kapat

15.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Samimiyet aranıyor

Ankara'nın, AB üyeliği konusunda hazırladığı ulusal programı, yarın üç liderin önüne konacak ve geri sayım başlayacak.. Bu belgenin neleri içereceği de üç aşağı beş yukarı belli gibi..

Belli gibi diyoruz, çünkü, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Nahit Şenoğul'un kullandığı cümleler, askerlerin yol haritasına bakışının ne olduğunu gösteriyor.. Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Reşat Turgut'un sözleri de, bir başka pencereden olmakla birlikte, Orgeneral Şenoğul'u destekliyor..

Helsinki kararlarına düşmanlarımızın ne kadar sevindiğini söylemek ise, bir yerde, bu kararlara sevinen bizleri de onlarla aynı kefeye koymak anlamını da taşıyor ki, bunu şiddetle reddediyoruz..

Eğer üç lider, Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz, büyükelçi Volkan Vural'ın önlerine koyacağı ulusal belgede yer alacak olan seçenekler arasından, doğru olanları seçmezlerse, Türkiye için Avrupa yolu, daha başlamadan bitecektir..

Biz, Genelkurmay'ın "Bu şartlarla AB üyeliği Türkiye'yi böler" görüşüne katılmıyoruz.. Tam tersini düşünüyoruz.. Zenginleşmiş, Avrupa ile bütünleşmiş, her türlü sorununu çözmüş bir Türkiye'de, bölünmenin mümkün olmadığına inanıyoruz.. Aksine, içine kapanmış bir Türkiye'de, uzun vadede, bugünkülerden çok daha ciddi sorunların çıkabileceğini görebiliyoruz..

Olayların bizim dışımızdakiler tarafından değil, bizler tarafından kontrol edilip yönlendirilmesi, Türkiye'nin çıkarı için çok önemlidir.. Bu da ancak, onların arasına katılmakla olur. Dışarda kalarak değil..

İki şeyi birbirine de karıştırmayalım.. Türkiye'nin AGSK politikası ile, AB üyeliği konusunda yapması gerekenler, ayrı ayrı konulardır.. AB üyeleri arasında da pek çok konuda halen süren anlaşmazlıklar vardır.. Birbirlerini mahkemeye verip, mahkum ettirmektedirler.. Türkiye olarak, Avrupa Ordusu konusundaki tutumuzu sürdürelim, ama, üyelik konusundaki müzakere sürecinin önünde duran ve bizden kaynaklanan engelleri de kaldıralım.. Çünkü bu engelleri kaldırmazsak, bırakın üyeliği, bu sürecin başlaması bile mümkün değildir.. Ve bunu Ecevit, Bahçeli, Yılmaz üçlüsü de bilmektedirler..

Artık, düşüncelerin söylenmesinden korkmayalım.. Kendimize güvenelim..

İdam cezasını kaldıralım.. Korkmayalım..

Kıbrıs sorununun çözümünde cesaretli olalım.. İnisiyatif alalım..

İsteyenin, istediği dilde yayın yapmasını sağlayalım.. Türkiye'nin üniter yapısını kimse bozamaz..

Ege'de diplomasi atağı başlatalım.. Konuşalım..

Şeffaflaşalım.. Her konuda hırsızlıkların üzerine sonuna kadar gidelim..

Unutmayalım ki, Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye'nin A'den Z'ye değişmesi ve büyük Atatürk'ün istediği çağdaşlaşmanın gerçekleşmesi demek olacaktır..

Askerlerin AB konusunda kaygılarını söylemeleri normaldir.. Her ne kadar hem AB üyeliğini desteklemek, hem de karşı olmak nasıl olacaksa? Bizce herkes fikrini söylemeli.. Ama, eğer Türkiye'de demokrasi var diyorsak, sonunda kararı sivil otorite, yani hükümet vermelidir..

Türkiye için hayati bir süreç başlıyor.. Sivillerin AB üyeliğini ne kadar istediklerini, bu konuda ne kadar içten olduklarını yakında sadece bizler değil, Avrupalılar da görecek..

Başbakan Ecevit, "Bizden yapılması istenenleri, onlar istediği için değil, biz istediğimiz için yapacağız" diyordu sürekli..

Samimiyetinizi göreceğiz..

Türkiye'nin ezici çoğunluğu AB yanlısı.. Tam üyelik sürecinin başlayıp sonlandırılmasını istiyor..

Hükümet ne kadar samimi, ne kadar demokrat göreceğiz.. Az kaldı...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır