kapat

13.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kaybedenler sahnede
Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu, Arjantin'de yaşanan bir olaydan yola çıkarak ülkemizde de tartışılan 'kayıplar'ı sahneye taşıyor. "Knepp"te kocası kayıp kadının dramından yola çıkılıyor

Kocası kayıp bir kadın, bilimsel bir araştırmada denektir. Ancak deneyin konusu saklı tutulmaktadır. Basit bir anlaşmayla kadın hukuki haklarından vazgeçerse, kocasıyla haftada bir kez konuşmasına izin verilecektir...

Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nda Işıl Kasapoğlu yönetmenliğinde perde açan Jorge Goldenberg'in 'Knepp' adlı oyunun öyküsü bu. Kaybolan adam, bir dönem Arjantin'de ortadan yok olan ve bir daha haber alınamayan 30 bin kayıptan sadece birisi... Kadın ise gözünde yaşlarla kocasının izini süren binlerce kadının temsilcisi.

Yazar Goldenberg, 'Knepp'i 'Kirli Savaş' diye tabir edilen iç savaşın bitiminden sonra 1983 yılında ilk kez izleyiciyle buluşturmuş. Oyun daha sonra İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa'da perde açmış ve büyük ilgiyle karşılanmış.

Çok ilgi çekmesinin en büyük nedenlerinden birisi isminin izleyiciye ilginç gelmesi...

POLİS DEMEK
Knepp, Arjantin halkı için bile yabancı bir kelime. Goldenberg, "Knepp kelimesinin tek başına bir anlamı yok aslını isterseniz. Sadece gerçek kimliğini saklamak isteyen, garip bir karakterin kullandığı takma isim diyebiliriz. Buenos Aires'in arka sokaklarında polis anlamına da geliyor" diye anlatıyor seçtiği ismin anlamını.

Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun "bilinmeyeni ortaya çıkarmak" anlayışının bir devamı olan oyunda Aksanat'ın kemikleşmiş kadrosu Tilbe Saran, Cüneyt Türel ve Köksal Engür'e Güler Ökten ve Yavuz Pekman eşlik ediyor. Sahne tasarımı yine Duygu Sağıroğlu'ndan.

'Knepp'te olayların etrafında döndüğü, kocası kaybolan kadını canlandıran Tilbe Saran, oyunu anlattı.

Türkiye'de daha önce oynanmamış oyunları tercih ediyorsunuz. Knepp de bu tanıma uyuyor. Oyunla nasıl buluştunuz?

İki yıl önce Işıl Kasapoğlu getirdi oyunu. O dönemde biz 'Abelard ve Heloise' ve 'Molly S'i oynamıştık. Her ikisi de zor oyunlardı. Ruhsal durumum yine böyle zor bir oyuna hazır değildi. Hem bir Türk yazarın oyununa yer vermek istiyorduk ve Bilge Karasu'nun 'Sevilmek'ini hazırladık. 'Knepp' bir köşede hep vardı. Artık zamanı gelmişti...

Bir kayıp olayının çaresizliği mi anlatılan sadece?
Knepp, Arjantin'de yaşanan kayıp olaylarını anlatıyor olabilir ama biraz daha geniş boyutlu düşünülmeyi hak ediyor. İnsanların her alanda kayıpları olabilir. En son depremde de buna benzer durumlar yaşandı. Ama bizim oyundaki kayıpların farkı, bunu devletin sistematik hale getirmesi. Kayıp duygusuyla hiçbirimiz yüzleşmek istemeyiz. Birisi artık yoksa, onunla vedalaşmak, onun yasını tutmak ister insan. Burada politik durum gereği bu insanların öldüğü söylenmediği için yas süreci bir türlü başlayamıyor. Ülkemizde de çeşitli nedenlerden dolayı ortadan kaybolmuş ve bir daha haber alınamamış insanlar var.

İnsani yanlarının yanında bir de politik yanı var yazarın ve oyunun. Anlatılanlar Cumartesi Anneleri'ni hatırlatıyor. Politik bir tavır var mı oyunda?

Benzerlikler var. Ama biz başı sonu belli olan, noktası konmuş eserler sunmuyoruz izleyiciye. Bu oyun sadece kocası kaybolmuş bir kadının dramı değil. En basitinden bazen bir kalem kaybedersiniz, bu kalemin sizde öyle önemli bir yeri vardır ki kahrolursunuz. Kediniz kaçmıştır evden, günlerce ararsınız... Yıllarınızı paylaştığınız bir arkadaşınızla enayice bir şeyden dolayı kavga etmişsinizdir. O bir kayıptır. Liseden mezun olursunuz arkanızda gençliğinizi bırakırsınız. Bu oyun tüm bu kayıpları ve bu kayıplarla başa çıkmayı anlatıyor. O kadar derinlikli bir oyun ki, tek bir durumla kıyaslamak oyuna haksızlık sayılır.

Oyunu Türkiye'ye uyarlamak için değişiklikler yapıldı mı?
Biz bu metnin önce Fransızca'sını bulduk. Ancak Fransızların oyunlara sözler ve sahneler eklemek gibi bir özelliği vardır.İspanyolca'sından karşılaştırdık. Fransızların eklediği bölümleri çıkardık. Ne anlamsal, ne de sözcük anlamında metne müdahale etmedik.

Ne dediler?

Işıl Kasapoğlu (Knepp'in yönetmeni)
"Bir oyundaki olayları tek anlamda sınırlandırdığınız zaman, o oyunun yeteri kadar güçlü olacağını sanmıyorum. Seyirciyle mümkün olduğunda ufku açık kavramları paylaşmaya dikkat etmeliyiz ki, bu oyundan çıkan insanları sınırlandırmayalım. Sahnede gördüklerini hayatlarıyla özdeşleştirmekte serbestler elbette. Seçtiğim oyunların mutlaka yaşadığım toplumla bir bağlantısı vardır. Biz yüzlerce oyun arasından Türkiye'de hiç perde açmamış oyunları bulup çıkartıyoruz. Knepp de onlardan birisi. Biz bir yolculuk yapıyoruz, insanlar katılıyor, bu yol devam ediyor ve edecek..."

Cüneyt Türel (oyuncu)
"Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun ilkeleri doğrultusunda yapılmış bir oyun bu. Oyunları arasında bir bütünlük, bir şiirsellik arayan tiyatromuza yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Bizde yaşanan kayıplar ve Arjantin'de yaşanan benzerleri çok lokal olaylar. Ancak bu lokal olaylar dünyanın bir gerçeğini oluşturuyor. Bu nedenle sadece benzerlikleri iki ülkeyle sınırlamak çok dar olur. Kayıpların farkına varmak için lokal değil, genel düşünmek gerek..."

Köksal Engür (oyuncu)
"Ben oyuna adını veren Bay Knepp'im. Zor bir karakter bu. Zorluğu, fiziksel olarak gerçek olmamasından kaynaklanıyor. Yazar bu karakteri yazarken kendisini baskı altında hissediyor olmalı. Belki de bu yüzden kahramanına açık açık polis demek yerine, argo dilde polis anlamına gelen Knepp ismini vermiş. Knepp, aslında bir bilim adamı gibi görünüyor, polis kimliğini öne çıkarmıyor. Tiyatro bence iki kişilik bir sevda öyküsüyle başladığı yoluna, artık daha da toplumsal konularla devam ediyor."

Pınar Çelikel


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır