Dakka başı onu düşünüyor, "nerede, ne yapıyor, beni düşünüyor mu?" diye takılıyor musunuz?
"Akşam ne yiyelim?" diye onu arıyor, saatlerce uğraşıp hazırladığınız yemeğe yarım saat geç kalınca surat asıyor ama annesinden daha güzel yemekler yapmak için uğraşmaya devam mı ediyorsunuz?
Mecburi ziyaretlere onun için mi gidiyorsunuz?
Sadece tek bir yüzün gülücüklerine, tek bir kişinin hareketlerine mi önem veriyorsunuz?
Adam geldi mi gelecek mi?
Aradı mı arayacak mı?
Beni özledi mi?
Beni hâlâ ilk zamanlardaki gibi seviyor mu?
Aldatır mı beni?
Başka kadınlara bakıyor mu?diye düşünmekten kendinizi alamıyor musunuz?
Bunlar çok yorucu değil mi?
Bir itirafta bulunacağım. Bu itiraf hemcinslerime bir kopya niteliğinde: Bunları hiç yapmadım! Kafaya takmayınca, arayıp sormayınca, sık boğaz etmeyince işler daha yolunda gidiyor. Ben hep buna inandım. Sizden beklenen hareketleri hiç yapmayınca, aranan, özlenen hep siz oluyorsunuz.
"Bu arayıp, sormaların nesi kötü?" diyeceksiniz. Kötü mü, boş mu, zorlayıcı mı, bezdirici mi tartışılır. Yalnızca bildiğim bir şey var: Kadınların adamları ellerinde tutmak adına yaptıkları bu tip davranışlar, bağımlı ilişki kurma adına yapılan aklınıza gelecek her söz ve davranış aslında ilişkileri dümdüz ve sıradan kılıyor.
İnanın, ona yoğunlaşmadığınız da, her planınızı onun üzerinden yapmadığınızda sizi daha çok önemsiyor ve değer veriyorlar.
Siz onların dünyası etrafında dönünce aslında hem karşınızdakinin hem de kendinizin dünyasını küçültüyorsunuz. Bir gün o hani her şeyinizi onla birlikte düşündüğünüz insanın yanınızda olmadığını gördüğünüzde bu dünyada tek başınıza kalmış gibi oluyorsunuz. Sanki yaşamın tüm anlamı bitiyor. Ne korkunç değil mi? Kendi kazdığınız kuyuya düşüyorsunuz. Aşkı, her zaman günlük hayatın her ayrıntısında hissetmek isteyenlerdenseniz, bırakın aşk size gelsin.
Dakka başı emrinizde olan bir aşk zaten olası değil.
Şimdi durduk oturduk yerde bunları yazmama neden olana gelince...
Tek bir cümle beni yerimden oynattı: "İşim çıktı"
Evet, bir erkeğe "işim çıktı" dedim. Şaşırdı. Sonra neden şaşırdığını konuştuk uzun uzun. Kadınların işi gücü bırakıp peşlerinden koşmalarına o kadar alışmışlar ki, "işim çıktı" dediğinizde işte donup kalıyorlar ya da yalan söylediğinizi düşünüyorlar.
Yoksa size göre de mi öyle? Hep erkeklerin mi işi çıkar? Bırakın sizin de işiniz çıksın. Karşınızdaki sizin çamaşır, ütü, iş arkadaşlarınız, akrabalarınız, eş-dost ziyaretleriniz, alışverişiniz, çocuğunuzun arasında kendisine yer edinmeyi becersin. Bakın o zaman nasıl kıymetli oluyorsunuz. Ünlü şair Lord Byron'un bir sözü var: "Aşk kadınlar için her şey, erkekler için bir şeydir" diye. Biricik olması ve her şeyden ayrı olması daha iyi değil mi?