Ankara dara düşerse...
İhbar... İddia... Spekülasyon... Söylenti... Dedikodu... İtham... At izi... İt izi... Hepsi birbirine karışmış.
İşte "dün itibariyle" Ankara'nın durumu.
Amir, memurundan şüpheleniyor.
Memur, amirinden.
Ve "devlet katında" güvensizlik tırmandıkça, tırmanıyor.
***
SABAH Gazetesi Parlamento Büro Şefi Emin Özgönül'le "sağı, solu" dolaştık.
"Bakanlıklara" baktık.
Gördük ki...
"Korku, dağları bekliyor."
Ve yine gördük ki...
Şube müdürü, kendi yazdığı yazının altına "paraf atmaya" çekiniyor.
Zaten "hantal" olan ve "ağır, aksak" işleyen bürokrasi, neredeyse "tamamen duruyor."
***
Sadece Bakanlıklara değil, "Meclis'e de" göz attık.
Yine "ilginç şeyler" gördük.
Kimi gerçekten "haksızlığın... Adaletsizliğin... Yolsuzluğun" peşinde.
Kimi de...
"Fırsat bu fırsat" diyerek, eski hesaplaşmaların.
Kimi DSP'li "DSP'li Bakan hakkında" ileri, geri konuşuyor.
Kimi ANAP'lı da "ANAP'lı Bakan hakkında."
Maksat:
- O kalksın... Yerine ben oturayım.
***
Enerji Bakanlığı'na uğradık.
Cumhur Ersümer "bu koltukta" en uzun süre oturan kişi... "37 ay."
Amacımız "yatırımları konuşmak."
"GAP ne durumda?"
"Baraj inşaatları sürüyor mu?"
"Mavi akım."
"Rüzgar santralleri."
Cumhur Ersümer "olur konuşalım" diyor.
Fakat, "konuşmak öylesine güç ki¥"
Zira...
Telefon çalıyor:
- Efendim... Televizyon... Canlı bağlantı yapmak istiyorlar.
O bitiyor, bir başka telefon:
- Efendim... Son iddialarla ilgili... Medyadan arıyorlar.
***
Ankara'da "herkesin bir ayrı hesabı var."
Bazıları "temiz toplum için" didiniyor.
Bazıları "bu işlerden siyasi rant sağlamanın."
Bazıları "Cumhur Ersümer'in üzerinden, Mesut Yılmaz'ı sıkıştırmanın."
Bazıları "hükümeti düşürmenin."
***
- Sayın Bakan, Keban Barajı'nda su durumu nedir?
- Tehlike sınırında.
- Ya Karakaya?
- İyi değil.
- Atatürk Barajı?
- Çok idareli gidiyoruz Alarm noktasında.
Öyleyse...
"Kısa, orta ve uzun vadede" neler yapılabilir?
Bugün "kalitesiz enerjiye" alıştık.
Ama "yarın nasıl kurtarılabilir?"
Bakan'la... Diğer Bakanlarla "bunları... Ülkenin temel sorunlarını... Yatırımı... İstihdamı" konuşmak istiyoruz.
Bunun için "Bakanlık, Bakanlık" dolaşıyoruz.
Ama "Bakanlıkların... Bürokrasinin üzerine ölü toprağı serpilmiş."
Sanırsınız ki "Ankara'da saat durmuş."
Eskiden "Ankara Ankara güzel Ankara... Senden yardım umar her düşen dara" denirdi.
Şimdi Ankara'nın "kendisi darda."