|
Bütün suç yine kadınların!
Erkekler neden açılamaz veya ağlamaz? Bu soru nihayet kitaplara konu oldu. Bülent Somay konuya 'açıklık' getirdi
Kocanız ya da erkek arkadaşınızla oturuyorsunuz. Anlatıyorsunuz, anlatıyorsunuz, belki ilişkinizden bahsediyorsunuz. Onun ağzını bıçak açmıyor. Ya da geçiştiren laflar ediyor... En yakınının başına bir şey geliyor, belki de hayata veda ediyor, buna rağmen taş gibi. Ağlasa bile tek bir söz etmiyor, "Şu nedenle çok üzgünüm" demiyor.
Kadınlar istedikleri kadar 'derinliklere' inmeye çalışsın, erkeğin ağzından laf almaları çok zor. Daha önce belki binlerce kez 'erkekler neden açılamaz' sorusu, farklı şekillerde soruldu. Yanıtını bilenler için ne alâ, ama bilmeyenlere iki sürprizim var. Birincisi, Amerikalı Steven Naifeh ve Gregory White Smith'in yazdığı, Kuraldışı Yayınlarından çıkan 'Erkekler Neden Ağlamaz' isimli kitap. İkincisi, 'Kadın Harekatından Sonra Erkekler' başlığı altında seminerler veren yazar-sosyolog Bülent Somay. Psikoloji eğitimi alan ve yaklaşık dört yıldır bu konulara kafa yoran Somay'a sordum: "Sizce erkekler neden açılamaz?"
Erkekler neden açılamaz?
Öncelikle erkekler neden açılsın? Sorun burada. Bir anne faciası var her şeyden önce. Ortada bir yaratık var ve sen onun vücudundan ayrılmışsın. Korkmuşsun, imdat diyorsun. Sıcaklık kaynağından kopmuşsun. O da bunu telafi etmek için seni koruyor, sana bakıyor. Ve sen bunu o zaman- larda olduğu gibi yaşamının her anında bekliyorsun. Ama anne bunu yapamaz. Onun da bir hayatı var. Son zamanlarda bir işi de var. Arkadaşları var. Yalnız kalmak istiyor bazen hatta. Bir kocası var. Size hayatının ancak küsuratını verebilir. Siz her an orada olsun istersiniz ama o arada bir gider. 'Femme fatale' diye bir kavram vardır. Kara filmin, kara romanın kötü kalpli kadını. O annedir aslında. Yani anne terkeder, sonra da bu şuna dönüşür: Bütün kadınlar terkeder, bütün kadınlar 'femme fatale'dir. İşte kadınlardan ilk uzaklaşma...
DIŞLANMA ACISI
Bir adam nasıl oluyor da 40 yaşına geldiğinde bundan kurtulamıyor?
Anlayamıyor lafında kilitleniyor her şey. İki yaşında annenle neler konuştuğunu hatırlamazsın. Dolayısıyla anneyle ilgili o korkunç terkedilme, dışlanma (bu çok önemli bir kelime) acısını yaşadığın döneme dair mantıklı anıların yoktur. Olsa onlarla hesaplaşırsın. Ama anın yok ki. Sadece duyu izleri kalmış. Mantık yoluyla halledilemez duyu izleri. Bu yüzden istediğin yaşa gel, psikanaliz konusunda allame-i cihan ol, halledemeyeceksin.
Peki babanın konumu?
Erkekle kadın burada ayrılıyor. Aslında her cinsiyetteki çocuğun ilk arzu nesnesi annesidir. Bir noktadan sonra erkek çocuğa çok belirgin bir şekilde 'annen senin arzu nesnen olabilir ama olmaması gerekir' hissettirilir. Bunu hissettiren de genellikle babadır. Çünkü senin annenle sınırsız bir ilişkin var. Sınırı baba koyar. İlk ifade etmemeyi öğrendiğin şey ne? Anneye olan o olmaz tutkun. Babanın adı o ifadeyi keser. Çek elini annenden demez ama onu hissettirir. "O benim" der çünkü baba. Ve erkek ilk en şiddetli duygusunu ifade etmemeyi öğrenir. Böylece anneden sonra, diğer kadınlara karşı da en iç duygularını önlemeyi öğrenirsin. Kız çocuğa ise hiçbir zaman böyle bir şey söylenmez ya da ima edilmez, çünkü insanlara göre böyle bir tehlike zaten yoktur. Erkek çocuğun aldığı uyarı ise onun için ciddi bir travmadır.
