuşmalar yapıldı, demeçler verildi.
Türkiye'nin ve TBMM'nin parlamento diplomasisine önem vermesi gerektiği anlatıldı.
Parlamento diplomasisi aslında ne Türkiye için yeni, ne de dünya için. Ama nedense Türkiye iç politikanın cazibesi ve cerbezesiyle diplomasinin bu türüne pek kulak asmadı.
***
Oysa NATO'ya ve Avrupa Konseyi'ne girişle birlikte 1950'den başlayarak Türkiye en yetişmiş en güçlü kadrolarını Parlamento diplomasisinin hizmetine vermişti.
Rahmetli profesörler. Muammer Aksoy, Turan Güneş, Turan Feyzioğlu gibi çok değerli milletvekilleri, Türkiye'yi parlamento platformlarında temsil ettiler. Belki de o dönem incelense parlamento diplomasisi alanında ülkenin uluslararası çıkarlarına üstün hizmetler sundular. O dönemlerde diplomatlarımızın uluslararası başarısında onların desteklerinin büyük payı var.
Ne yazık ki Rahmetli Özal'la 1980 sonrası dönemde parlamento diplomasisine sırt çevrildi.
***
Ülkelerin parlamenterleri yalnızca ikili ilişkiler sırasında, bir araya gelmiyorlar.
Onları uluslararası parlamentolar var.
Hem de elli küsur, yüz küsur yıldan beri var.
Dünya Parlamentosu niteliğindeki Parlamentolararası Birlik 1889'dan beri onlarca ülkeden yüzlerce milletvekilinin ortak platformu. TBMM ise bu parlamentonun 1945'ten beri üyesi.
Milletvekillerimiz, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin ise 51 yıldan beri kurucu üyeleri.
TBMM üyelerinin asli olarak görev yaptığı başka uluslar arası platformlar da var:
Avrupa Parlamentosu Karma Parlamento Komisyonu'nda, NATO ve AGİT Parlamenter Asamblesi'nde ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblelerinde, her partiden çok sayıda TBMM üyesi görev yapıyor.
Evet, Fransa Meclisi'nin edepsizliğiyle başlayan yeni dönem artık Parlamento Diplomasisi dönemidir.
***
TBMM artık parlamento diplomasisine önem ve ağırlık vermelidir.
Edepsizlik yumurtası kapıya geldiğinde, 48 saatlik ziyaretlerle parlamento diplomasisinin sonuç vermesi mümkün değildir.
TBMM Başkanlığı konuya eğilmeli, siyasi parti yöneticileriyle, Dışışleri Bakanlığı yetkilileriyle ve konunun uzmanlarıyla bir araya gelmelidir.
Bağımsızlık savaşı yapma onuru taşıyan TBMM artık, edepsizlikleri lanetleme değil önleme kurumu olmaya hazırlanmalıdır.