S A B A H O N L I N E 24.01.2001

Şu an 24 Ocak 2001 - Çarşamba tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

24.01.2001

Anasayfa

Win-Turkce US-Ascii

Körlük kontrol altında
Şeker hastalığına bağlı olarak gelişen ve körlüğün nedenlerinden biri olarak kabul edilen proteinin etkinliğini azaltarak körlük kontrol altına alınabiliyor. Bunun için erken teşhis şart

Şeker hastalığına bağlı olarak gelişen ve körlüğün önemli nedenlerinden biri olarak kabul edilen "diabetik retinopati" hastalığına "vazoendotelyal büyüme faktörü" (VEGF) adı verilen bir protenin neden olduğu biliniyordu. Şimdilerde bilimadamları, göz dokularında yüksekliği ile önem kazanan bu proteinin etkinliğinin azaltılmasıyla körlüğün kontrol altına alınabileceğini görüşündeler.

Dünya Göz Hastanesi uzmanlarından Doç. Dr. Yusuf Durlu, göze büyük ölçüde zarar veren bu proteinin, günümüzde lazer fotokoagülasyon ameliyatı ile proteinin seviyesinde azalma sağlayarak etkisiz hale getirilebileceğini söylüyor.

Ayrıca kullanılan bazı ilaçlarla bu proteinin kandaki oranını azaltarak insüline bağımlı diabet hastalarında göz bozukluklarının daha az görülmesininin sağlandığını da belirten Doç. Dr. Durlu, "Gelişen teknolojiyle çok olumlu gelişmeler sağlanıyor. Yakın bir gelecekte bu sorun ortadan kalkacak," diyor.

DİABET GEÇ ÖĞRENİLİR
Dünyada 120 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 3.4 milyon kadar kişide olduğu tahmin edilen şeker hastalığının sadece sinir ağ tabakasını değil, gözü bir bütün olarak etkileyen önemli bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yusuf Durlu, "Şeker hastalığı, retine hastalığı dışında katarakt, göz tansiyonu, göz sinir felçleri gelişimine yol açabilir.

Diabetli hastada oluşan kataraktın hemen ameliyat edilmesi şarttır. Yeni damar oluşumuna bağlı göz tansiyon hastalığı geliştiğinde ise gözde toplanan fazla suyu boşaltmak için tüp takmak gerekebilir," diyor.

Diabet hastalarının genellikle görmelerinde azalma olduktan sonra doktora gittiklerini, bunun da tedaviyi olumsuz olarak etkilediğini söyleyen Doç. Dr. Yusuf Durlu, "Diabet hastalarının en kötü tarafı ise, çoğu kez hastalıklarını görmelerinde azalma olduktan sonra doktora gitmeleriyle öğrenmeleri.

ALTI AYDA BİR KONTROL
O zaman da çoğu kez geç kalınmış oluyor. Şeker hastalığı insüline bağlı tip I ve insüline bağımlı olmayan tip II olarak farklı iki klinik gösterir. Diabetik retinopati'nin insüline bağımlı olanlarda görülme sıklığı, insüline bağımlı olmayan hastalara göre iki kat fazladır. 15 yıl süreli tip I hastalarının yarısında yeni damar oluşumu gösteren retina hastalığına bağlı körlüğe de rastlanabilir. Bu yüzden çok dikkatli davranmak ve düzenli olarak 6 ayda bir göz hekimine gitmek gerekir," diyor.