Yeni yıla başlarken biraz geçmiş zaman muhasebesi yapmak, biraz da geleceğe umutla bakmak genel geçer bir üsluptur. Bütün dünyada insanlar geçen yılın "isimleri" ve "olayları" üzerinde mutabakat arar, özellikle başarının altını çizerler. Bizde de yapıldığı gibi...
Bu kez yurt dışındaki değerlendirmelerin çoğu aynı isme adreslendi. Uluslararası gastronomi dünyasının alkış tuttuğu aşçı Ferran Adria. İspanya'dan. Katalan Bölgesinin, İspanya'nın kuzey doğusunda biraz da unutulmuş bir yerin göbeğindeki lokanta son üç dört yıldır bir güneş gibi. Ödüllendirmede ne denli cimri olduğu bilinen Michelin-Guide, Ferran Adria'ya 1997'den beri sürekli 3 yıldız veriyor. "El Bulli Lokantası ve Adria" için, gastronomi dünyasının papası Paul Bocuse "en heyecan verici" derken, kıskanç ve temkinli Jöel Robuchon onu "dünyanın en iyi aşçısı" olarak nitelendiriyor...
38 yaşındaki, der Spiegel dergisinin deyimi ile "Beethoven görünüşlü" Adria, Barcelonalı orta halli mazbut bir aileden. 18 yaşında bulaşık yıkayarak girdiği mutfakta başka bir ebad olabileceğini aldığı bir hediye ile keşfetmiş. Birisi Adria'ya 1903 yılında kaleme alınmış bir kitabı hediye etmiş. Modern Mutfağın Babası Escoffier'nin kaleme aldığı "kutsal kitap", Adria için yeni bir dünyanın kapısı olmuş...
Tatillerini Fransa'da lokantalarda çalışarak geçiren Adria, İşletme Fakültesi'ndeki derslerinden arta kalan zamanını aşçılık kariyerine yatırım yaparak kullanmış. Daha 21 yaşında Costa Brava'da başaşçı olmuş...
Peki bu Ferran Adria'yı "başka" kılan ne? Nasıl oldu da bu başarıya ulaştı? Kendi sırrını kendi anlatıyor. "Mutfak, teknik ve konsepttir" diyor. Kendisine "oyun sahası" ve laboratuvar olarak Barcelona'nın tarihi merkezinde, belki de dünyanın en zengin pazarlarından birisi olan "Boqueria"nın yanıbaşında muazzam bir yer inşaa etmiş: En son teknikle kuşanmış bu atölyede her türlü alet, edevat, imkan mevcut. Sabahtan akşama deney yapıyor. Bıkmadan usanmadan ya mucizevi bir sihirle bitiyor deneyler ya da çöp sepetini boyluyor.
Alaylı Adria ise lezzeti tereyağla transfer etmek yerine ayrıştırmayı deniyor. Başarısı sanatın bütün dalları için geçerli olan bir noktayı yakalamış oluşunda: "Basit ve yalın olanın daha kuvvetli olabileceği gerçeğini. O kadar basitleştiriyor ki, herkesin ne var bunda, ben de yapardım dediği noktaya kadar... Biliyorsunuz en zorudur o nokta... Hem bilgi, hem cesaret, hem de görgü gerektirir...
Örneğin yoğurt tozları ile yaptığı "Ravioli". İçini de yoğurtla dolduruyor... Damağınızda nasıl bir tesir mi yaratıyor? Pralinleri düşünün, içinde daha hafif bir karışım bulunan çikolata topu nasıl dağılır damağınıza? İşte öyle...
Elbette dört yıldır üç Michelin yıldızınız varsa, bütün dünyanın gözü sizin üstünüzde oluyor. En başta müşteriler: Amerikalılar, Japonlar... Sonra aşçılar: Bütün dünyadan karın tokluğuna Adria'nın yanında çalışmak isteyenler, başvuruda bulunanlar. Ve en nihayetinde basın: Meşhur Amerikan "Gourmet" Dergisi Adria'yı "Mutfağın Dali'si" olarak takdim ediyor...
Kısacası yeni yüzyılın eşiğinde mutfakta yılın adamı Ferran Adria. 30 yıl önce Paul Bocuse'nın yarattığı etkiye benzer bir etkisi var şu anda... Nouvelle Cuisine'de söz konusu olan, her şeyi tabiattaki haline en yakın haliyle sunmaktı... Şimdi mutfak dünyasını alt üst eden yeniliklerde Adria "biçim, doku ve ısı'yı" tümü ile değiştiriyor. Size macera ve heyecan olarak sunarak...