Sık sık besteciler birbirine girer; "Benden çaldın, hayır ben senden önce yazdım" diye. Ya da gayet iyi bildiğimiz yabancı bir şarkı Türkçe'ye uyarlanır altına da imza atılır; söz-müzik. Geçen hafta ise farklı bir olay oldu. Şair Ataol Behramoğlu Ebru Gündeş'i mahkemeye verdi. Behramoğlu'nun kızgınlığının sebebi ise Gündeş'in TGRT'de şairin "Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var" şiirini izinsiz okuması ve iki kıtasından sonra da başka bir şiirle devam etmesiymiş. Şair, 10 milyar lira tazminat istiyor.
PEN, TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası), Yayıncılar Birliği... Bu üç dernek küçük edebiyat dünyamızın ara sıra seslerini duyuran üç örgütü. Sık sık da eleştirilirler, çünkü üzerlerine düşenleri yapmadıkları iddia edilir. Bugünlerde ise edebiyat kulislerinde yeni bir oluşumun adı var: Edebiyat Derneği. Kurucuları arasında Doğan Hızlan, Tahsin Yücel, Güven Turan, Aslı Erdoğan, Hasan Öztoprak, Prof. Can Baydorol, Prof. Ömer Demircan, Prof. Sulhi Dölek, Sait Talat Halman ve Yüksel Pazarkaya'nın yer aldığı derneğin amacı Türk edebiyatını yurt içinde yaygınlaştırmak, yurt dışında ise tanıtmakmış. Bunun için de panel türü etkinlikler düzenlenecek ve yardıma ihtiyacı oyan yazarlara destek olunacakmış. Umarız bu kez sesi çıkan ve çalışan bir edebiyat derneğimiz olur. Hayırlı uğurlu olsun.
Dünya edebiyatının en güçlü kalemlerinden "Yüzyıllık Yalnızlık" romanının Nobel Edebiyat ödüllü yazarı Gabriel Garcia Marquez çok hasta. Uzun zamandır lenf kanseri olan yazar hakkında bu hafta ilginç olaylar oldu. Önce Marquez'in "Okuyucularına Veda Mektubu" adı altında bir mektup yayınlandı. Borges'in ünlü "Eğer" şiirinin karamsarı diyebileceğimiz mektup, okuyanları hüzne boğdu. Ancak ertesi günü öğrendik ki, bu mektubu Marquez yazmamış. Üstelik bunu yazanın kendisi olduğunu sanan okurlarından da utandığını söylemiş. Ne yalan söyleyeyim, fena halde bozuldum çünkü okurken hüzün ne kelime, ağladım. İyi de bu sahte Marquez kim ve niye böyle bir mektup yazarak aklımızı ve kalbimizi karıştırdı!
Buket Aşçı
buket-asci@hotmail.com