kapat

15.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
EMİN ÖZTÜRK


Faiz kontrol altında

Merkez Bankası döviz girişi karşılığında piyasaya çıkan paranın bir kısmını sterilize etti. Döviz girişi devam etse de faiz aşırı inmeyecek

IMF'ye verilen son niyet mektubu açıklandıktan sonra yazdığımız 25 Aralık 2000 tarihli yazıya "Para politikası esnekleşiyor" şeklinde başlık atmış ve bunun kısa vadeli faizlerdeki volatiliteyi azaltacağını vurgulamıştık. Bu, piyasadaki likiditenin ve kısa vadeli faizlerin tümüyle döviz girişlerine bağlı olduğu 2000 yılı para politikasına göre çok önemli bir değişiklik anlamına geliyor. Nitekim, geçen hafta boyunca Merkez Bankası net iç varlıklarının (NİV) ve gecelik faizlerin seyri, yeni uygulamanın başladığını gösterdi.

Niyet mektubundaki performans kriterine göre Merkez Bankası'nın 11 Ocak Perşembe itibariyle NİV rakamını 1460 trilyon liraya indirmesi yeterli oluyordu. Oysa Banka'dan yapılan açıklamada NİV 281 trilyon lira idi. Yani sadece 11 Ocak hedefinin değil, Ocak, Şubat ve Mart sonu için belirlenen (sırasıyla 900, 800 ve 650 trilyon liralık) sınırların da altına inildi. (Döviz rezervi de 5 Ocak itibariyle 5.1 milyar dolara ulaşıp kriz öncesindeki 24.4 milyar dolarlık seviyeyi aşmış durumda.)

2 milyar dolarlık tampon
11 Ocak hedefi ile gerçekleşen arasındaki 1179 trilyon liralık fark, piyasaya verebilecek, ama faizlerin geçen sene olduğu gibi çok hızlı düşmesi istenmediği için verilmeyen likidite miktarını gösteriyor. Yani aynen niyet mektubunda 27 numaralı paragrafta bahsedilen politika uygulanmış ve NİV hedefin altına çekilmiş durumda.

Böylece, döviz girişleri hafta boyunca devam etmesine rağmen, bankalararası gecelik ortalama faiz son 3 günde yüzde 40'ta takıldı kaldı. Diğer bir deyişle, Merkez Bankası döviz girişleri karşısında kısmi bir sterilizasyon politikası uyguladı. Döviz girişlerinin devam etmesi durumunda bu seviyenin çok uzun süre devam etmesini beklemek doğru olmaz ama geçen seneki gibi paldır küldür bir düşüşün istenmediğini piyasanın doğru okumasında yarar var.

Ancak bu işin sadece bir yönü. Diğer bir açıdan bakıldığında, Merkez Bankası herhangi bir nedenle döviz çıkışı olması durumunda NİV hedefini aşmaksızın piyasaya TL enjekte edebileceği bir tampon oluşturdu. Bu tampon, 11 Ocak itibariyle 1.8 milyar dolarlık bir çıkışı karşılayacak düzeyde idi. Döviz girişleri sürerse bu tamponun daha da büyümesini ve en az 2 milyar dolarlık bir çıkışı karşılayacak bir düzeye gelmesini bekliyoruz.

İç ve dış gelişmeler
* ABD'de önceki hafta yapılan yarım puanlık indirimden sonra Fed'in ay sonu toplantısında ne yapacağı merakla bekleniyor. Geçen hafta olumlu ve olumsuz veriler açıklandı. Olumlular arasında ipotekli ev kredisi başvurularının Ocak ayının ilk haftasında hızlı artması vardı. Ancak, Aralık perakende satış rakamları düşük çıktı. Diğer taraftan, çekirdek enflasyonu beklenenin üzerindeydi.

