Jacques Brel'in bu ünlü şarkısının adını bugünkü yazımıza başlık yapmamızın nedeni, Fransa'dan sonra İngiltere'nin de, Ermeni soykırımı iddiası konusunda tavır değiştirmeye hazırlandığını öne süren, Observer gazetesinde dün yayınlanan haberle ilgili.. Eğer bu haber doğru çıkarsa, demek ki Fransa'dan sonra sıra İngiltere'ye de geliyor.. Haberin özeti: 27 Ocak Cumartesi günü Londra'da yapılacak soykırım toplantısında, Ermeni soykırımı da anılacakmış..
Bakalım ABD'ye ne zaman gelecek sıra? Bize sorarsanız, bu yıl içinde gelebilir..
Geçen hafta Çarşamba günü, "Türkiye'nin sırtındaki bu kamburdan kurtulmak için tek çaresi saygın tarihçilerin katılacağı uluslararası düzeyde bir konferans toplamaktır" demiş, yoksa, konunun başka ülkelerde de gündeme geleceğini, başımızın daha çok ağrıyacağını, herkesle kavgalı duruma düşeceğimizi ve bunu kaldırmamıza imkan olmadığını yazmıştık.. Haklı çıktık..
Bizim Dışişleri, şimdi Fransa'ya karşı alınacak önlemleri içeren bir paket hazırlıyor.. Ellerini çabuk tutup, İngiltere için de hazırlasınlar bir paket bir zahmet.. Ama, Avrupa ile kavga bizi kesmez.. Yine zahmet olacak ama, ABD için de bir paket gerekecek.. Ardında, sıradaki diğerleri için gerekli olan paketler var..
Böyle bir mantıksızlık gördünüz mü siz? Bu mantığın, akıl ve sağduyuyu bir kenara iten, "Dünya ile kavga mantığının" Türkiye'yi nerelere götüreceğini göremiyor bizim Ankara.. Görmemekte inat ediyor.. Sanki herkes kör.. Hâlâ, 3'üncü Dünyacılık oynama peşinde olan bürokratlar var.. Ankara'nın verdiği görüntü bu ve ne yazık ki hâlâ bunun sökeceğini sanıyor.. Sökmeyecek.. Uygulamak istedikleri stratejinin yanlışlığı o kadar ortada, o kadar belirgin ki.. "Asarız, keseriz" tehditleri ile yürümeyeceği ortada bu işin..
Aklın yolu eğer gerçekten bir ise, o zaman bu inadı bırakıp, hızla, bu konferansı organize etmemiz lazım.. Yoksa tek başımıza kalacağız.. Türkiye'nin, bu haksız suçlamayla karşı karşıya kalmamasının tek yolu bu.. Başka bir çözüm yolu görünmüyor ufukta..
O yıllarda Osmanlı bir soykırım değil, bir sürgün yapmıştır.. Savaş dolu o yıllarda, yabancı ordularla işbirliği yapan Ermeniler olduğu gibi, onların saldırdığı bizden de ölümler olmuştur..
Soykırım, 2'inci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından Yahudiler'e yapılanlardır. Bir ırkın sistematik bir şekilde ortadan kaldırılmasını amaçlamıştır.. Bu noktada Nazilerin yaptığı kadar, kendi ülkelerindeki Yahudileri Naziler'e teslim eden, diğer devletlerin yönetimleri de suçludur..
Gerçekler bu kadar yalın iken, hâlâ susmamız, bu gerçekleri tarihteki belgeleriyle ortaya koymamız gerekirken, bunu yapmamamız, şövenist bir mantıkla, işi olmayacak noktalara götürmeye kalkışmamız, akıl almaz bir şey.. Bu işle ilgili bürokrat ve siyasetçiler sadece kendilerine değil, ama 60 milyon insanımıza kötülük ediyorlar ve ne acıdır ki, farkında bile değiller..
Milleti toplayıp "Fransa şaşırma, İngiltere şaşırma, Amerika şaşırma, sabrımızı taşırma" diye slogan atılarak sonuç alınacağını, dünyanın bugün geldiği noktada hâlâ sanan varsa, aklına şaşarım.. Bu iş böyle gidip yayılmaya devam ederse, ki edecek, en iyisi bu ülkelere savaş ilan etmek şeklinde konuşmalar bile yapılabilir ülkemizde.. Yok yahu demeyin, burası Türkiye, herşey olabilir.. Öyle sadece ekonomik savaş filan da değil, tanklı toplu savaş.. bir tanemiz bin kişiye bedel olduğuna göre, "Savaşların anasını garanti kazanırız.. Yaşasın Saddam.."
Allahım, ne olur, bu ormanda aklımı koru...