*Böyle bir travmayla karşılaşan çocuk ne yapar?
Anneden uzaklaşır, sonra da bir sürü saçma sapan psikolojik olay başlar. Tepki oluşumu. Anneden nefret eden çok fazla erkek çocuk vardır. Bu travma erkek çocuklarını ilerki yaşamlarında da kesinlikle etkiler.
EŞCİNSELLİK KORKUSU
'Erkekler neden açılamaz'ın bir diğer şıkkı nedir?
Önce erkekler açıklığın erkeğe özgü bir şey olmadığına inanmışlardır. Her erkek 7 ila 8 yaşında adını koyamadığı bir endişe duymaya başlar. 12 Ğ 13 yaşında bu eşcinsellik olarak isim kazanır. Bir takım davranışlar erkeğe bunun doğru bir şey olmadığını hissettirir. Erkek çocuklar yavaş yavaş duyguyu ifade etmenin kadınlara ait olduğu fikrine alıştıkları için böylesi bir durumdan uzak dururlar. İlk eşcinsellik korkusu erkek için ilk kapanmadır da.
Bu kitapta erkeklerin açılmamasının en önemli sebebinin kadınlar olduğu söyleniyor.
Buluğ çağı bittikten, erkeğin kolunda bir iki kıl çıkmaya başladıktan sonra flört dönemleri de başlar. Bu çağdan itibaren erkek arzulayan, kadın arzulanan konumunda olmak zorunda. Kültür bunu söylüyor. Reddedilme korkusu erkekte çok daha fazla. Kadın ana kraliçe şeklinde oturuyor, bir takım erkekler geliyor, gidiyor, gitmiyor. Her erkek hayatında çeşitli redler yaşayarak büyür. Kadın reddedilmez, kadın en fazla hoşlandığı biri tarafından istenmemiştir ama bu kendisine herhangi bir lafla belirtilmemiştir. "Seni istemiyorum" lafını duymayan kadın bunu pek çok kere pek çok erkeğe söyler. Her erkek hayatında en az 100 defa bunu duymuştur. Buluğ çağı geçip de, daha yetişkin çağa geldiğinde kendini bir şekilde koruman lazım. Böyle yaşanmaz çünkü. Bir yere geldiğinde kendini bu reddedilmelerden kurtarmalısın. Reddedilmemenin yolu da istememektir. Yani ifade etmemek, açılmamaktır.
Kadın zırlayan erkek sevmez
Sadece kadınlara karşı değil, erkekler birbirlerine karşı da açılamıyorlar galiba...
Tabii. Mesela erkek dergilerinde hiç dert yoktur. Derdinin olması ayıp bir şeydir. Türkiye başarı merkezli bir ülke haline geldi. Eskiden başarısız insana acınırdı, şimdi başarısızlık ayıp bir şey olarak algılanıyor. Erkekler arasında bir açılma yoktur, ancak beraber bir iki tek atıp eğlenmek vardır. Duygularını ifade eden erkek, 12 Ğ 13 yaşında yaşadığı endişelerini tekrar yaşar. Yani açılmak kadınlara mahsus bir şeydir. Bu arada başarı merkezli erkek dünyasında kadınların da payı var. Kadınlar öyle zırlayan erkeklerden hoşlanmaz. Kadınlar açılan erkekleri ister, ancak açıldığını gördükçe sıkılır, sıkıldıkça kaçar.
(Burada kılavuz kitap 'Erkekler Neden Ağlamaz'dan bir alıntı yapılmalı: "Kadınlar da erkeklerle beraber aynı kalıplardan etkilendiği için çoğu, uzak ve bilinmez görünen erkekleri tercih ediyor; cinsel anlamda bundan etkileniyorlar... Çoğu kadın sevgilisinin bir sorunu olduğunu duyduğunda ne yapacağını şaşırıyor." S.83 Ğ 84)
Peki erkekler bir müddet sonra açılabilir mi?
O kısmına hiç inanmıyorum işte. Açılan erkek ya gizli eşcinseldir ya da poligamdır. Dolayısıyla açık bir adamla karşılaşırsan kork, çünkü o asla tek eşli olmayacaktır.
Bülent Somay her çarşamba 'Kadın Harekatından Sonra Erkekler' başlığı altında seminerler veriyor. Tünel Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen seminerler 20.30'dan 22.30'a kadar sürüyor. Ayrıntılı bilgi için tel: 0212. 252 86 53
Asıl E. Perker
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|