* ABD'deki bir diğer olumsuz gelişme, doğal gaz fiyatlarının hızla artmasıydı. Ayrıca, petrol stokları da düşük çıktı. Gelişmelerin Perşembe yapılacak OPEC toplantısında alınacak kararı ne kadar etkileyeceğini bilmiyoruz. Muhtemelen 2001'de ortalama petrol fiyatı 2000'e göre düşük olacak ama farkın Türkiye'ye soluk aldıracak kadar büyük olması şu anda zor görünüyor.

GÜNDEM YOĞUN
* Beyaz Enerji operasyonunu bu hafta da gümdemde önemli bir yer işgal edeceği kesin. Niteliği itibariyle bu konu, hem politik sonuçları itibariyle hem de dokunabileceği iş adamları açısından daha fazla büyümeye müsait.

* Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişiklikleri konusunda bu hafta olabilecek gelişmeler de piyasaların dikkatle takip edeceği konuların başında geliyor. Geçen hafta Meclis Anayasa Komisyonu bu konuyu bir alt komisyona havale etmiş ve çalışmalarını tamamlaması için 16 Ocak tarihine kadar süre vermişti. Anayasa değişikliği çalışmalarının ağır aksak gitmesi kafaları bulandırabilir.

* Özel emeklilik sistemine ilişkin tasarı geçen hafta Meclis Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu tarafından benimsendi. Ancak süreç daha tamamlanmadı. Şimdi sıra bu konu için ana komisyon olan Bütçe ve Plan Komisyonu'nda. Belki daha da önemlisi, vergi mevzuatında yapılacak değişikliklerle sağlanacak olan teşviklerin yeterli olup olmayacağı. Ayrıca, enerji ihalelerindeki KDV sorununa bir çözüm getirilecekse o da bu paket içinde yer alabilir.

* Fon bankalarına talip olanların hangileriyle ilgilendiklerini BDDK'ya bildirmeleri için son tarih bugün. Bankaların yükümlülüklerine sağlanacak garantinin niteliği ve kapsamı konusunda da bugün açıklama bekleniyor.

* Bu hafta imalat sanayii eğilim anketi sonuçlarının açıklanması bekleniyor. Aralık kapasite kullanım oranını ve ocak ayına ilişkin fiyat bekleyişlerini görmek mümkün olacak. Kriz ve tatil nedeniyle oranın düşük çıkmasını bekliyoruz. Krizin fiyat beklentilerini ne ölçüde etkilediğine de dikkat etmekte yarar var. 2000 sonu iç borç stoku da bu hafta açıklanabilir.

Sanayi krize stokla yakalandı
Açıklanalı bir hafta geçmiş olmakla birlikte, kasım ayı sanayi üretimi verilerine değinmekte yarar var. Bilindiği üzere, sanayi üretim endeksi kasımda yüzde 10.5 arttı. Yüksek oranlı artışın bir nedeni, 1999 Kasım verilerinin deprem nedeniyle düşük oluşu. Ama artış bununla açıklanamayacak kadar yüksek. İmalat sanayiinin bazı kollarında, örneğin metal ürünler sektöründe, negatif büyüme kasımda da devam etmiş ama ağırlıklı ortalama yüzde 12 gibi yüksek bir rakam.

Dolayısıyla, kasımın 20'sinden sonra başlayan kriz henüz üretimi etkilemiş görünmüyor. Örneğin, krizden en fazla etkilendiği söylenen otomotiv sektöründe kasım ayı üretim artışı yıllık yüzde 50 civarında. Bunun böyle olması da doğal çünkü satışların düştüğünün algılanması ve bunun üretime yansıması vakit alıyor.

Üretimin en azından otomotiv, plastik ürünler ve giyim gibi bazı sektörlerde Kasım ayında hızla artmaya devam etmiş olması krize yüksek stoklarla yakalanılmış olduğuna işaret ediyor. Bu durumda aralık ve ocak ayı üretim verilerinin keskin düşüşler göstermesini beklemek gerekiyor. Bunun ilk teyidini bu hafta açıklanacak kapasite kullanımı verilerinde görmeyi bekliyoruz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır