kapat

13.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Ay büyürken uyanamadı

Dün Teşvikiye Camii edebiyatçılarla doluydu. Ömürlerini sözcüklere adamış birçok insan, kırlaşmış saçları ve giderek ağırlaşan hareketleriyle, "evvel giden ahbab"ı uğurlamak için bir araya gelmişlerdi.

Güneşli bir kış gününde, Necati Cumalı'yı son bir kez selamlamak için oradalardı.

Necati Cumalı da onlar gibi ömrünü sözcüklere adamış, hayatı boyunca şiirden, öyküden, romandan, tiyatro oyunundan başka bir şey düşünmemişti.

Yazdıklarını gerçek yaşamı yerine koyan ve yaşamını ancak bir dipnotu gibi algılayan kuşağın şairiydi o.

"Ay büyürken uyuyamam!" diye yazmıştı.

Başka bir ay büyürken uyanamadı.

***

Cami avlusunda, bu ülkenin yeni "Necati Cumalı"lar yetiştirip yetiştiremeyeceğine takıldı aklım.

Ömürlerini, kelimelerin anlamını korumaya adayacak gençler yetişiyor muydu?

Bugünün çocukları arasından bir Yaşar Kemal, bir Nazım Hikmet, bir Necip Fazıl, bir Orhan Kemal, bir Orhan Veli, bir Dağlarca çıkacak mıydı?

Gönlüm "Evet!" diyordu bu soruya. "Türk dili her zaman yazarlarını, şairlerini bulup çıkaracak."

Ama aklım ne yazık ki "Hayır!" diyordu. "Böyle insanlar gelmeyecek artık."

***

Aslında hepimizin yakındığı şey; bu ülkedeki değerler sisteminin yerinden oynamış olması.

Değerlerin de bir hiyerarşisi vardır.

Sağlıklı bir toplumda ekonomi, kültür, üretim, siyaset, sosyal ilişkiler ve sanat yaratıları bir denge içinde durur.

Eğer siz bu dengeyi aşırı bir şekilde "para kazanma" lehine bozarsanız, içine düşeceğiniz değerler anarşisi, yaşamı sizin için de anlamsız ve hoyrat kılar.

Hayat sadece "para kazanmak" tan ve bunu gösterişli biçimde yemekten ibaret değildir.

İngilizler bunu çok iyi bilir.

Dünya ticaretinde bizden çok önde olmalarına ve ölçülemeyecek kadar çok servet biriktirmelerine rağmen, "1000 yılın en önemli İngiliz"i olarak William Shakespeare'i seçmiş olmaları bundandır.

Çünkü değerler sistemi yerli yerine oturmuştur bir kere.

Az gelişmiş bir ülkede "Edebiyat karın doyurur mu kardeşim? Bana ne şiirden, romandan? Ben parama bakarım!" cehaleti ise değerler hiyerarşisini yıkar ve toplumu iflah olmaz bir "hiçlik" ve "toplu çürüme" duygusuna götürür.

***

Büyüyünce iyi para kazanması için çocuklarına İngilizce öğretenler, biraz da İngilizler'in değerler sistemine özenseler ve çocuklarına o dilde iki kitap okutsalar, Türkiye'yi daha yaşanılır bir ülke kılarlar belki.

İşte Necati Cumalı'yı selamlamak için, kış güneşi altında Teşvikiye Camii'ne gelen insanlar bu gerçeği biliyorlardı.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır