Hakan'ın küsmesine gelince; buna hakkı yok. Antrenmanda çalışacak, sahada çalışacak. Futbol oyunu, İtalya'da Türkiye'de insanların gördüğü gibi duygusallıkla oynanmaz. Basını da aynı şekildedir, onun bunu ahbabı diye yazı yazmazlar.
Hakan Şükür neden oyundan çıkarılmış, neden pas verilmiyormuş? Hayır, veriliyor ama Hakan şahsiyetini sahaya yansıtamıyor. Sırtı kaleye dönük pası alıyor, zorluk çekiyor ve topu kaybediyor. Dikkat edin, yüzü kaleye dönük olduğu zaman, sürekli golle burun buruna ve güzel goller de atıyor.
Peki Vieri niye çıkmaz? Kötü oynadı, üç tane de yüzde 100 gol kaçırdı. Çünkü Hakan gibi gelen topu birebirde kaybetmiyor ve o top da yeniden kalesine tehlike olarak dönmüyor.
İtalya'da primler yüklüdür. Özellikle aynı şehrin iki takımı Milan ile Inter arasındaki maçlarda ve diğer dev buluşmalarda. Arkadaşına pas vermeyen bir oyuncuyu, önce takım arkadaşları affetmez, bırakın antrenörü. Çünkü, prim alacaklar. Takımı üst sırada olursa kulüple başka bir türlü, daha güçlü olarak transferde masaya oturacaklar.
Özetle Hakan önce kafasını değişterecek, Türkiye'deki alışkanlıklarını kıracak.
Orası Türkiye değil. Bizdeki gibi takım içinde gruplar falan olamaz, böyle bir şey hissederse kulüp, futbolcunun futbol hayatını bitirir. Türkiye'de her türlü dolap döner ama orada bunlar olmaz. Çünkü çok profesyoneller. Disiplinsiz oyuncular olursa, kötü yaşantısı olan futbolcular varsa, bizdeki gibi peşinden koşulmayı bırakın, onu başka hiç bir kulüp almaz. Aradaki fark işte bu.
Yaşadığım için bunları yazıyorum, çünkü oradaki futbolun ve kulüplerin mantalitesini bilirim. O nedenle bilen bilmeyen yazmasın, çarpıtmasın.