kapat

13.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Adam oldular ablası!
Ajda Pekkan'ından Sezen Aksu'suna, Nilüfer'ine kadar meşhur kimimiz varsa, yıllardır arkalarında çalmakta olan bir takım arkadaşlar 'birleşmeye' karar verdi. Ortaya 'oryantal caz' yapan Habbecik çıktı

Grupla plak şirketinde görüşeceğim. Yan odada oturmuş başka bir gazeteciyle olan görüşmelerinin bitmesini bekliyorum. İçeriden sürekli kahkahalar yükseliyor. "Bu nasıl bir muhabirdir ki, tolkşov kıvamında röportaj yapıyor, herkes sürekli gülüyor, bir orkestraları eksik!" derken, sıra bana geliyor. İki üç dakika sonra anlaşılıyor ki marifet muhabirde değil Habbecik elemanlarındaymış. O kadar eğleniyorlar ki kendi aralarında, kim ne dese gülecek bir şeyler buluyorlar. Habbecik yerine "Kakara Kikiri" de koysalarmış isimlerini, olurmuş.

Peki "Habbecik" ne demek? Habbeden geliyor. "Laboratuvarda ısıtılan sıvıdan ortaya çıkan gazın içindeki baloncuk" diye açıklıyor Berç Yeremyan. Üşenmiyorum sözlüğe bakıyorum... Sözlük "tane" diyor... Hububat kelimesi de bu kökten geliyormuş. Benim sözlüğüm dar kapsamlı olabilir. Ama zaten kelimenin anlamının bir önemi yok. Sevimli geldiği için Berç Yeremyan önermiş, kimse de itiraz etmemiş.

"İlgisiz, umursamaz ama o kadar da sevimli, şirin, cana yakın. Biraz dağınık. Müziğe gönül vermişlerin ne kadar dağınık olduğunu gösteriyor. Onu deriz, bunu çalarız" diyor.

MÜZMİN VOKALİSTLER
Habbecik grubunun elemanları aslında bugüne kadar elinize aldığınız Türkçe albümlerin çoğunda ismi geçen müzisyenlerden oluşmuş bir grup. Saksofonda Levent Altındağ, tuşlu çalgılarda Cengiz Özdemir, elektro gitarda Berç Yeremyan, bas gitarda Eylem Pelit, davulda Volkan Öktem, vurmalılarda da Cem Erman yer alıyor. Yaşı yetenler Ajda Pekkan'dan Sezen Aksu'ya Nilüfer'den Ertan Anapa'ya kadar kim var kim yok hepsinin arkasında hem stüdyoda hem sahnede çalmışlar. Birbirlerini yıllardır tanıyorlar.

"Sahnedeyken ses kontrol yaparken çalıyorduk ve hoşumuza gidiyordu. Bir şeyler yapalım demeye başladık. Kendimiz için çalalım dedik, bir araya gelip çalışmaya başladık ve bunlar ortaya çıktı" diyor Cengiz Özdemir.

Yaptıkları müzik tarzı konusunda bir türlü anlaşamadık gitti. Ben "bal gibi caz bu!" diye ısrar ettim; onlar her tür lafı ettiler: Berç Yeremyan "Caz dersek gerçek cazcılara haksızlık etmiş oluruz" derken, Cengiz Özdemir "Latin'den folka, halk müziğinden rock müziğe kadar her türü içeriyor" diyor. Levent Altındağ "Biz doğaçlamayız, kendi duygularımızı çalıyoruz, bin yıllık melodi olabilir ama kendi duygumuzla bir şey yapıyoruz" derken, grubun genç elemanlarından Eylem Pelit "Melodik yapısı Anadolu, armonik yapısı modern, alt yapısı evrensel. Buna güzel bir isim bulan varsa koysun!" deyip işin içinden çıktı. "Oryantal caz"a ne dersiniz?

Nedir peki bu Anadolu tutkusu?.. "Çünkü içimizde var Anadolu melodileri. Herkeste var. Doğar doğmaz kulağımıza saba makamından ezan okunuyor. Sokakta, radyoda... Bunlarla büyüdük. Kaçamayız. Seviyoruz biz bu melodileri. Bütün popçuların tirajını topla bir İbrahim Tatlıses'inkine ulaşamaz. Ya da Neşet Ertaş'ınkine. Gerçek bu..." diye açıklıyor Cengiz Özdemir.

TÜRKÜYE KURBAN OLAYIM
"Bizimkisi de kendiliğinden oluştu. Biz de şaşırdık" diye ekliyor Levent Altındağ. "Ama tutuyor diye düşünüp koymadık" diye müdahale ediyor Volkan Öktem. Ben de diyorum ki şu türküler de olmasaymış...

Gelelim albümlerine. İsmi "An Meselesi". Cengiz Öktem aynı isimli parçayı bir arkadaşı (Abdülkadir Uzuncan) için yazmış. "Arkadaşımın çaldığı yerde yangın çıkıyor. Kaçıyor kurtuluyor. Sazımı içerde unuttum diye tekrar dalıyor ve bir daha çıkamıyor. Hayat o kadar basit işte. Çıktın kurtuldun. Girdin kurtulamadın. Bazı gerçekler an meselesi."

Yıllardır sahnede olmalarına rağmen kendileri adına ilk defa çıkacakları 19 Ocak'taki Cemal Reşit Rey Salonu'ndaki konserleri için acayip heyecanlılar. "Sanki ilk defa sahneye çıkacak gibiyiz" diyorlar. Etnik tınılı caz sevenler kaçırmasın.

Mutlu Tönbekici

FLAŞ... FLAŞ... FLAŞ...

30'lardan 2001'e, vay be!
Küba'nın en eski ünlü orkestrası La Orquesta Aragon, 16 Ocak'ta tek konser için İstanbul'a geliyor. Topluluk vokalde Rafael Lay Bravo, kemanda Celso Valdes, Gonzales Piedra, Lazaro Sibore, Jose Palma, basta Roberto Espinosa, piyanoda Orlando Perez, flütte Eduardo Rubio ve dansçı Armando Amegaza'dan oluşuyor. 1939'da kurulan 'charanga' orkestrası, dans partilerinin gözde topluluklarından. 1950'lerde cha-cha popüler olunca, onlara çok iş düşmüş. Castro'nun da desteğini almış, Afrika'ya turne bile düzenlemişler. 1999'da kuruluşlarının 60. yılını 'La Charanga Eterna' albümüyle kutlayan grup, geleneksel Küba müziğinin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden. İşSanat'taki konser için rezervasyon tel: 0216 454 15 55.

Hip hop'çular manastıra
İstanbul Sanat Merkezi terasında iki aydır canlı müzik gruplarını ağırlayan Manastre, her pazar düzenlediği hip hop partilerine bu ay da bir konserle devam ediyor. 14 Ocak Pazar günü 19:00'da başlayacak partide Nefret'ten doğan Ceza, yakında "Sözlerim Silahım" adlı albümü yayınlanacak olan Silahsız Kuvvet, Asya Sentez ve Türkiye'de yaşayan İngiliz ve Gana'lı müzisyenlerden oluşanf Asanti olacak. Güzel bir manzara eşliğinde yapılacak bu hip hop partiyi, hip hop'çuyum diyen kaçırmaz.

Adres: Manastre İstanbul Sanat Merkezi, Tarlabaşı Bulvarı, Dernek Sokak No:16 Taksim. Tel: (0 212) 238 09 33.

Courtney Pine da DJ oldu
Fuji Film Music Weekends şerefine 19-20 Ocak'ta ünlü İngiliz cazcı Courtney Pine, Babylon'da olacak. Pine teknoloji marifetiyle hip hop, drum'n'bass türlerini, caza ekleştirmesiyle ünlü. Son 'Back in the Day' albümünde 60'lı yılların soul jazz sound'unu yeni prodüksiyon teknikleriyle birleştiren Pine "DJ'lik yaptım adeta" diyor.

Jamie@ the Milk
Bristol techno-jazz ekolünün başlıca simalarından Jamie Anderson, tech-house ve Latin tınıları taşıyan parlak prodüksiyonları ve kendi plak şirketi ARTFORM ürünleriyle, İngiliz dans endüstrisinin nadide prodüktörlerinden biri. En son kendi şirketinden yayınladığı "Abstract Latinism" serisi ve turntable yeteneklerini sergilediği bir dizi mix-cd onu devlerin katına yerleştirdi. Son dönemde yaptığı remix'lerle iyice ünlenen Jamie Anderson, 19 Ocak gecesi İstanbul'daki müzikseverlerle The Milk Music Club'ta buluşacak. Adres: Milk Music Club Akarsu Sok. No:5 Galatasaray. Tel: 0212 249 53 63.

Korkun onlardan

Wu-Tang Clan / The W

(Loud Records / Sony Music)

Dokuz adet rapper bir araya geldi yıllar önce: Method Man, Ghostface Killah, Raekwon, Inspectah Deck, RZA, Ol' Dirty Bastard, Masta Killa, U-God, Cappadonna ve Gza. Bir de onlara arada bir katılan Nas, Busta Rhymes, Redman, Junior Reid ve Isaac Hayes. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere bu adamlar hiç tekin değil. Projeleri Wu-Tang Clan, sokaklarda nam salalı epey oldu. Karşılarına dikilecek kaç baba yiğit var, şu ölümlü dünyada? Onlar kısaca "Wuuuuu..." Kendi müzik tarzlarını bırakın; modaları, jargonları, video oyunları bile var. Hip hop'un 'masterpiece'i addedilen 'The W'ya imza atmaları da boşuna değil; tam onlardan beklenecek hareket. Zira, kolaysa laf edin bakalım bu albüme de... Siz iyisi mi "Protect Ya Neck" yoksa o sokaklar, 'Shaolin Style', "insanın kendisini ve sokakları tanımak için ihtiyaç duyduğu bilgi" diye açıkladıkları Wu felsefesi, sizi n'apar bilemem. İhtiyatlı olmak lazım.

Millerce yol geldik hepsi maviydi...
Miles Davis / Blue Miles

(Columbia / Sony Music)

Geçenlerde televizyonda bir müzik programı vardı, ecnebi yanılmıyorsam, ayıptır söylemesi, adamın biri çıkmış aşağı yukarı şunları söylüyordu: "Mozart klasik müzik için neyse, Jimi Hendrix rock müzikte ne manaya geliyorsa, Miles Davis de caz için aynı şeydir." Bu herşeyi açıklıyor herhalde... Ustanın 'koyu lacivert' albümü, ünlü albümlerinden seçme parçalardan oluşuyor: Round Midnight, Blues for Pablo, Blue in Green, The Pan Piper, Drad Dog, Basin Street Blues, Circle, Sweet Pea... Arada bir böyle hatırlatma babında iyi oluyor, 'Miles Davis experience' kuşkusuz her ruha iyi geliyor.

Boylarını bir görelim
Backstreet Boys / Black&Blue

(Jive / EMI)

Boy-band furyası ne zaman bitecek, Latin ateşi sönecek mi bir gün, Madonna'nın bir sonraki numarası ne olacak vs. diye merak etmekten bıktık usandık. Bitmiyor kardeşim. En ünlü çoluk çocuk grubu işte bir albüm daha yapmış; siyah ve mavi karışımı. (Blue-black: bir zamanlar bu boy band dinleyicileri arasında en fazla heyecan yaratan jean rengiydi kendisi...) Şu ara zırt pırt her yerde çalan "Shape of My Heart" single'ı sizi duruma uyandırmıştır zaten. Hayır, bir büyüseler, belli olmuyor bunların ne olacağı ki... Robbie Williams'ı da 'öyle' bilirdik, bakınız ne akıllı çıktı. Hani diyoruz, bir süreliğine ortadan kaybolsalar, 'artık yalnızlığın kurbanı olmayan' Britney'le filan birlikte. Ortalık bir yatışsa, ferahlasa... Sonra yine boy göstersinler. Bize ne?

Ayşe Deniz Poyraz

adp@sabah.com.tr


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır