kapat

15.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )


AB yolunda kendimize güven

Avrupa Birliği ile ilişkiler "takvim yapma" aşamasına gelirken kuşkular ve kaygılar daha açık söylenmeye başlandı.

Birinci kaygı kaynağı, aslında Avrupa'nin bizi istemediği, çeşitli yollarla oyalamaya devam edeceği inancıdır. Bu görüş, "Onlar bir hıristiyan birliğidir, müslüman bir ülkeyi kesinlikle aralarına almak istemezler" şeklinde de ifade edilmektedir. Kuşkusuz Avrupa'nın etkili çevreleri ya da baskı grupları arasında bu yaklaşıma sahip olanlar vardır. Birliğin temellerinin atılmasından beri, yani 60'lı yıllardan bu yana özellikle merkez sağ siyasi partilerle son dönemlerde radikal sağ partiler "kültürel birlik" kavramı içinde dinsel unsuru canlı tutma çabasındadırlar.

Dini itirazlar
Dinsel kökenli itirazların yüksek sesle yapılması artık mümkün değildir. Çünkü Birliğin iki kanadında bulunan Fransa ile Almanya kendi toplumsal yapıları içinde müslüman ağırlığını kabullenme ve özümseme aşamasına geçmişlerdir. Avrupa Birliği'nin "büyükleri" açısından Türkiye'ye dönük kaygıların en büyük kaynağı nüfus ve işgücü dolaşımıdır. Bu da gizli değildir ve son zirvede önümüzdeki dönemde Avrupa Parlamentosu'nun yapısını tartışan, ülkelerin ağırlıklarını belirlemeye çalışan liderler Türkiye'yi hemen "kenara" almışlardır.

Türkiye'nin nüfusu, yüksek bir işsizlikle birarada düşünüldüğünde ortaya, Avrupa Birliği açısından dengeleri altüst edebilecek bir "potansiyel" çıkmaktadır.

Bunlar Avrupa'nın sorunlarıdır.

Bölünme endişesi
Bizden yükselen ve giderek netleşmeye başlayan itiraz seslerinin ardındaki en önemli kuşkuyu özetleyen bir tek cümle var: "Bizi bölmek istiyorlar." Bu cümlenin temelinde yüzyıldır birikmiş siyasi oyunların payı da vardır, son dönemde PKK terörü konusunda Türkiye'ye karşı "anlayışsız" ve hatta "teröre çanak tutan" tavırlar da vardır. Terörün yükseldiği dönemde Batı'nın bütün önemli merkezlerinde PKK temsilciliklerinin açılması, bazı siyasi odakların bunları kullanma tarzları bu kaygıyı fazlasıyla beslemiştir.

Kürtçe meselesi
Buna karşılık aynı dönemde Türkiye'nin "derdi"ni dünyaya tam anlatabildiğini de söyleyemeyiz. Bu soruna bir de dönemin özel koşullarının beslediği "yanlışlar" eklenince zor durumda kalan yine Türkiye olmuştur. Böyle bir zor dönem de ardında büyük acılar bırakarak tarihe gömülmüştür. Ve bu geride bırakmadan bir tek sonuç kalacaksa o da "Türkiye'nin bölünmesinin çok güç olduğu"dur.

Bu sonuçtan yola çıkarak işe başlandığı zaman da kendimize güvenmenin, bütün Türkiye'ye güvenmenin, bütün vatandaşlara güvenerek hareket edebilmenin temelleri atılmış olacaktır. Böyle bir güvenle başlandığı zaman Kürtçe televizyon, Kürtçe eğitim ve benzeri bütün tartışmalar ayrı bir düzeyde yapılabilir.

İleri demokrasi
Avrupa Birliği'nin "Kopenhag Kriterleri" adıyla özetlediği "ileri ekonomi, ileri demokrasi, çağdaş toplum" ilkelerine hiç bir açıdan itiraz söz konusu olamaz. Burada da çıkış noktasında "kendimize güveniyoruz" cümlesi gerçek bir inanç olarak yer aldığı zaman tartışacak pek bir şey kalmaz.

Yine son günlerde talihsiz şekillerde söylenen bir kaygı var: Gelişmiş insan hakları kötü niyetler için kullanılabilir. En ileri hakların geçerli olduğu bir ortam toplumsal güven ve dayanışmayı da en ileri aşamasına götüren ortamdır. İnsanlık tarihinin son elli yılı bunu kanıtlamıştır. Herkes birbirine güvendiği zaman, hepimiz bütün topluma, bütün vatandaşlarımıza güvendiğimiz zaman ortada bir sorun kalmayacağını çok kolayca görebiliriz. Yapanlar gördüler, güçlendiler, rahatladılar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır