Türk Müziği'ne sahip çıkma çağrısı...
Bugün size önemli bir konuyu anlatmak ve müziğimize sahip çıkmak için çağrıda bulunmak istiyorum.
Klasik müziğimizin son temsilcilerinden Nevzad Atlığ'dan dinlemiştim. 1943 yılında tıp okumak için İstanbul'a geldiğinde, Beyazıt'taki ayakkabı boyacıları Sadullah Ağa şarkıları okuyorlarmış. Eserlerin hepsi, usulüne uygun icra edilirmiş.
Nevzat Atlığ ilave ediyordu. "Çünkü halkına saygı duyan ve kültürüne sahip çıkan bir radyo disiplini ve olgunluğu vardı. Musukisini ve kültürünü önemseyen ciddiyet ve sorumlulukla halkını eğitirdi."
Aynı düşünceleri Alaaddin Yavaşça'dan dinledim. Benzer hatıraları Selahattin İçli aktarırdı. Üçü de, musikimizin en saygın isimleridirler ve hakkıyla devlet sanatçılığı ünvanını kazanmış doktorlardır.
O günleri ben de yaşadım; mahalle aralarında "yeni çıkmış şarkıları" satanlar, bestelerin disiplininde yorum mahareti sergilerdi. Günün şarkılarını sahnedeymiş gibi okurlardı: "Derdimi ummana döktüm, asumana inledim..."
Türk Müziği'nin en güzel örneklerini; en yeni besteleri radyodan dinler, müzik zevkimizi olgunlaştırırdık...
***
Yılbaşı programında TRT'nin yeni yıla "arabeskçi Müslim Baba" ile girişi herkesi hayretler içinde bıraktı. 33 yıllık televizyonculuğumuzda böyle hicranlı gece olmamıştı.
Bu program nedeniyle yüzlerce e-mail aldım... TRT'nin yasası ve yayın ilkeleri çerçevesinde bu seviyedeki programa kimin cesaret ettiğini soruyorlardı.
RTÜK bu işe nasıl tavır takınır, nasıl el koyar diye bir süre bekledim. Kendilerine fakslar, e-mailler gönderdim. Ne RTÜK'ten, ne TRT'den cevap geldi...
***
Değerli okuyucularım,
Babaannenizin o özene bezene yoğurup, meşe kömüründe pişirdiği soğanlı, maydanozlu cızbız köftenin "beğenirlik katsayısını ölçmek" için Amerikan köftecisi McDonalds'a araştırma yaptırmak aklınıza gelir mi? Gelirse insanlar size hayret etmez mi? Bu araştırmaya milyonlarca dolar öderseniz size şaşkınlıkla bakmazlar mı? Bu araştırmanın sonuçlarına inanırlar mı?
Türk ulusunun müzik zevkini ölçmek için TRT, McKenzie isimli bir şirkete araştırma yaptırmış. Şimdi bu araştırmanın sonuçlarına göre ne kadar arabeskçi varsa her gün sırayla ekrana çıkarıyor.
Üstelik bunun için bir de Türkçe özürlü program tezgahlamış. Adı da, "Nane Limon Kabuğu" (Acaba RTÜK bu bu programdaki Türkçe'yi izliyor mu?)
Bu program, arabeskçilerin son çıkardıkları kasetlerin ve İMÇ firmalarının reklâm kuşağına dönüşmüştür. Herhalde Türk halkı kaset reklamı yapılsın diye elektrik fiyatının üzerine yüzde üç TRT'ye para ödemek zorunda değildir.
Prime-time'da Türk halkına, Türk Sanat Müziği yayınlanmasının çok yanlış olduğunu TRT'ye McKenzie firması, önermiş.
McKenzie'nin önerisi ile o güzelim canlı Türk Musikisi programları kaldırıldı. Günde üç kere aynı arşiv belgesini yayınlayan bir televizyon kanalının değişim başlattığına kim inanır?
TRT ilkelerine göre, müzik yayınlarında "arabeske asla yer verilmeyeceği" belirtilmiştir. Ama ne gariptir ki, asla yer vermemek için çırpındıkları konu sadece Türk Sanat Müziği programları olmuştur.
***
Değerli okuyucularım,
Türk Müziği'ne sahip çıkma azminin en güçlü kaynağı Türk milletidir. Sizi bu haksız uygulamayı protesto etmeye çağırıyorum.
Türk Müziği'ne sahip çıkmanın en sorumlu kurumu, TBMM Kültür ve Sanat Kurulu'dur. Yüce Meclis'i bu konuya sahip çıkması için göreve çağırıyorum.
Türk Musikisi Vakfı, müziğimizin en değerli temsilcilerinin kurduğu bir kültür ve hizmet vakfıdır. Vakfı, bu kasıtlı tavır ile mücadeleye çağırıyorum.
Vakfın Web adresi şudur: (https://turkmusikisivakfi.org) Bu adreste TRT'nin RTÜK'ün ve ilgili kurumların faks numaraları ve e-mail adresleri verilmiştir.
Türk diline, Türk müziğine, Türk kültürüne sahip çıktığınızı bu adreslere belirtin.
Yurttaş sorumluluğunuzu yüklenin ve bu sorumluluğu duymayanları kim olursa olsun protesto edin.
Hepinize peşinen teşekkür ediyorum.
